365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

EOKA ideolojisinin siyasi zeminde karşılık bulması Kıbrıs'taki Türk karşıtlığını körüklüyor

Enes Taha Ersen
04.04.2025
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

"Bizim terör örgüt olarak gördüÄŸümüz bu yapıya Rum tarafında büyük bir sempati var. EOKA'yı DireniÅŸ Örgütü, Kıbrıs Helen KimliÄŸi'nin savunucu gücü olarak tasvir ediyorlar."

Uluslararası Kriz AraÅŸtırmaları Merkezi BaÅŸkanı Prof. Dr. İsmail Åžahin, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'daki terör örgütü EOKA'nın devamı niteliÄŸini taşıyan yapılanmalar ile aşırı saÄŸcı ve marjinal partilerin ülkedeki Türk karşıtlığı ve Türkiye'ye yönelik kara propagandayı artırdığını söyledi.

Åžahin, EOKA terör örgütünün kuruluÅŸunun 70. yılında baÅŸkent LefkoÅŸa'da Türklere yönelik saldırı giriÅŸimleri ile fanatik grupların kutlama ve provokatif eylemlerine iliÅŸkin AA muhabirine deÄŸerlendirmelerde bulundu.

Tarihte Türklere karşı iÅŸlediÄŸi barbarca suçlar ile adı anılan ve terör örgütü olarak tanınan EOKA'nın kuruluÅŸunun 70'inci yılı münasebetiyle bu yıl ilk kez okullarda yapılan kutlamaların ve "gövde gösterisi" gibi lanse edilmeye çalışılan eylemlerin, Güney Kıbrıs'taki Türk düÅŸmanlığını diri tutmaya çalışmanın bir göstergesi olduÄŸunun altını çizen Åžahin, hem siyasi arenada hem de gündelik hayatta EOKA zihniyetinin halen yaÅŸatılmak istendiÄŸini anlattı.

Özellikle Kıbrıs adasının Yunanistan'a baÄŸlanamamasının travmaya sebebiyet verdiÄŸini ve bu bakış açısının nefretçi bakış açısını daha da körüklediÄŸine dikkati çeken Åžahin ÅŸöyle devam etti:

"Kıbrıs'ı Yunanistan'a baÄŸlama konusunda Kıbrıs Türklerinin beklenmedik direnci Rumlar arasında çok ciddi bir travma ortaya çıkardı. Ve bu çerçevede Rumlar arasında ta Osmanlı döneminde de zaman zaman baÅŸ gösteren o Türk düÅŸmanlığı, Türk nefreti, Enosis'li yıllarda EOKA'nın kimliÄŸiyle de birleÅŸince ve Kıbrıs Ortodoks Kilisesi'nin de de bunu topluma yaymasıyla adada Türklere, Kıbrıs Türklerine ve Türkiye'ye karşı bir nefret dalgası yayılmaya baÅŸladı."

"Rum toplumunun yüzde 75'i EOKA'nın fikrini ve inancını maalesef paylaÅŸmaktadır"

Åžahin, son günlerde yaÅŸanan olaylar her ne kadar Türk kamuoyu tarafından yeni ve sıcak bir geliÅŸmeymiÅŸ gibi takip edilse de aslında EOKA'ya iliÅŸkin eylemlerin ve kutlamaların zaten her yıl yapıldığını ve bunun Rum halkı tarafından da benimsendiÄŸini vurgulayarak, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Bizim terör örgütü olarak gördüÄŸümüz bu yapıya Rum tarafında büyük bir sempati var. EOKA'yı DireniÅŸ Örgütü, Kıbrıs Helen KimliÄŸi'nin savunucu gücü olarak tasvir ediyorlar. Okullarda, eÄŸitim sisteminde ve toplumda EOKA'ya iliÅŸkin bu kanıyı açıkça görebiliriz. Dolayısıyla EOKA fikri, EOKA düÅŸüncesinin Rum toplumunda her zaman canlı olduÄŸunu söylemek mümkündür. Burada ÅŸunun altını da çizmekte fayda var. EOKA bugün itibarıyla ne kadar bize uzak, geçmiÅŸe ait bir örgüt veya geçmiÅŸe ait bir yapı gibi sunulsa da bugün Rum toplumunun kabaca yüzde 75'i EOKA'nın fikrini, düÅŸüncelerini, inancını maalesef paylaÅŸmaktadır."

Åžahin, özellikle her yıl 1 Nisan tarihinin EOKA'nın kuruluÅŸ yıldönümü olarak kutlanıldığını hatırlatarak, geçtiÄŸimiz günlerde yaÅŸanan olayların yine bu törenlerden birinde meydana geldiÄŸini, çıkan olaylarda Türklere karşı taÅŸlı sopalı saldırı giriÅŸimlerinin yaÅŸandığına dikkati çekti.

Özellikle EOKA her ne kadar günümüzde aktif olan bir yapılaÅŸma olmasa dahi siyasi arenada, ideolojilerinin halen canlı olduÄŸuna, bu siyasi varlığın Rum tarafındaki Türk düÅŸmanlığını tetiklediÄŸine vurgu yapan Åžahin, "EOKA taraftarları bugün ağırlıklı olarak Güney Kıbrıs'ta Ulusal Halk Cephesi adıyla bilinen kısa adı ELAM olan parti ve sosyalist AKEL ile söz konusu fikir ve ideolojilerini sivil topluma ulaÅŸtırmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Özellikle ELAM gibi partilerin programları, söylemleri ve propagandaları EOKA'nın çizgisindedir. Bu fikir, siyasi zeminde yaÅŸatılmaya devam edilmektedir." ifadelerini kullandı.

"ELAM'ın oylarını katlayarak artırıyor"

EOKA fikrini partisinde yaÅŸatan ELAM'ın oylarını son 10 yılda artırmasının, Güney Kıbrıs'taki EOKA'cı ideolojinin halen nasıl varlık gösterdiÄŸine önemli bir iÅŸaret olduÄŸuna dikkati çeken Åžahin ÅŸöyle devam etti:

"Son 10 yıllık periyoda baktığımızda ELAM'ın oylarını katlayarak artırdığını görüyor. Yani bundan yaklaşık 5 yıl önce yüzde 3 seviyelerinde olan oylarını önce 6 buçuklara, ÅŸimdilerde ise yüzde 11'lere doÄŸru artırdığını görüyoruz. Bu durum esasında Kıbrıs'taki EOKA taraftarlarının sadece belirli yıldönümlerinde slogan atan Türk karşıtlığı üzerinden kampanya yürüten küçük bir topluluk olmadığını, bunun büyük bir siyasal topluluÄŸa doÄŸru yeniden ivme kazandığını, büyüdüÄŸünü rahatlıkla söyleyebiliriz. Yani bu Kıbrıs'ta alelade ortaya çıkmış bir olay deÄŸildir. Bunun tarihsel bir süreci vardır ve bugün itibarıyla da Kıbrıs'ta güçlü bir siyasi temsili, karşılığı vardır. Daha önce diÄŸer partiler içerisinde var olan bu durumu bugün gün ELAM'ın kimliÄŸi içerisinde rahatlıkla da görebiliyoruz. ¶Ù¾±ÄŸ±ð°ù partiler içerisinde de bu fikrin gittikçe güç kazandığına özellikle vurgu yapabiliriz."

Åžahin, EOKA'cı zihniyetin, geçmiÅŸte "En iyi Tük ölü Türktür" zihniyetiyle hareket ettiÄŸini, bugün aynı zihniyetin bazı eller ve maÅŸalar tarafından Türklere ve doÄŸal olarak Türkiye'ye karşı uzatılmaya çalışıldığın altını çizerek, özellikle Türk karşıtlığı ve Türkiye'ye yönelik kara propagandaların bu amaçla artırıldığını, bunun da Türklere karşı düÅŸmanca tutumların tetiklenmesine neden olduÄŸunu belirtti.

Özellikle LefkoÅŸa sınırında Türk vatandaÅŸlarına yaklaşık 15 kiÅŸilik bir grubun taÅŸ ve sopalar fırlatarak saldırmasının da bu görüÅŸün yansıması olduÄŸunu aktardı.

"Ana hedef Ankara"

Saldırılar ve provokatif eylemlerin arkasında her ne kadar Ada'daki Türk varlığını ve Türk garantörlüÄŸünü hazmedemeyen Rum ve Yunanistan tarafının olduÄŸu görünse de, küresel çapta DoÄŸu Akdeniz ve Orta DoÄŸu'da Suriye'nin özgürleÅŸmesi, Libya'da yaÅŸanan geliÅŸmeler ve Filistin-İsrail ekseninin de bulunduÄŸuna dikkati çeken Åžahin, burada hakimiyet elde etmeye çalışan güçlerin Kıbrıs üzerinde bir takım oyunlar oynamaya, hamleler yapmaya çalıştığını belirtti.

Şahin, "Libya'da muradı olanlar, Kıbrıs'ta muradı olanlar veyahut Suriye'de farklı planları olanların hedefi ne Şam'dır, ne Lefkoşa'dır, ne de Trablus'tur. Buradaki ana hedef Ankara'dır." diye konuştu.

Türkiye'nin, DoÄŸu Akdeniz'de, Suriye'de, Libya'da güçlenmesini, nüfus kazanmasını, kendi çıkarlarına aykırı gören bölgesel ve küresel aktörlerin Kıbrıs'ta Türkiye'yi rahatsız etmesinin ve ilgisini dağıtmak isteyebileceÄŸini hatırlatan Åžahin, "Bu çerçevede zaten İsrail bunu son 10 yıldır muntazam bir ÅŸekilde hayata geçirmiÅŸ vaziyette. Güney Kıbrıs'ta bir taraftan iliÅŸkilerini kuvvetlendirirken diÄŸer taraftan PKK ve YPG unsurlarını kullanarak Türkiye'nin Suriye'de güç kazanmasını, engellemeye çalıştığını Sağır Sultan bile biliyor. Dolayısıyla Türk karşıtlığını özellikle körüklemeyi kendine misyon belirleyen bir takım uluslararası misyonların olduÄŸunu belirtmek gerekiyor." deÄŸerlendirmesinde bulundu.