365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Mülteci karşıtlığı Avrupa'da siyaseti ÅŸekillendirmeye devam ediyor

Selman Aksünger
19.06.2025
Hollanda

"Rus saldırılarından kaçan Ukraynalı mültecilere açık kapı politikası uygulanırken, Afrika, Asya, Latin Amerika, Arap dünyası veya GüneydoÄŸu Asya'dan gelenlere karşı son derece sert, katı ve ırkçı politikalar uygulanıyor"

Daha fazlası için Instagram’dan

Uzmanlar, Aralık 2000'de kabul edilen Dünya Mülteciler Günü'nün üzerinden geçen 25 yılda küresel göç krizinin derinleÅŸmeye devam ettiÄŸini, özellikle Avrupa'da artan mülteci karşıtlığının siyaseti ÅŸekillendirdiÄŸini belirtiyor.

Mültecilerin durumunu uluslararası topluma daha iyi anlatabilmek amacıyla BirleÅŸmiÅŸ Milletler tarafından ilan edilen 20 Haziran "Dünya Mülteciler Günü", ana vatanlarını geride bırakmak zorunda kalan insanları onurlandırmayı amaçlarken mülteci artışının yarattığı siyasi-toplumsal gerilimler, Avrupa ülkelerinde göçmen karşıtlığının yükselmesine neden oluyor.

Hollanda'da göç politikalarındaki anlaÅŸmazlıklar hükümetin düÅŸmesine varan siyasi krizlere yol açarken ABD'nin Los Angeles kentinde Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) tarafından düzensiz göçmenlere yönelik gözaltı operasyonları sonrasında çıkan olaylar, göç sorununun küresel boyutunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Avrupa politikaları uzmanı Shada İslam ile Rotterdam Erasmus Üniversitesi Göç ve Entegrasyon Çalışmaları Profesörü Han Entzinger, AA muhabirine yaptıkları deÄŸerlendirmede uluslararası toplumun mülteci sorununa yaklaşımını, Avrupa göç politikalarının siyasi etkilerini ve ABD'deki son geliÅŸmeleri yorumladı.

"AB'nin göçmen politikası ırka dayalı ayrımcılık içeriyor"

Avrupa politikaları uzmanı Shada İslam, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü'nün mültecilerin ve sığınmacıların da bazı haklara sahip olduÄŸunu hatırlatan önemli bir uluslararası gündem olduÄŸunu belirterek "Bu gün, mültecilerin, sığınmacıların, göçmenlerin uluslararası sözleÅŸmeler kapsamında kutsal olan haklara sahip insan varlıkları olduÄŸunu hatırlatıyor" dedi.

AB'nin göç konusunu bir "kriz" haline getirdiÄŸini ve bu yaklaşımın ırka dayalı ayrımcılık içerdiÄŸini kaydeden İslam, ÅŸu deÄŸerlendirmede bulundu:

"AB'nin göçmen ve mültecilere yaklaşımı nereden geldiklerine baÄŸlı olarak oldukça farklılık gösteriyor. Rus saldırılarından kaçan Ukraynalı mültecilere açık kapı politikası uygulanırken Afrika, Asya, Latin Amerika, Arap dünyası veya GüneydoÄŸu Asya'dan gelenlere karşı son derece sert, katı ve ırkçı politikalar uygulanıyor."

Aşırı sağın göçmen karşıtlığı

Shada İslam, AB'nin göç politikasının caydırıcılık temeline dayandığını ve yeni bir "dışsallaÅŸtırma" unsuru içerdiÄŸini aktararak "Afrika ve Asya'dan gelen göçmenlerin Avrupa topraklarında kabul edilmesi yerine, sığınma baÅŸvurularının baÅŸka ülkelerde deÄŸerlendirilmesi öneriliyor. Buna sıklıkla Ruanda örneÄŸi diyoruz." ifadelerini kullandı.

Aşırı sağın geleneksel olarak ırkçı tutum sergilediÄŸini vurgulayan İslam, "Aşırı saÄŸ tarihsel olarak her zaman siyahi ve kahverengi insanlara karşı olmuÅŸtur. Beyaz etnik Avrupalıların tek gerçek Avrupalılar olduÄŸu ve onların varlıklarının, yaÅŸam kalitelerinin, iÅŸlerinin dışarıdan gelen göçle tehdit altında olduÄŸu mesajı veriliyor." dedi.

Shada İslam, ana akım partilerin de bu retoriÄŸi benimsediÄŸine iÅŸaret ederek "Hollanda, Fransa, İtalya ve Almanya'da bunu görüyoruz. Siyahiler, kahverengiler ve Müslüman göçmenlere karşı düÅŸmanca tutum sergilemenin seçimlerde oy getireceÄŸine inanılıyor." diye konuÅŸtu.

Avrupa'nın yaşlanan bir kıta olduğunu hatırlatan İslam, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Avrupa demografik olarak hızla yaÅŸlanıyor ve iÅŸçi sıkıntısı yaşıyor. Bu iÅŸçiler nereden gelecek? Sadece yapay zeka yetmez, yabancı iÅŸçilere de ihtiyaç olacak. SaÄŸlık, eÄŸitim, ulaÅŸtırma sistemlerimiz iÅŸçiler olmadan çöker. Göçmenler ekonomik büyüme ve kalkınmamızda çok önemli faktör."

Shada İslam, göçmen karşıtlığının hem ABD'de hem Avrupa'da yaÅŸandığını hatırlatarak "Siyasetçilerin kullandığı kelimeleri dinlediÄŸinizde bunu görüyorsunuz. Kimse tamamen açık sınırlarımız olsun demiyor ama insani bir ÅŸekilde, insan hakları ve deÄŸerlerimize uygun, insanları onurlu ÅŸekilde karşılayabiliriz." ifadelerini kullandı.

"Siyasetçiler göç korkusunu siyasi kazanç için kullanıyor"

Rotterdam Erasmus Üniversitesinden emekli, Göç ve Entegrasyon Çalışmaları Profesörü Han Entzinger, BM Mülteciler Yüksek KomiserliÄŸi (BMMYK) verilerine göre dünyada 120 milyondan fazla insanın yerinden edildiÄŸini belirterek bu kiÅŸilerin önemli bir bölümünün ülkeleri içinde, büyük bir kısmının ise baÅŸka ülkelere göç ettiÄŸini söyledi.

Entzinger, Avrupa'daki göç tartışmalarının olduÄŸundan daha büyük bir problem gibi gösterildiÄŸini vurgulayarak "Yerel nüfusun bir kısmı göçmenlerden korkuyor çünkü farklı geçmiÅŸlere sahipler ve tehdit olarak algılıyorlar. Belirli siyasetçiler bu memnuniyetsizlik duygularını istismar etme eÄŸiliminde." dedi.

Hollanda'da kısa sürede ikinci kez hükümetin göç konusu üzerinden düÅŸmesine deÄŸinen Entzinger, "Mültecilerle ilgili verilen sayılar ve bilgiler her zaman doÄŸru deÄŸil. Sayıların gerçekte olduÄŸundan çok daha büyük olduÄŸu, yetkililerin konuyla baÅŸa çıkmakta zorlandığı ima ediliyor. Gerçekte durum bazı siyasetçilerin önerdiÄŸi kadar kötü deÄŸil, ama bunun oy kazandıracağını düÅŸünüyorlar." diye konuÅŸtu.

Han Entzinger, Hollanda için mültecilerin tüm göçmenlerin sadece yüzde 10'undan biraz fazlasını oluÅŸturduÄŸunu belirterek "İş gücü yaÅŸlanıyor ve geniÅŸleyen ekonomi nedeniyle mevcut olandan daha fazla insana ihtiyaç var ve bu nedenle göçmen iÅŸçilere ihtiyaç duyulmaya devam ediyor. BirçoÄŸu talep edilen becerilerden yoksun olan mülteciler de bunun üzerine ekleniyor." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

"ABD'de 12 milyon kayıt dışı göçmen ekonomiyi destekliyor"

ABD'deki duruma da deÄŸinen Entzinger, "ABD'de ÅŸu anda ekonomiyi destekleyen tahminen 11-12 milyon kayıt dışı göçmen yaşıyor ve (Donald) Trump hükümeti bu insanların varlığını nüfusun geri kalanını korkutmak için kullanıyor. Bu insanların ABD ekonomisini ne kadar güçlü desteklediÄŸini yeterince fark etmiyor." dedi.

"Tarım, lokantacılık, inÅŸaat sektörü gibi ekonomi kesimlerinin bu insanlar aniden ortadan kaybolsa çökeceÄŸinin" altını çizen Entzinger, Trump'ın politikasının etkili ancak zararlı olduÄŸunu söyledi.

Profesör Han Entzinger, "Son aylarda Meksika-ABD sınırını geçen sadece birkaç bin kiÅŸi var, 2 yıl önce ayda 200 binden fazlaydı. Bu anlamda politikası etkili ama nüfusun farklı kesimlerini birbirine düÅŸürmenin asla iyi bir ÅŸey olmadığını düÅŸünüyorum." diye konuÅŸtu.

Göç sorununun küresel bir mesele olduÄŸunu ifade eden Entzinger, Afrika ve Asya'daki ülkelerin de önemli sayıda göçmen ve mülteci barındırdığını anımsattı.

Türkiye örneÄŸini veren Entzinger, ÅŸunları kaydetti:

"Türkiye, çok farklı kökenlerden çok sayıda göçmene ev sahipliÄŸi yapıyor. Hem komÅŸu ülkelerden mülteciler hem de Türk ekonomisinin durumu nedeniyle artan sayıda göçmen iÅŸçi var. Türkiye eskiden göç veren ülke olarak görülürdü, hala öyle ama ÅŸimdi geçiÅŸ ülkesi konumunda."