365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Filistinli ÅŸair, bağımsızlık mücadelesini geleceÄŸe taşımada dizelerin gücüne inanıyor

Mine Yıldırım
22.06.2025
Sakarya

İbrahim Nasrallah: "Filistin'de iÅŸgale raÄŸmen edebiyatın, sanatın, ÅŸiirin çokça canlı olması, Filistin halkının Allah'ın kendine bahÅŸettiÄŸi güzelliÄŸi ortaya koyduÄŸunu, dünya edebiyatı ve sanatına katkıda bulunduÄŸunu gösteriyor."

Daha fazlası için Instagram’dan


Filistinli ÅŸair ve yazar İbrahim Nasrallah, bağımsızlık mücadelesini dünyaya anlatma ve geleceÄŸe taşımada ÅŸiirin rolünün önemini vurgulayarak, "Gelecek nesillere yazmadığınız, bırakmadığınız ÅŸeyler, unutulup gidecektir, sizin mülkünüz olmayacaktır. Anlatmadığımız hikayeler düÅŸmanlarımızın mülkü olacaktır." dedi.

Sakarya'da düzenlenen "24. Uluslararası Sapanca Åžiir AkÅŸamları" programına konuk olan Arap dünyasının önde gelen ÅŸair ve yazarlarından Nasrallah, edebiyat ve ÅŸiirin insanları daha ince, merhametli ve duyarlı yapma etkisinin bulunduÄŸunu söyledi.

Nasrallah, edebiyatçıların metin ve sözlerle insana etki etmek istediÄŸini dile getirerek, "Ama en büyük problemlerden biri savaşı arzulayan zalim yöneticilerin hiçbirinin ÅŸiir okumaması. Åžiir okusalar dünya çok daha farklı olur çünkü ÅŸiir, edebiyat, insanlara çok olumlu, rafine, ince ve merhametli olmaları yönünde büyük tesir yapıyor." diye konuÅŸtu.

"Edebiyat ve ÅŸiir tüm mücadelelerde özgürlüÄŸün yol arkadaşıdır"

Edebiyat ve ÅŸiirin Filistinlilerin tüm mücadelelerinde "özgürlüÄŸün yol arkadaşı" olduÄŸunu ifade eden Nasrallah, ÅŸiirin tüm zorlu zamanlarda Filistin halkı için hakikatin sesi olduÄŸunu vurguladı.

Nasrallah, İngiliz manda yönetimi dönemlerinde ve İsrail'in kuruluÅŸ yıllarında internet ve televizyonlarının olmaması dolayısıyla ÅŸiirin direniÅŸin en önemli sembolü olduÄŸuna iÅŸaret ederek, ÅŸöyle devam etti:

"1960'larda baÅŸlayan direniÅŸ edebiyatının köklerini 1948 öncesi İngiliz iÅŸgali döneminde aramamız lazım. Özellikle 1960'lardan itibaren büyük oranda direniÅŸ edebiyatı baÅŸladı. Gassan Fayiz Kenefani ve Mahmud DerviÅŸ gibi çok önemli isimler var. Onlar önemli bir direniÅŸ edebiyatı oluÅŸturdu ve Arap edebiyatının önemli parçası oldu. Bugün de geliÅŸerek devam etmekte ve direniÅŸin en önemli ayaklarından birini oluÅŸturmakta."

Toplumların ve medeniyetlerin devamı için bütün sanatların gerekli olduÄŸunun altını çizen Nasrallah, "Toplumlar, Allah'ın bize bahÅŸettiÄŸi dünyadaki güzelliÄŸin yansıması olarak yazarlar ve sanatçılar tarafından anlatılıyor. Toplumların ve medeniyetlerin devamı için bu gerekli. EÄŸer bir toplumun ÅŸairleri, yazarları yoksa aslında o toplum devam etmiyor demektir. Dolayısıyla Filistin'de iÅŸgale raÄŸmen edebiyatın, sanatın ve ÅŸiirin çokça canlı olması, Filistin halkının Allah'ın kendine bahÅŸettiÄŸi güzelliÄŸi ortaya koyduÄŸunu, dünya edebiyatı ve sanatına katkıda bulunduÄŸunu gösteriyor. Bu açıdan ÅŸiir, Filistinlilerin varoluÅŸunun göstergesi." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Nasrallah, toplumların mesajlarını diÄŸer toplumlara edebiyat, sanat ve ÅŸiir yoluyla ilettiklerinden bahsederek, aralarında anlaÅŸmazlık yaÅŸanan toplumların birbirini tanıması ve yanlış anlaşılmaların giderilmesi açısından edebiyat, sanat ve kültürün çok önemli olduÄŸunu kaydetti.

DoÄŸudan batıya, güneyden kuzeye kadar toplumların birbirlerinin nasıl yaÅŸadığını, kültürlerini, nelere duygulandıklarını, edebiyat, ÅŸiir ve sanat vasıtasıyla öÄŸrendiklerini anlatan Nasrallah, 50 yıldan fazladır dünyanın pek çok ülkesinde karşılaÅŸtığı olumlu tepkilerin, edebiyatın, sanatın ve ÅŸiirin gücünü gösterdiÄŸini dile getirdi.

"İslam ve Arap dünyası, Filistin konusunda olumlu imtihan veremedi"

Nasrallah, Gazze'deki son geliÅŸmelere iliÅŸkin, İslam ve Arap dünyasının genel olarak Filistin'de yaÅŸananlarda çok olumlu imtihan veremediÄŸini, gayrimüslimlerin daha fazla duyarlılık gösterdiÄŸini belirterek, ÅŸu ifadeleri kullandı:

"Bunun için cezalara, iÅŸten atılma, hapse girme ve polis tarafından coplanma gibi çeÅŸitli durumlara maruz kaldılar. Tabii bu manada İslam ve Arap dünyası sınıfta kaldık. Bizim ecnebi ve yabancı dediklerimiz daha iyi imtihan verdi. Bu mücadeleyi sadece Filistinli olduÄŸumuz için yapmıyoruz, vicdan meselesi. Bugün 'gayrimüslim' dediÄŸimiz insanlar vicdan konusunda daha duyarlı yaklaşım gösterdi. Aslında Filistin meselesi, insanlığın vicdanını oluÅŸturuyor ve buradaki tutumumuz da insanlık vicdanı açısından bizim durumumuzu gösteriyor."

Gençlerin, kadınların ve ÅŸairlerin Filistin hakkında önemli görevleri bulunduÄŸunu vurgulayan Nasrallah, "Önemli görevimiz yazmak ve çizmek çünkü edebiyat, sanat, ÅŸiir ve romanlar, kameraların görmediÄŸini yazar, insanların içlerindeki dahili fikirlerini, düÅŸlerini, tasavvurlarını yansıtır. Dolayısıyla onlar kameraya yansımayan ÅŸeyleri geleceÄŸe bırakır. Gelecek nesillere yazmadığınız, bırakmadığınız ÅŸeyler unutulup gidecektir, sizin mülkünüz olmayacaktır. Türkçeye çevrilen ve yakında yayımlanacak 'Gazze DüÄŸünleri' romanımdan da bahsettim. Anlatmadığımız hikayeler düÅŸmanlarımızın mülkü olacaktır." ifadelerini kullandı.

Nasrallah, Arapça olarak 18. baskısını yapan, İspanyolca, İtalyanca, İngilizce, Fransızca ve Türkçeye çevrilen "Gazzeli Meryem" kitabının Filistinlilerin yaÅŸadıklarını, düÅŸlerinin, hayallerinin, gündelik hayatlarının nasıl iÅŸgalle, bombalarla, ölümler ve yaralanmalarla dolu olduÄŸunu, düÄŸünlerin cenaze törenlerine karıştığı yaÅŸam tarzını anlattığını belirtti.

Kitabının, Arap dünyasında ve uluslararası arenada birçok ödüle layık görülmesinin kendisini mutlu ettiÄŸini dile getiren Nasrallah, Türkiye Yazarlar BirliÄŸi İstanbul Åžubesince 2 yıl önce düzenlenen İstanbul Edebiyat Festivali'nde "Roman Büyük Ödülü", 2 ay önce "Gazzeli Meryem" kitabıyla KahramanmaraÅŸ 5. Uluslararası Åžiir ve Edebiyat Günleri'nde ÅŸiir dalında ödül aldığını, birkaç gün önce de Oklahoma Üniversitesi ve World of Literature dergisince verilen "Neustadt Uluslararası Edebiyat Ödülü"ne aday gösterildiÄŸini söyledi.

Nasrallah'ın ÅŸiirlerinin yer aldığı "Gazzeli Meryem" ve romanı "Gazze DüÄŸünleri" kitaplarını çeviren Prof. Dr. Cengiz Tomar da ÅŸiir tercümesinin duyguyu verme açısından zor olduÄŸuna deÄŸinerek, "O duyguya bürünmeniz gerekiyor, çoÄŸu zaman gözlerim yaÅŸardı çünkü Gazze'deki durumu anlatan, oradaki ÅŸehitler için yazılmış 20 civarında ÅŸiirden oluÅŸuyor. Gerçekten kendinizi orada hissediyorsunuz." diye konuÅŸtu.

Herkesin farklı mücadele yöntemleri olduÄŸunu dile getiren Tomar, yazarların, ilim adamlarının ve mütercimlerin de bu ÅŸekilde Gazze ile Filistin mücadelesine katkı sunduklarını ifade etti.