

Daha fazlası için Instagram’dan
Günümüz dünyasında psikoloji ve psikiyatride hakim eÄŸilim olarak eÅŸcinsellerin tedaviye yönlendirilmek yerine bu kimliÄŸi sahiplenmesinin söylenmesine karşın geniÅŸ çaplı genetik araÅŸtırmalarda eÅŸcinsellik geni diye bir ÅŸey olmadığı ortaya kondu.
Dünyanın en prestijli bilim dergilerinden olan "Science" da 2019 yılında yayımlanan ve yaklaşık yarım milyon insanın DNA bilgilerinin incelendiÄŸi araÅŸtırma da eÅŸcinsellik genine rastlanmadı.
EÅŸcinselliÄŸin doÄŸuÅŸtan veya genetik olmadığını ve eÅŸcinsel sayısındaki artışın doÄŸal faktörlerle ortaya çıkmadığını savunan uzmanlar, psikolojideki baskın eÄŸilimin aksine eÅŸcinselliÄŸin tedavi edilebilir olduÄŸunu söylüyor.
Bilimsel verilere dayanarak cinsel sapkınlıkları ele alan "Hekaton'la Son Tango" kitabının yazarı Psikiyatr Dr. Mustafa Merter, AA muhabirine, dijital medya platformları ve arama motorlarının yürüttüÄŸü eÅŸcinsellik propagandasının sonuçlarını deÄŸerlendirdi.
Merter, insanlığı yeniden yapılandırma projesinin yürütüldüÄŸünün ve bunun aileyi 5 cepheden hedef aldığını ifade ederek ÅŸu ÅŸekilde konuÅŸtu:
"Terbiyeyi Amerika’dan hareketle ortadan kaldırdılar. Annelik ortadan kaldırıldı. Baba otoritesi ortadan kaldırıldı. Her türlü cinsel sapkınlık küresel olarak üstel bir ÅŸekilde arttırıldı. BeÅŸincisi de, 'toplumsal cinsiyet’ diye tabir ettikleri, aslında hiçbir manası olmayan, erkek-kadın arasındaki farkı kaldırmak için yapılan çalışmalar. Ancak bu beÅŸini bir arada okursak büyük resmi görebiliriz."
"Tercih" kelimesini mayınlı bir kelime olarak nitelendiren Merter, sapıklığın tercih edilemez olduÄŸunu ancak bu kelimelerin internet ve sosyal medya aracılığıyla insanların zihin dünyasına yerleÅŸtirildiÄŸini söyledi.
Merter, insanların bu mecralar aracılığıyla hasta edildikten sonra gittiÄŸi psikolog ve psikiyatrların da insanlığı yeniden yapılandırma projesine hizmet eder hale geldiÄŸine iÅŸaret ederek, "18-19 yaşında bir genç psikiyatra, psikoloÄŸa gidip 'Ben piÅŸmanım, bundan kurtulmak istiyorum.’ dese, istisnalar dışında 'Sen böyle doÄŸdun, bunun tedavisi yok.’ diyecekler. Yalan. DoÄŸuÅŸtan deÄŸildir. Tedavisi vardır.” ifadelerini kullandı.
"LGBT+ değil, cinsel sapkınlık"
İnsanların sosyal medya ve internet aracılığıyla zehirlendiÄŸini ve sürekli propagandaya maruz kalma neticesinde cinsel sapkınlıkların ortaya çıktığını anlatan Merter, Facebook (Meta) ve Google’ın zihinleri en fazla etkileme potansiyeline sahip platformlar olduÄŸunu söyledi.
Merter, Netflix, Disney Channel ve YouTube gibi büyük dijital platformlar üzerinden cinsel sapkınlıkların propagandasının aktif biçimde yapıldığını kaydederek ÅŸu ifadeleri kullandı:
"Bazı karelerle, satır arası mesajlarla insanların beynini etkiliyorlar. RTÜK’ün bazı tedbirleri var ama yeterli deÄŸil. En büyük bela ÅŸu an yapay zeka. Yapay zeka devreye girerse insanlar artık birbirleriyle konuÅŸmayacak. Terapilere gitmeyecekler, yapay zeka üzerinden duygusal destek alacaklar. Bu, insanlığı yeniden yapılandırma projesi. Cinsel sapkınlık bunun sadece bir cephesi."
Cinsel sapkınlıkların insanlığı yapılandırma projesinin sadece bir yönü olmasına raÄŸmen göze en çok çarpanı olduÄŸuna dikkat çeken erkek ve kadın eÅŸcinselliÄŸi ve transeksüel sayısındaki artışın sosyal dalgalanmayla olamayacağını ve bu artışın tetiklenmiÅŸ bir artış olduÄŸunu söyledi.
Merter, LGBT+ tabirinini kullanmayı doÄŸru bulmadığını kaydederek, "Çünkü o tabire eklemeler de yaparak arkasına bir de ‘P’ (Phedophilia/Pedofili) ekleyecekler, o da sübyancılığa kadar gidecek. Böyle bir ÅŸey yok. Sapkınlık var, cinsel sapkınlıklar." dedi.
GeniÅŸ çaplı araÅŸtırmaların eÅŸcinselliÄŸin genetik temelli olmadığını ortaya koyduÄŸunu aktaran Merter, çocuklarını ekranlardaki bu propagandadan korumak isteyen ailelerin önce kendilerinin sanal bağımlılıktan kurtulması gerektiÄŸini ifade etti.