

Daha fazlası için Instagram’dan
Kırklareli Üniversitesi Uluslararası İliÅŸkiler Bölüm BaÅŸkanı Prof. Dr. Muharrem EkÅŸi ve AYBİR BaÅŸkanı Doç. Dr. Ebubekir Ceylan, Madleen gemisinin dünya kamuoyunun Gazze farkındalığı özelinde nasıl bir kırılma noktası oluÅŸturduÄŸunu AA Analiz için kaleme aldı.
***
Gazze soykırımı, 7 Ekim 2023'ten bugüne yaklaşık 54 bin Filistinlinin hayatını kaybettiÄŸi dünya tarihinin en önemli kırılma noktalarından birini teÅŸkil ediyor. İsrail tarafından bebek, çocuk, kadın, yaÅŸlı ayırt etmeksizin tüm Gazzeli sivillerin bütün uluslararası hukukun ihlal edilerek katledildiÄŸi ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) baÅŸta olmak üzere hükümetlerin durduramadığı ya da durdurmadığı Gazze vahÅŸeti, 21. yüzyılın kesintisiz haber-bilgi çağında bütün dünyanın gözü önünde gerçekleÅŸiyor.
Filistin'deki zulüm ve katliamların Ekim 2023 tarihinde baÅŸlamadığı, İsrail’in kurulduÄŸu 1948'den itibaren devam ettiÄŸi artık herkesin malumudur. O günden bugüne İsrail, Filistin'de hemen hemen her gün insanlık suçu iÅŸliyor. Ne gariptir ki, modern dünya bu zulüm ve vahÅŸeti asla durduramıyor. Filistin'de yaÅŸanan katliamlar, hükümetlerinden beklediklerini bulamayan toplumlar için sivil toplum inisiyatifinin bir meselesi haline geldi.
Deniz haydutluÄŸu
1 Haziran 2025'te İtalya'dan Gazze'ye Küresel vicdanın sesi olma amacıyla Özgürlük Filosu Koalisyonu adlı sivil toplum kuruluÅŸunun öncülüÄŸünde yola çıkan Madleen isimli küçük gemi de beklendiÄŸi gibi 9 Haziran'da yine İsrail zorbalığına maruz kaldı. Bu zorbalığa "yine" diyoruz çünkü İsrai'in hukuk tanımazlığı ve deniz haydutluÄŸu tehlikeli bir "rutin" haline geldi.
Yelkenli geminin küçük olması bakımından taşıdığı insani yardım malzemeleri Gazze'ye yetmeyecek olsa da sembolik anlamı çok büyüktü. Madleen gemisi bebek maması, bebek bezi ve temel gıdalardan oluÅŸan yardım malzemesi taşıyordu. Gemiye İsrail tarafından uluslararası sularda, uluslararası hukukta "insanlığın düÅŸmanı" olarak tabir edilen deniz haydutluÄŸu ile el konuldu ve silahsız aktivistler silah zoruyla kaçırıldı.
İsrail'e karşı en etkili silah: Kamuoyu diplomasisi
Netanyahu hükümeti, Madleen gemisine bütün uluslararası hukuku ihlal ederek el koyduktan sonra dünyaya kendini ÅŸirin göstermek, iÅŸlediÄŸi hukuksuzluÄŸu aklamak ve perdelemek için İsrail askerlerinin aktivistlere su ve sandviç verdikleri görüntüleri dünya ile paylaÅŸtı. İsrail bu görüntüleri paylaÅŸarak karşı bir kamu diplomasisi yürütmeye çalışsa da, dünya onun zorbalığını ve propaganda çabalarını açıkça gördü. Madleen gemisi, Gazze'ye her ne kadar insani yardımı ulaÅŸtıramasa da dünya kamuoyuna İsrail haydutluÄŸunu bir kez daha gösterdi.
Domino etkisi
Madleen olayı, sivil toplumun ve aktivistlerin dünya tarihine geçecek bir kamu diplomasisi faaliyeti olarak yerini aldı. Madleen gemisinde bulunan aktivistler; Gazze soykırımını, İsrail'in zorbalığını ve hukuk tanımazlığını dünyaya göstererek yeni bir hikaye yazdı. Madleen olayı baÅŸka Gazze gemileri ve toplumsal hareketlere de yol açacak ve domino etkisi oluÅŸturacak potansiyele sahiptir. Gazze yolcusu Madleen yelkenlisi, bu yönüyle arkasından çok daha fazla gemi filolarının önünü açtı. Madleen olayının esas baÅŸarısı da budur.
12-15 Haziran tarihleri arasında gerçekleÅŸtirilecek "Gazze’ye Küresel YürüyüÅŸ" eylemi de Madleen eyleminin bir devamı olarak görülmelidir. 32 ülkeden aktivistler, siyasetçiler, akademisyenler ve öÄŸrenciler Kahire'de toplanıp Gazze sınırındaki AriÅŸ'e gitmeyi ve buradan da yürüyerek Refah sınır kapısına ulaÅŸmayı planlıyor.
Madleen adlı küçük yelkenli geminin ihtiva ettiÄŸi insani yardımlar, 2 milyon Gazzeliye yetecek miktarda olmasa da asıl amaç olan Gazze ablukası, Netanyahu zulmü ve zorbalığını dünyaya duyurma ve küresel bir vicdan hareketi baÅŸlatma misyonu hasıl oldu. Bundan sonra asıl beklenen küresel sivil inisiyatifin, devletlerin İsrail politikalarını nasıl etkileyeceÄŸidir.
İsrail'in korkulu rüyası: Aktivisitler ve gazeteciler
İsrail’in hukuk tanımaz pervasızlığı gücünden deÄŸil, Gazze'de yaÅŸanan soykırıma dünyanın sessiz kalmasından kaynaklanıyor. Netanyahu kabinesinin en çok korktuÄŸu ÅŸey, Gazze soykırımının tüm gerçekliÄŸiyle dünyaya gösterilmesi ve anlatılmasıydı. Gazze soykırımını kameralarla çekip dünyaya gösteren gazeteciler baÅŸta olmak üzere Madleen aktivistlerinin akıllı telefonlarla yayınladıkları hikayelerle Gazze ablukası ve İsrail haydutluÄŸunu göstermeleri, Tel Aviv'i korkutmuÅŸtur. Öyle ki, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Madleen'i "Selfi gemisi" olarak adlandırarak küçümseme ve aÅŸağılamaya çalıştı. Madleen aktivistlerinin 1 Haziran'da yola çıkmalarından itibaren özçekimleriyle dünyaya yayın yapmalarının İsrail'i endiÅŸelendirdiÄŸi aÅŸikardır. İsrail bu durumu perdelemek için aktivistlere iyi davranıyor görüntüsü vermiÅŸtir. Zira İsrail'in 31 Mayıs 2010'da Mavi Marmara olayındaki gibi saldırı görüntüsü vermekten kaçındıkları ve tersi bir propaganda çabasına girdikleri gözlemlenmiÅŸtir.
Filistin ve Gazze'deki mücadelenin en önemli askerleri de katliam ve soykırımları haber yapan ve dünyaya adeta çevrimiçi soykırım izleten gazeteciler oldu. Nitekim İsrail askerlerinin, gazetecileri çekinmeden ve hedef gözeterek öldürmesi, İsrail'in Hamas'tan sonra en çok korktuÄŸu aktörlerin gazeteciler ve medya mensupları olduÄŸunu gösteriyor. Zira, bugüne kadar Netanyahu hükümetinin yaklaşık 226 gazeteciyi öldürdüÄŸü biliniyor. İsrail'in bir savaÅŸ suçu olarak gazetecileri öldürmesinin en önemli motivasyonu, onların Netanyahu'nun Gazze'de yürüttüÄŸü soykırımı dünyaya duyurmalarıdır.
Åžimdi gazetecilerin yanında aktivistler de bir yandan Gazze soykırımını dünyaya duyuran en etkili aktörlerden biri olurken öte yandan gazeteciler gibi artık Netanyahu rejiminin hedefi ve tehdidi altında. Çünkü aktivistler, yumuÅŸak gücün sert güce galebe çalabileceÄŸini gösteren en etkili sivil toplum aktörleridir.
Madleen gemisindeki farklı din ve ülkeden bir araya gelen 12 aktivist, Filistin ve Gazze'nin siyaset üstü bir insanlık vicdanı olduÄŸunu ortaya koydu. Bu anlamda Madleen olayı, küresel vicdanın sesi oldu. Zaten küçük yelkenli bir gemi olan Madleen'in taşıdığı insani gıda yardımı, Gazze'ye merhem olmaktan çok Gazze ablukasını, insanların açlığa mahkum edilmesini ve Netanyahu zulmünü dünyaya duyurmaktı. Madleen yelkenlisi, İsrail'in uluslararası sularda deniz haydutluÄŸunu adeta rutinleÅŸtirerek pervasızca yaptığını dünyaya gösterdi. Madleen aktivistleri, İsrail'in terör devleti olduÄŸunu hukuk tanımazlığını ve insanlık suçu iÅŸlediÄŸini tekrar ifÅŸa etti.
Sonuç olarak Madleen aktivistleri, İsrail'in Gazze ablukasıyla yaklaşık 2 milyon insanı açlığa mahkum ettiÄŸini dünya kamuoyuna gösterdi. En önemlisi de domino etkisi yaratarak Filistin ve Gazze'deki soykırım ve katliamlara dünya kamuoylarının dikkatini bir kez daha çekti. Madleen olayı baÅŸka gemilerin ve konvoyların Gazze'ye doÄŸru yola çıkması gibi toplumsal hareketlerin önünü açtı.
[Prof. Dr. Muharrem EkÅŸi, Kırklareli Üniversitesi Uluslararası İliÅŸkiler Bölüm BaÅŸkanıdır.]
[Doç. Dr. Ebubekir Ceylan, İslam Ülkeleri Akademisyenler ve Yazarlar BirliÄŸi (AYBİR) BaÅŸkanıdır.]
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.