365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

İLKE Vakfı'nca hazırlanan "Toplumun Görünümü 2024" ve "Dezavantajlı Çalışanlar" raporları yayımlandı

Mehmet Kara
16.05.2025
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

Kamu kurumlarında engelli istihdamı kotalarının büyük ölçüde doldurulduÄŸu, özel sektördeki engelli istihdamının ise istenilen seviyeden uzak olduÄŸu belirlendi.

İLKE Vakfı Toplumsal DüÅŸünce ve AraÅŸtırmalar Merkezi (TODAM) tarafından hazırlanan "Toplumun Görünümü 2024" ve "Dezavantajlı Çalışanlar" raporları yayımlandı.

Üsküdar'daki İLKE Vakfı'nda düzenlenen etkinlikte deÄŸerlendirilen Toplumun Görünümü 2024 Raporu'nda, çalışma, nüfus, aile yapısı, sosyal gruplar, eÄŸitim, ekonomi, iÅŸ gücü ve istihdam, çalışma hayatı, refah ve eÅŸitsizlik, saÄŸlık, hukuk ve göç gibi toplumun temel alanları istatistiksel veriler ışığında ele alındı.

TODAM Direktörü Prof. Dr. Ramazan Tiyek'in editörlüÄŸünde hazırlanan Dezavantajlı Çalışanlar Raporu ise engelliler, kadınlar, gençler, çocuklar, yaÅŸlılar, eski hükümlüler ve göçmenler gibi dezavantajlı grupların istihdama katılımı ve çalışma hayatında karşılaÅŸtıkları problemleri, çözüm önerileriyle birlikte alanında uzman akademisyen ve araÅŸtırmacılar tarafından deÄŸerlendirildi.

Özel sektörde engelli kotalarıyla ilgili problemler devam ediyor

Tiyek, burada yaptığı konuÅŸmada, Dezavantajlı Çalışanlar Raporu'nda özel ve kamu sektöründeki istihdamdan, engelli yaÅŸamına kadar birçok alandaki analize yer verildiÄŸini söyledi.

Engellilerin özellikle çalışma alanında birçok farklı türde sorunla karşılaÅŸtığını anlatan Tiyek, "Çalışma hayatındaki boyutlarına baktığımızda engellilerin özellikle istihdama dahil olma ve istihdamdaki süreçlerinde engelli dostu çalışma ortamlarından yoksunlukları ile alakalı problemleri olduÄŸunu ifade edebiliriz. EriÅŸilebilirlik ile her ne kadar 2012 yılından itibaren eriÅŸilebilirlik izleme ve deÄŸerlendirme kurulları aktif olarak faaliyetlerini devam ettiriyor olsa da hala istenilen düzeyde, gerek ulaşım anlamında gerek iletiÅŸim ve diÄŸer alanlardaki engellilerin problem yaÅŸadığını söyleyebiliriz." diye konuÅŸtu.

Tiyek, engelli kotalarıyla ilgili özel olarak çalışılması gerektiÄŸine dikkati çekerek, "Engellilerin istihdamı ile alakalı özel sektör ve kamu sektörünü kapsayacak ÅŸekilde, özel sektörde yüzde 3, kamu sektöründe yüzde 4 engelli, en az 50 ve daha fazla çalışanı olan iÅŸ yerlerinde engelli kotalarının mevcut olduÄŸunu, kamu kurumlarında bu kotaların ağırlıklı olarak doldurulduÄŸunu ya da doldurulmaya yakın olduÄŸunu ancak özel sektör iÅŸ yerlerinde doldurulmaktan uzak olduÄŸunu ifade edebiliriz. Bu kapsamda engelli istihdam teÅŸviklerinin daha da artırılmasına ihtiyaç olduÄŸunu vurgulamak gerekiyor." deÄŸerlendirmesini yaptı.

Engelli giriÅŸimciliÄŸiyle ilgili bilgilendirme faaliyetlerinin önemine deÄŸinen Tiyek, engelli bireyleri özendirecek, giriÅŸimciliÄŸe sevk edecek sübvansiyonlara ihtiyaç olduÄŸunu belirtti.

°­²¹»åı²Ôların da iÅŸ hayatında bazı ayrımcılık ve zorluklarla karşılaÅŸtığını anlatan Tiyek, ÅŸöyle devam etti:

"°­²¹»åı²Ôların özellikle iÅŸe baÅŸlama ve istihdam süreçlerinde bazı problemlerle karşılaÅŸtıklarını, erkeklere nazaran kadın olmalarından dolayı problemlerle karşılaÅŸtıklarını, ayrıca ücret eÅŸitliÄŸi noktasında problemler yaÅŸadıklarını söyleyebiliriz. ¶Ù¾±ÄŸ±ð°ù taraftan da iÅŸ yaÅŸam dengesini saÄŸlamada, ailede kadınlara atfedilen rollerin yerine getirilmesi noktasında iÅŸ yaÅŸamıyla dengeyi saÄŸlamada problemlerle karşılaÅŸtıklarını; buna baÄŸlı olarak da istihdam oranlarının, iÅŸ gücüne katılma oranlarının yıllar itibarıyla sayısal anlamda artış gösterse bile oransal anlamda çok ciddi bir ilerleme olmadığını söylemek mümkün."

Prof. Dr. Ramazan Tiyek, yaÅŸlı nüfus artışına da dikkati çekerek, yaÅŸlılara yönelik "proaktif" çalışmalara hız verilmesi gerektiÄŸini söyledi.

Eski hükümlülerle ilgili de sosyal hayatta ve iÅŸ hayatında engellerin olduÄŸunu anlatan Tiyek, İŞKUR ve farklı kurumlar aracılığıyla eski hükümlülerin çalışma hayatına katkı sunmasının kolaylaÅŸtırılması gerektiÄŸini kaydetti.

DoÄŸurganlık oranındaki azalış çok katmanlı bir mesele

TODAM AraÅŸtırmacısı Enes Koru da Toplumun Görünümü 2024 Raporu'na iliÅŸkin yaptığı deÄŸerlendirmede doÄŸurganlık oranıyla ilgili yaÅŸanan düÅŸüÅŸe ve nedenlerine deÄŸindi.

DoÄŸurganlık oranının Türkiye'de yüzde 1,48'e kadar düÅŸmesinin ciddi bir sorun olduÄŸunu vurgulayan Koru, "Türkiye'de son dönemde en çok konuÅŸulan konulardan biri doÄŸurganlık oranı. Nüfusun yenilenme hızı 2,10 iken bu oran Türkiye'de 1,48'lere kadar düÅŸtü. Bu, kamuoyunda daha çok ekonomik problemler, gelecek kaygısı, geçim sıkıntısına dair problemlerle alakalı temellendiriliyor. Fakat biz, sadece salt ekonomik saiklerle meselenin açıklanmaya çalışılmasının genel resmi göremediÄŸini, bunun daha çok katmanlı bir mesele olduÄŸu kanaatindeyiz." diye konuÅŸtu.

Raporun bu konuda önemli sonuçlar elde ettiÄŸini dile getiren Koru, eÄŸitim, köyden kente göç, ÅŸehirleÅŸme gibi dinamiklerin doÄŸurganlık hızını etkilediÄŸini anlattı.

Koru, doÄŸurganlık hızının toplumsal dönüÅŸümü etkileyen önemli bir etmen olduÄŸuna dikkati çekerek, "Türkiye'de eÄŸitim oranının çok artması, eÄŸitim oranının son 15 yılda agresif bir ÅŸekilde artması, kırda yaÅŸamın çözülmesi ve kentleÅŸme, bununla beraber olarak dijitalleÅŸme ve dijital devrim gibi faktörler kültürel ve toplumsal olarak bu doÄŸurganlık oranı düÅŸüÅŸünde etkili oldu. Artık Türkiye'de eÄŸitimli, iÅŸ gücüne katılmak isteyen, kendi hayatını yaÅŸamak isteyen, kendi kariyerine odaklanan, daha bireyselleÅŸme ve modernleÅŸme temelli bir birey oluÅŸtu. Bu da doÄŸurganlık oranını aÅŸağı doÄŸru indirdi." deÄŸerlendirmesini yaptı.

Hızlı üniversiteleÅŸme oranının da doÄŸurganlık hızıyla doÄŸrudan baÄŸlantılı olduÄŸunu anlatan Koru ÅŸunları kaydetti:

"Türkiye'de üniversiteleÅŸme oranı çok arttı. Üniversite mezunu kiÅŸiler, özellikle kadınlar, istihdama katılmak istedi. Evlilik yaşı arttı. Dolayısıyla ilk evlenme ve ilk anne olma yaşı da yükselmiÅŸ oldu. Türkiye bu dönüÅŸümü geçiriyor. Bu dönüÅŸümü yaÅŸarken aynı zamanda kamunun ebeveynlik izni, çocuk bakımı ve benzeri sosyal destek mekanizmalarının Türkiye'de yetersiz olması, bu durumu daha da hızlandıran bir sebep oldu. Burada temelde Türkiye'de eÄŸitimi ya da kadınların istihdamını bir problem olarak görmekten ziyade, bunun aile olmayı, çocuk doÄŸurmayı daha kolaylaÅŸtırıcı etmenlere odaklanmamız gerekiyor."