365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Bulgar tarihçi Prof. Dinkov: Ortodokslar Fatih Sultan Mehmet'e teÅŸekkür etmeli

Dzhanan Mehmed Ismail
09.05.2025
Ankara

"Günümüzde var olan neredeyse tüm Bulgar manastırları ve kiliseleri, özellikle Fatih Sultan Mehmet Han döneminde, padiÅŸah fermanlarıyla inÅŸa edilmiÅŸtir."

Bulgar tarihçi Prof. Dr. Stoyan Dinkov, Ortodoksların bugün varlıklarını sürdürebilmelerinin Fatih Sultan Mehmet sayesinde mümkün olduÄŸunu söyledi.

Bulgaristan'ın önemli tarihçilerinden Prof. Dr. Dinkov, ülkenin tarihi, Osmanlı hükümranlığında geçen dönem ve Bulgarların Türklerle baÄŸlarını AA muhabirine anlattı.

Dinkov, Bulgarların 19 Türk boyundan biri ve doÄŸrudan Türk-Hunların torunu olduÄŸunu belirterek, "Türkler ve Bulgarlar arasında fark yoktur, çünkü Bulgarlar Batı OÄŸuz Türkleridir. Aynı zamanda Avarlar ve Hazarlarla da yakından akrabadırlar." dedi.

18. yüzyılın sonlarında baÅŸlayan Rus İmparatorluÄŸu propagandası ve ardından 20. yüzyıldaki komünist propagandanın etkisiyle Bulgaristan'da, Türk kökenli olmadıklarına dair teorilerin yayıldığını aktaran Dinkov, bu iddiaların gerçeÄŸi yansıtmadığını vurguladı.

"Türklerin Balkanlara yerleÅŸmesi Traklar döneminde baÅŸladı"

Dinkov, tarihsel olarak Türklerin Traklar döneminde Balkanlara yerleÅŸen ilk halklardan biri olduÄŸunu çünkü Trakların da Türk boylarından geldiÄŸini belirterek, "Daha yakın tarihte ise Konya merkezli Selçuklu Türkleri 1307 yılında Balkanlar’a kalıcı olarak yerleÅŸmiÅŸtir." dedi.

Balkanlardaki yerel halk ile Selçuklu Türkleri arasında herhangi bir gerilim olduÄŸuna dair bir kayıt bulunmadığını belirten Dinkov, "İkinci Bulgar Çarlığı’na (özellikle Türk-Kuman devleti olan Zagore’ye) iliÅŸkin ise (halklar arasındaki) iliÅŸkiler oldukça iyiydi; hatta Bulgar Çarı I. İoan Aleksandır ile Sultan I. Murad arasında ittifak anlaÅŸmaları yapılmıştır." diye konuÅŸtu.

Dinkov, 14. asırda Avrupa’da yaÅŸanan Büyük Kıtlık ve ardından meydana gelen üç büyük veba salgını sonucu İkinci Bulgar Çarlığı'nın çöktüÄŸünü belirterek, "Åžüphesiz, Zagore halkı, bu topraklar Osmanlı Devleti'ne katıldığında kurtarılmış ve korunmuÅŸ, aynı zamanda coÄŸrafyaları da yeniden inÅŸa edilmiÅŸtir." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Osmanlı Devleti sınırları içerisinde en az 500 etnik grup yaÅŸamış olup, bu grupların eÅŸit hak ve özgürlüklere sahip olduÄŸunu kaydeden Dinkov, sözlerine ÅŸöyle devam etti:

"Günümüzde var olan neredeyse tüm Bulgar manastırları ve kiliseleri, özellikle Fatih Sultan Mehmet Han döneminde, padiÅŸah fermanlarıyla inÅŸa edilmiÅŸtir. O dönemde, dünya çapında Ortodoks Hristiyanlık kurtarılmış ve Evrensel Patrikhane yeniden inÅŸa edilmiÅŸtir. Objektif gerçekler ve mantığa göre, Ortodoks Hristiyanlık, bugün varlığını sürdürebilmesinin temeli olarak Fatih Sultan Mehmet Han’a derin bir saygı ve teÅŸekkür borçludur."

"Osmanlı'da kölelik mevcut deÄŸildi"

Dinkov, Osmanlı'da, Batı'daki gibi sistematik bir kölelik uygulamasına dair herhangi bir kanıt bulunmadığını belirterek, "Osmanlı Devleti'nde kölelik mevcut deÄŸildi." dedi.

Osmanlı döneminde Balkanlar'daki halkın hem toplumsal hiyerarÅŸide hem de ekonomik yaÅŸamda tamamen özgür olduÄŸunun altını çizen Dinkov, "Birçok Bulgar, devlet yönetiminde görev almış; sadrazamlık, vezirlik, kadılık, askeri rütbeler, giriÅŸimcilik, kültür ve sanat gibi yüksek düzeyli alanlara kadar yükselmiÅŸtir." ifadesini kullandı.

Dinkov, Bulgarların 19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nde en ayrıcalıklı etnik gruplardan biri haline geldiÄŸini aktararak, "19. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı topraklarını gezen İngiliz seyyah ve araÅŸtırmacılar Bulgar köylüsünü ‘dünyanın en zengin köylü sınıfı’ olarak tanımlamıştır." dedi.