365bet�����������籭

Başbakan Merz, Federal Meclis'te yaptığı konuşmada başta kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olmak üzere, Gazze'dekilere insanca muamele edilmesi çağrısında bulunduklarını vurguladı.

Merz, "Şimdi, tam da bugün, Gazze için bir ateşkes sağlama zamanı geldi." dedi.

İran'ın nükleer programıyla ilgili tartışmalarda büyük resmi gözden kaçırmadıklarını belirten Friedrich Merz, "İ����������'in Gazze Şeridi'nde hangi hedefe ulaşmak istediğini eleştirel bir şekilde sorma hakkını kendimizde görüyoruz." diye konuştu.

Başbakan Merz, İran konusunda Alman hükümetinin tutumunun net olduğunu vurgulayarak "İ����������'in varlığını ve vatandaşlarının güvenliğini savunma hakkı vardır. Yıllardır molla rejiminin amacı, İ���������� devletini ortadan kaldırmaktır. Bizim devlet meselemiz, İ���������� devletinin varlığını savunmaktır." değerlendirmesini yaptı.

İran'ın Hamas, Hizbullah ve Husileri finanse ettiğini ve donattığını savunan Merz, "İran yönetimi on yıllardır tüm Orta Doğu'yu istikrarsızlaştırıyor." ifadesini kullandı.

"İran nükleer silahlara sahip olmamalı"

İran'ın nükleer silahlara sahip olmaması gerektiğini vurgulayan Friedrich Merz, İran hükümetinin uranyumu yüzde 60'ın üzerinde zenginleştirmeye devam edeceğini açıkladığını hatırlattı.

Merz, bu açıklamanın, santrifüjlerin derine gömülmesi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı temsilcilerinin erişiminin kısıtlanması ve kamuoyunun sürekli aldatılmasının, İran'ın nükleer silah programı konusunda ne kadar ciddi olduğunu gösterdiğini savundu.

Sadece İ����������'in değil, Avrupa'nın ve tüm dünyanın da İran'ın nükleer programından dolayı tehdit altında olduğunu ileri süren Merz, "Bugün İ���������� ve ABD'nin son günlerdeki eylemlerinin, İran'ı yıkıcı bir hedefe daha da yaklaşmaktan kalıcı olarak vazgeçirmesini umuyoruz." dedi.

Bu ihtilafın tüm bölgeyi savaşa sürüklememesi gerektiğine işaret eden Merz, bunu engellemek için Almanya'nın diplomatik çaba gösterdiğini kaydetti.

Başbakan Merz, Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul'e Avrupa Birliği (AB) ile İ���������� arasındaki Ortaklık Anlaşması konusunda sergilediği tutumdan dolayı teşekkür ederek "Bu anlaşmanın askıya alınması hatta iptal edilmesi, Alman hükümeti için söz konusu olamaz." ifadesini kullandı.

Almanya sahneye döndü

"Almanya yeniden Avrupa ve uluslararası sahneye döndü." diyen Merz, uluslararası partnerlerin Almanya'ya güvenebileceklerini dile getirdi.

Şansölye Merz, dünyadaki krizlere ve ihtilaflara da işaret ederek Almanya'da ve Avrupa'da barışın korunabilmesi için "bunlarla yüzleşilmesi ve yeni gerçekliklerle doğru sonuçlar çıkarılması" gerektiğini ifade etti.

Alman Başbakan ülkesinin büyüklüğü, performansı ve coğrafi konumu göz önüne alındığında, silahlı kuvvetleri Avrupa'nın en güçlü konvansiyonel ordusu haline getireceklerini söyledi.

Rusya'ya eleştiri

Başbakan Merz, Rusya'nın Ukrayna'daki saldırılarını kınayarak "Gerçek ve kalıcı bir barış, tüm tarafların barış için istekli olmasını gerektirir." değerlendirmesinde bulundu.

Rusya'nın Ukrayna'daki sivil halka yönelik yeni saldırılarla barışa yönelik bu iradeye sahip olmadığını, bunu "barbarca" ortaya koyduğunu savunan Merz,"(Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin sadece güç dilinden anlıyor ve bu nedenle barış çalışmaları artık bu dilde konuşmak anlamına da geliyor.” diye konuştu.

Friedrich Merz, bu bağlamda AB'nin Rusya karşı 18. yaptırım paketi hazırladığını belirterek bunun Putin'in savaş makinesini finanse ettiği ve Baltık Denizi'nde giderek saldırganlaşan özellikle gölge filosunu etkileyeceğini kaydetti.

AB-ABD arasındaki vergi müzakereleri

AB Komisyonu ile ABD hükümetinin gümrük anlaşmazlığının çözümü için müzakere ettiğine işaret eden Şansölye Merz, "Hükümetimiz tüm Avrupalı ortaklarıyla bu konuda tam bir mutabakat içinde. Gümrük vergileri kimseye fayda sağlamaz. Herkese zarar verir. Bu nedenle, ABD ile ticaret anlaşmazlığının daha da tırmanmaması hepimizin çıkarına." ifadelerini kullandı.

Temmuz başına kadar ABD ile bir çözüme varılacağını umduğunu dile getiren Merz, "Ancak bu mümkün olmazsa bir dizi seçenekle buna da hazırlıklıyız. AB, çıkarlarını savunabilir ve savunacaktır." dedi.