365bet籭

Dolar
39.40
Euro
45.55
ı
3,399.82
ETH/USDT
2,571.70
BTC/USDT
106,755.00
BIST 100
9,350.01
Analiz

İ-İ gerilimi Rusya için ne anlama geliyor?

İ-İ Savaşı, neticelerine bakılmaksızın gerek bölgesel gerekse küresel aktörlerle dünyadaki diğer olayları da etkileyecek potansiyele sahip.

Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu  | 16.06.2025 - Güncelleme : 16.06.2025
İ-İ gerilimi Rusya için ne anlama geliyor?

İٲԲܱ

Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu, İ-İ Savaşı'nın Rusya için ne anlama geldiğini AA Analiz için kaleme aldı.

***

İ’in İ’a saldırmasıyla başlayan İ-İ Savaşı, dördüncü gününü tamamlamış bulunuyor. Uzun yıllardır İ’in İ’a saldıracağı görüşü dile getirilse de istikrarın bir türlü hakim olamadığı Orta Doğu’daki son gelişmeler yine de İ dahil olmak üzere birçok ülkeyi hazırlıksız yakaladı.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için
🔹 Anlık gelişmeler için

Diğer yandan özellikle taraflar arasında kara sınırın olmaması dolayısıyla savaşın bu şekilde uzun süremeyeceği ve yakında ateşkesin sağlanacağı görüşü hakim. Buna rağmen neticelerine bakılmaksızın bu savaş, gerek bölgesel gerekse küresel aktörlerle dünyadaki diğer olayları da etkileyecek potansiyele sahip. Bu bağlamda İ-İ Savaşı’nı yakından takip eden ülkelerden biri de şüphesiz İ ile yakın işbirliği içerisinde olan Rusya’dır.

Rusya’nın bölgedeki dayanağı: İ

21. yüzyılın başında Rusya’da Vladimir Putin’in iktidara gelmesiyle birlikte, Kremlin Orta Doğu’da aynen Sovyetler Birliği döneminde olduğu gibi etkisini artırsa da Arap Baharı’nın yaşanması, Rusya’nın bölgedeki varlığını olumsuz etkiledi. Arap Baharı’ndan sonra Moskova’nın bölgedeki en önemli iki dayanağı, Suriye ile İ kaldı. Rusya her iki ülkeye de yıllarca önemli destekte bulundu. Rusya, bu iki ülkeyle yalnızca siyasi ve ekonomik değil, enerji ve askeri alanlarda da işbirliği geliştirdi. Rusya, kendi çıkarlarını da düşünerek buradaki rejimleri dış müdahaleden korumaya çalıştı. Suriye’de Beşar Esad rejiminin iktidardan uzaklaştırılmasından sonra Rusya’nın Suriye’deki varlığı tehlikeye girerken ve günümüzde bu ülkedeki Rus askeri üslerinin geleceği netlik kazanmazken İ’ın Rusya açısından önemi daha da artmış oldu. Bunlara ek olarak, İ Rusya için yalnızca Orta Doğu’da değil, Kafkasya’da da müttefik konumundadır.

Rusya da İ açısından büyük önem arz etmektedir. Rusya’nın desteğiyle İ nükleer santrale sahip olduğu gibi Moskova, İ’ı uluslararası arenada özellikle nükleer alanındaki çalışmaları dolayısıyla desteklemektedir. Rusya ve İ Batı’nın yaptırımları karşısında da birbirlerine karşılıklı yardımda bulunmaktadırlar. Dolayısıyla bu iki ülke, özellikle 21. yüzyılın başından itibaren çok yakın ve çok yönlü işbirliği geliştirmektedirler. Söz konusu münasebetleri de 2025 yılının hemen başında kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması ile taçlandırdılar. Peki böyle bir ortamda İ-İ Savaşı’nın yaşanması Rusya’yı, Rusya-Ukrayna ilişkilerini, İ’ın 2022’de asil üye olduğu Şanghay İşbirliği Örgütü'nü (ŞİÖ) nasıl etkileyecek?

İ-İ Savaşı’nın Rusya-Ukrayna Savaşı’na etkisi

Dördüncü gününü tamamlayan İ- İ Savaşı, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı adeta unutturdu ya da en azından ikinci plana itti. Bu husus şüphesiz Moskova’nın lehine bir gelişme oldu. Zira taraflar İٲԲܱ’da arka arkaya iki kez bir araya gelmelerine ve başta esir ve ölü askerlerin takası olmak üzere bazı önemli kararlar almalarına rağmen ABD Başkanı Donald Trump her iki ülkeye de baskıyı arttırdı. Trump, yakında ateşkesin sağlanmadığı takdirde Ukrayna’yı yardımları kesmekle, Rusya’yı da yeni yaptırımlar uygulamakla tehdit etti. ABD’nin Rusya’dan enerji kaynakları ithal eden ülkelere yüzde 500 oranında vergi uygulamasını öngören tasarının hazırlanması ve bunu bir koz olarak kullanması, şüphesiz Rusya’nın işini zorlaştırmaktadır.

İ-İ Savaşı’nın başlamasıyla ise Batı için yeni bir cephe açıldı. Şimdilik bu tasarı da AB ülkelerinin Ukrayna’ya asker gönderme tartışmaları da unutulmuş gibi görünüyor. Zira gerek ABD gerekse de Avrupa Birliği (AB) kendi çıkarları doğrultusunda İ-İ Savaşı’nın seyrine göre farklı senaryolar üzerinde çalışmaktadırlar. Savaşın seyrine göre de ABD ve AB’nin buradaki meşguliyeti ve dolayısıyla Ukrayna cephesine mesafeleri değişecektir. Bununla birlikte, Ukrayna yetkilileri şimdiden konuyla ilgili kaygılarını dile getirmeye başladılar. Nitekim Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy yaptığı açıklamada, ABD’nin İ’e verdiği silah desteğinden dolayı Ukrayna’ya yönelik yardımların azalacağını, savaş dolayısıyla artacak enerji fiyatlarının da Rusya’yı güçlendireceğini belirtti.

İ-İ Savaşı’nın Rusya açısından bir başka olumlu tarafı şüphesiz Zelenskiy’nin de belirttiği gibi enerji fiyatlarının şimdiden artmaya başlamasıdır. Her ne kadar AB ülkeleri enerji alanında önemli ölçüde Rusya’ya bağlılıklarını azaltsalar da Rusya enerji kaynakları için yeni pazarlar bulmuştu. Dolayısıyla AB’nin Rusya’yı ekonomik olarak çökertme planları tutmadığı gibi Orta Doğu’daki istikrarsızlık gerek gaz gerekse de petrol fiyatlarının Rusya’nın beklentisinden de yukarıda seyretmesine neden oldu. İ-İ Savaşı uzadığı ve İ Hürmüz Boğazı’nı deniz seyrüseferine kapattığı taktirde, Rusya gibi ekonomileri büyük ölçüde enerji kaynaklarına bağlı ülkeler bundan fayda sağlayacak. Dünya piyasasındaki sıkıştırılmış gazın yüzde 30’u, petrol ve petrol ürünlerinin yüzde 20’si bu boğazdan geçmektedir. Söz konusu istatistikler enerji kaynakları fiyatlarının nasıl artabileceği konusunda önemli ipucu vermektedir.

Savaşın Rusya açısından muhtemel olumsuz sonuçları

Yukarıda belirtilen Rusya açısından olumlu etkilerin yanı sıra savaş uzun vadede Kremlin tarafından istenmeyen sonuçlara da yol açabilir. Bilindiği üzere, 2025 yılının başında Rusya ile İ, çok yönlü askeri işbirliğini de içeren kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Her ne kadar bu anlaşma bir ülkenin saldırısı karşısında birlikte hareket etmeyi öngörmese de ister istemez İ’ın “stratejik ortağı” üzerinde baskı yaratmaktadır. Rusya açısından bundan daha da önemlisi, belki de İ yetkililerinin zaman zaman nihai hedeflerinin İ rejimini devirmek olduğunu belirtmeleridir. İ’da rejim değişikliğinin Rusya açısından Esad rejiminin düşüşünden daha önemli sonuçları olacaktır.

İ-İ Savaşı’nın başlamasıyla merak edilen konulardan biri de İ’ın 2022’de üye olduğu ŞİÖ’nün tepkisiydi. Kaldı ki her ne kadar üye ülkeler örgütün üçüncü bir güce karşı kurulmadığını ve herhangi bir ülkeye karşı faaliyet göstermeyeceklerini belirtseler de ŞİÖ uzun yıllar boyunca NATO’ya alternatif bir güç olarak değerlendirildi. Rusya ve Çin gibi ülkelerin üye olduğu ŞİÖ’nün İ’in İ’a saldırmasını kınamakla kalması da ŞİÖ’nün de başta Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası örgütler gibi uluslararası gelişmelere karşı etkili tavır almakta zorlandığını göstermektedir. Tüm bunlar şüphesiz bu örgütlerin prestijine büyük zarar vermekte, varlıklarının sorgulanmasına yol açmaktadır.

Savaşın uzamasının Rusya açısından bir başka muhtemel olumsuz sonucu, tüm sorunlara rağmen ABD ile ikili ilişkilerin düzeltilmesine yönelik çabaların kesilmesi, hatta ilişkilerin daha da gerginleşmesidir. Zira savaşın uzaması, ABD’nin müdahale ihtimalini artıracağı gibi doğrudan savaşa katılım olmazsa da Rusya ile Çin’in de İ’a vereceği desteğin boyutunu değiştirecektir. Bundan dolayıdır ki aslında Rusya da kendisi açısından muhtemel tüm olumlu neticelere rağmen savaşın bir an önce bitmesi gerektiğini savunmakta, bu yönde diplomatik girişimlerde bulunmaktadır. Nitekim Putin, Trump ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile birer telefon görüşmeleri gerçekleştirdiler. Rus yetkililer, taraflar arasında arabuluculuğa hazır olduklarını belirttiler ki, Trump da bu teklife olumlu baktığını ifade etmektedir.

Yoğun diplomatik temaslarda bulunan bir başka ülke de Türkiye’dir. İki gün içerisinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 10'dan fazla devletin devlet başkanı ile telefon görüşmesi gerçekleştirerek bir taraftan İ’in saldırılarını kınarken diğer taraftan savaşın sonlandırılması için çaba sarf etmektedir. Bu savaşın bir an önce sonlandırılması da aslında tüm ülkelerin çıkarınadır. Zira savaşın dozu arttıkça ülkeler kendi konumlarını daha net açıklamaya ve taraflarını belli etmeye başladılar. Bu da uzun vadede şu an yatıştırılmış sorunların da yeniden alevlenmesine yol açabilir. Bundan dolayıdır ki Türkiye ve Rusya gibi özellikle bölge ülkeleri diplomatik temasları artırmaktadır.

[Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu, Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesidir.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın