365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

"Åžair anne" dezavantajlı bölgelerdeki öÄŸrencilere masal okuyor

Eylül AÅŸkın Akçay
10.06.2025
Ankara

"Çocukların beynine girmek için edebiyatı, ÅŸiirleri ve masalları kullandım. Çocukların kalbine, gönlüne giren yolun o olduÄŸunu biliyordum. Kelimelerin gücüne inandım"

Daha fazlası için Instagram’dan

Ankara'da yaÅŸayan eÄŸitimci-yazar Sultan Serdar Doksöz, dezavantajlı bölgelerde okuyan, annesi veya babası olmayan ya da cezaevinde bulunan öÄŸrencilere masal okuma etkinlikleri ve yaratıcı yazarlık atölyeleriyle umut olmayı amaçlıyor.

Türkçe öÄŸretmenliÄŸine 20 yıl önce baÅŸlayan 40 yaşındaki Doksöz, öÄŸretmenliÄŸin yalnızca bilgi vermek olmadığına inanarak meslek hayatı boyunca çocukların yaÅŸamına dokunacak projelere imza atmak için çalıştı.

Derslere girdiÄŸi okullarda öÄŸrencilerin hikaye ve roman türüne nazaran ÅŸiirden uzak olduklarını gözlemleyen Doksöz, çocuklara ÅŸiiri sevdirmeye karar verdi.

ÖÄŸrencileriyle iletiÅŸimini ÅŸiir aracılığıyla güçlendiren Doksöz, zamanla çocuklar tarafından "Åžair anne" olarak anılmaya baÅŸlandı.

Edebiyat alanında çocuklara yönelik projeler yürüten Doksöz, 2024'te Milli EÄŸitim Bakanlığınca (MEB) hayata geçirilen "ÖÄŸretmeniz" dijital platformunda "İz Bırakan ÖÄŸretmenler Listesi"nde yer aldı.

Bugüne kadar 86 yayımlanmış roman, öykü, masal ve ÅŸiir kitabı bulunan Doksöz, AltındaÄŸ İlçe Milli EÄŸitim MüdürlüÄŸünde ulusal proje koordinatörü olarak özellikle dezavantajlı bölgelerdeki çocukları kapsayan faaliyetlerini sürdürüyor.

Sultan Doksöz, yazdığı kitaplarla çocukların hayatına ışık tutmanın yanı sıra gönüllü olarak masal anlatımı etkinlikleri, yaratıcı yazarlık atölyeleri, söyleÅŸiler ve konferanslar düzenliyor.

"Şair anne olabileceğim aklıma gelmezdi"

Doksöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, büyük bir aÅŸkla öÄŸretmenlik mesleÄŸini icra ettiÄŸini belirterek, kendini "çocuklar için güzel iÅŸler yapmak amacıyla yola revan olmuÅŸ bir düÅŸ avcısı" olarak nitelendirdiÄŸini söyledi.

ÖÄŸrencileriyle ÅŸiir aracılığıyla baÄŸ kurduÄŸunu dile getiren Doksöz, ÅŸunları kaydetti:

"Görev yaptığım okulda Türkçe öÄŸretmeniyken öÄŸrencilere ÅŸiirle sesleniyordum. Çocuklar genellikle ÅŸiir türüne yabancıydı. Bu da biraz toplumdan kaynaklıydı. Genellikle hikaye kitapları, romanlar okuyorlardı. Ama ÅŸiire biraz uzaklardı. Ben de çocuklara ÅŸiiri sevdirmek istedim. Tabii ki ÅŸiiri sevdirmek isterken 'ÅŸair anne' olabileceÄŸim aklıma gelmezdi. Derse ÅŸiirle girip ÅŸiirle çıktım. Ders dinlemeyen çocuÄŸa 'Dur evladım, yapma' demek yerine ÅŸiir okudum."

Doksöz, "Kalbine giremediÄŸiniz, duygusal baÄŸ kuramadığınız öÄŸrencinin beynini iÅŸleyemezsiniz." deÄŸerlendirmesinde bulunarak, "Çocukların beynine girmek için edebiyatı, ÅŸiirleri ve masalları kullandım. Çocukların kalbine, gönlüne giren yolun o olduÄŸunu biliyordum. Kelimelerin gücüne inandım." diye konuÅŸtu.

"Babaannem masal anlatıcılığını bana miras bırakmış"

Doksöz, çocukların dijital bağımlılığının arttığını ve bu nedenle öÄŸrencilerine, Türk kültürünün devamını saÄŸlayacak, geçmiÅŸ ve gelecek arasında baÄŸ kuracak, kökleri güçlendirecek masallar anlattığını söyledi.

Babaannesinin de bir masal anlatıcısı olduÄŸunu aktaran Doksöz, "Ben onun masallarıyla büyüdüm. Zamanla bunun bana miras kaldığını fark ettim. ÇeÅŸitli masal projelerine katıldım. Küçük bir ip yumağı gibi düÅŸünün. O büyüdü, büyüdü, kocaman oldu. Sonrasında fark ettim ki aslında babaannem masal anlatıcılığını bana miras bırakmış." ifadelerini kullandı.

"ÖÄŸrenciler yazmaya üÅŸeniyor, yazmaktan uzaklar"

"Bana Bir Masal Anlat ÖÄŸretmenim Projesi" ile "Türkiye'nin İz Bırakan ÖÄŸretmeni" seçildiÄŸini dile getiren Doksöz, "Bu benim için gerçekten çok kıymetli bir ÅŸey. Projeler kapsamında 22 ülkenin çocuklarına Türk masallarını anlattım. 'TDK Evde', 'Deyimler Covid-19'a Karşı' gibi projeler yaptım." bilgisini verdi.

Doksöz, çocukların yazma becerilerinin geliÅŸmesinde onlara fener olmak için harekete geçtiÄŸini belirterek, ÅŸöyle devam etti:

"Meslek hayatımda ÅŸunu gördüm. ÖÄŸrenciler yazmaya üÅŸeniyor, yazmaktan uzaklar. Çünkü çok renkli dünyaları var. Hepsinin elinde tabletleri var. Dijital ve hareketli dünyada tabii ki yazmaktan uzaklaşıyorlar. Yazmaktan korkan öÄŸrenciler olduÄŸunu fark ettim. Aslında çok büyük bir yeteneÄŸi var, belki de geleceÄŸin çok ünlü bir ÅŸairi, yazarı olacak ama kendisinin farkında deÄŸil öÄŸrenci. Ben onda o ışığı görüyorum. Yazmaktan çekinen, korkan ya da uzak olan çocuklara fener olmak istedim. Bu tarz çalışmalar yapıyoruz. Bu ilk deÄŸil aslında. Daha önce de çok çalışmamız oldu."

KurduÄŸu yaratıcı yazarlık atölyelerine katılan 20'ye yakın öÄŸrencisinin kendi kitabını yayınladığını aktaran Doksöz, geleceÄŸin ÅŸairlerini ve yazarlarını yetiÅŸtirmekten büyük mutluluk duyduÄŸunu ifade etti.

ÖÄŸretmenlik mesleÄŸinin bilgi vermekten ziyade öÄŸrencilerin içindeki hazineyi ortaya çıkarmaya yönelik olduÄŸunu söyleyen Doksöz, "Her insanın içinde keÅŸfedilmeyi bekleyen bir yetenek var. MeslektaÅŸlarım gerçekten emek vererek o çocukların içindeki yetenekleri çıkartabilir, hazineleri keÅŸfedebilirler." dedi.

Doksöz, öÄŸretmenliÄŸin çok kutsal bir meslek olduÄŸunu ve öÄŸrencilere ÅŸifa olabileceklerinin altını çizerek meslektaÅŸlarına, çocuklarla öncelikli olarak duygusal baÄŸ kurmaları ve sonrasında o bağı kelimelerle güçlendirmeleri tavsiyesinde bulundu.