365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Doç. Dr. Enis Doko: “Hedonizm, toplum içerisinde anlam krizine yol açıyor"

Halil İbrahim Medet
18.06.2025
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

"Yemek, eÄŸlence, cinsellik, film izlemekâ€� Popüler kültür de bunu pazarlıyor. Sosyal medya, reklamlar, diziler bize hep hedonist bir yaÅŸam tarzı gösteriyor. Bu hedonist yaÅŸam tarzı maneviyatı zedeliyor"

Daha fazlası için Instagram’dan

Tüketim kültürü, dijitalleÅŸme ve özellikle gençler arasında yaygınlık kazanan hedonizm, toplum içerisinde anlam krizine yol açıyor.

İbn Haldun Üniversitesi Felsefe Bölümü ÖÄŸretim Üyesi Doç. Dr. Enis Doko, küreselleÅŸme ve hazcılığa baÄŸlı olarak yaygınlık kazanan anlam krizini ´¡²â°ùı³¾³¦Ä±±ôı°ì Hattı'na anlattı.

Enis Doko, teknoloji ve tıptaki ilerlemelere raÄŸmen psikolojik sorunların arttığını ve bunun sebebinin insanların yaÅŸadıkları hayata bir anlam bulamaması olduÄŸunu belirterek, "GeçmiÅŸte insanlar hayatlarına 'daha adil olmalıyım, daha erdemli olmalıyım' gibi hedefler koyardı. Bu hedefler dinden veya felsefeden gelirdi. Bugün hedefler deÄŸiÅŸti: Daha çok para kazanmak, daha fazla gezmek, daha çok yemek yemek… Ama hedonizm anlam vermez." dedi.

Hedonizmin insanlara mutluluk, huzur ve tatmin vermediÄŸinin bilimsel olarak kanıtlandığını kaydeden Doko, hedonizmin bağımlılığa yol açtığını ve bu nedenle hep daha fazlasını isteyen insanlarda depresyon ve anksiyeteye neden olduÄŸunu bildirdi.

Doko, gerçek bir maneviyat, anlam ve huzurun ancak saÄŸlam bir inançla mümkün olduÄŸunu ve küresel çaÄŸdaki anlam krizi noktasında İslam'ın önemli bir panzehir olabileceÄŸini belirterek, dini terk edenlerin astroloji, kuantum, yeni çaÄŸ hareketleri ve kiÅŸisel geliÅŸim gibi yerlerde tatmin aramasını raÄŸmen bunların da tatmin saÄŸlamadığını ifade etti.

"İslam alemi, küreselleÅŸmeye hazır deÄŸildi"

Ateizm ve deizmin gençler arasında önceki nesillere göre daha yaygın olduÄŸunu ancak bunun gençlerin çoÄŸunun ateist veya deist olduÄŸu anlamına gelmediÄŸini söyleyen Doko, bu durumun Türkiye'ye özgü olmadığını ve tüm İslam ülkelerinde benzer bir eÄŸilim gözlemlendiÄŸini anlattı.

Doko, inançla ilgili bu kararların her zaman rasyonel veya akılcı olarak alınmadığını artan hedonizmle de baÄŸlantısı olduÄŸuna dikkati çekerek ÅŸunları söyledi:

"Yani hayatın amacı haz almak olarak görülüyor: Yemek, eÄŸlence, cinsellik, film izlemek… Popüler kültür de bunu pazarlıyor. Sosyal medya, reklamlar, diziler bize hep hedonist bir yaÅŸam tarzı gösteriyor. Bu hedonist yaÅŸam tarzı maneviyatı zedeliyor. Maneviyat zedelenince, kiÅŸi 'Müslümanım' dese bile din hayatında etkin bir rol oynamıyor. Sadece kimlik düzeyinde bir baÄŸlılık kalıyor. Dolayısıyla asıl yükselen eÄŸilim bence ateizm ya da deizm deÄŸil, hedonizm."

Hedonizmin insanı günaha, dünyeviliÄŸe ve yüzeyselliÄŸe sevk ettiÄŸini ve böyle bir yaÅŸam tarzında kiÅŸi inansa bile dinin hayatın küçük bir parçası haline geldiÄŸine iÅŸaret eden Doko, bunun sonucunda hem dünyada her ÅŸeyin tadını çıkarayım, hem de ibadet edip cennete gideyim gibi bir düÅŸüncenin ortaya çıktığını belirtti.

Doko, ateizmin ve deizmin yükseliÅŸ sebepleri arasında hedonizmin yer almasına karşın tek sebebin bu olmadığını ve küreselleÅŸmenin de bu trendde önemli bir faktör olduÄŸunu vurgulayarak, "Eskiden bir köyde doÄŸduÄŸunuzda köy imamı sizin dini otoritenizdi. Bugün ise bir genç internette çok farklı dini yorumlarla, mezheplerle, hatta ateist ve agnostik fikirlerle karşılaşıyor. Bu süreç televizyonla baÅŸladı, internetle daha da hızlandı. Bu da sadece Türkiye’de deÄŸil, tüm İslam dünyasında benzer bir deÄŸiÅŸimi açıklıyor. Çünkü İslam alemi küreselleÅŸmeye hazır deÄŸildi. Alimler, modern sorunlara, farklı dinlerden gelen eleÅŸtirilere yeterince yanıt geliÅŸtiremedi." diye konuÅŸtu.

"Ahlaki gerçeklerin en iyi açıklaması Tanrı'nın varlığıdır"

İnternet gibi tüketim kültürünün de insanları inançsızlığa ve hazcılığa ittiÄŸini aktaran Doko, sosyal medyada sürekli kendini gösterme, yalancı profiller oluÅŸturma gibi davranışların maneviyatı zedelediÄŸini söyledi.

Doko, nesnel ahlak ile inanç arasında bir baÄŸ olduÄŸunu ve Tanrısız evrensel ahlaki yükümlülükleri bulmanın mümkün olmadığını belirterek sözlerini ÅŸu ÅŸekilde tamamladı:

"Bunu söyleyerek 'Ateist ahlaksızdır" demiyorum. Ama ateizm nesnel ahlakı açıklayamaz. Toplumun çoÄŸunluÄŸu bir suçu normal görse bile, ona hala yanlıştır diyebiliyorsak, bu nesnel ahlaktır. Tıpkı dünya düz diyene raÄŸmen hâlâ yuvarlak olması gibi. Ahlakın bazı özellikleri vardır: Gözlemsel deÄŸildir. Yani 'öldürmek yanlıştır' ifadesini bir yerde görmezsiniz. Ahlaki yargılar deneyle kanıtlanamaz. İkincisi, ahlaki nitelikler sadece bilinçli, iradeli varlıklara atfedilir. Bir sandalyeye 'adil' diyemeyiz, ama bir insana diyebiliriz. Bu da ahlakın temelinin iradeli bir varlıkta olması gerektiÄŸini gösterir. Üçüncüsü, ahlak bize güçlü emirler verir. 'Hırsızlık yapmamalıyım' gibi. Bunlar sadece ÅŸartlı emirler deÄŸil. Vazgeçilemez yükümlülüklerdir. Bu tür evrensel, baÄŸlayıcı ve zamandan bağımsız ahlaki gerçekliklerin en iyi açıklaması Tanrı’nın varlığıdır."