

CumhurbaÅŸkanlığı ݱô±ð³Ù¾±ÅŸ¾±³¾ BaÅŸkanı Fahrettin Altun, İslam karşıtlığının bütün dünyada giderek yükselen yeni bir ırkçılık türü olduÄŸunu belirterek, "Bugün dünyanın başına musallat olan en önemli ırkçılık türlerinden biri olan, adına 'İslamofobi' denilen ama 'İslam karşıtlığı' olarak tecessüm eden meseleyle uÄŸraşırken Fuat Sezgin Hoca'nın çalışmalarının çok hayati olduÄŸunu düÅŸünüyorum." dedi.
Altun, ömrünü İslam bilim tarihine adayan ve 2018 yılında hayatını kaybeden Prof. Dr. Fuat Sezgin için CumhurbaÅŸkanlığı ݱô±ð³Ù¾±ÅŸ¾±³¾ BaÅŸkanlığı tarafından yayına hazırlanan "Fuat Sezgin'in Mirası: Bilim Diplomasisi ile Köprüler Kurmak" kitabının tanıtım programı ve paneline katıldı.
Programın açılış konuÅŸmasını gerçekleÅŸtiren Altun, Fuat Sezgin'in mücadelesinin ve bilimsel çalışmalarının bütün dünyada daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirtti.
Yazar İhsan FazlıoÄŸlu'nun Fuat Sezgin ile yaptığı ve Türkiye AraÅŸtırmaları Literatür Dergisi'nde yayımlanan söyleÅŸinden bahseden Altun, bu söyleÅŸide Sezgin'in 1940'lı yıllardaki çalışmalarında kendisine yardımcı olan bir ekip olup olmadığı sorusuna "Ne ekip vardı ne para. Hiçbir ÅŸey yoktu, kafaya koyma vardı." ÅŸeklinde yanıt verdiÄŸini anımsattı.
Altun, Sezgin'in tüm baÅŸarılarının izinde "kafaya koyma" anlayışı olduÄŸunu aktararak "Fuat Sezgin’in 93 yıllık ömrü, gerek siyasi baskı ve yıldırma giriÅŸimlerine gerek egemen epistemik cemaatlerin ideolojik dayatmalarına raÄŸmen hakikat ve ilim namına kafasına koyduÄŸunu hayata geçirme gayretiyle doludur." dedi.
Sezgin'in ilmi çabasının, İslam bilimlerinin gerçeÄŸini tanıtmak ve İslam medeniyetinin dünya bilimine yaptığı büyük katkıları açığa çıkarmak amacını taşıdığını kaydeden Altun, "Bir yandan evrensel bilim literatürüne katkı sunarken diÄŸer taraftan İslam medeniyetinin doÄŸru anlaşılmasına da hizmet etti. Fakat bütün bunları yaparken Müslüman dünyaya kaybettiÄŸi öz güveni, öz saygıyı ve itibarı yeniden kazandırma gayreti içerisinde oldu. Müslümanların, ferdin yaratıcılığına olan inancı yitirdiÄŸine kanaat getirdi ve bu inancın yeniden kazanması için canla baÅŸla mücadele etti." diye konuÅŸtu.
Altun, Müslüman dünyayı, Rönesans'la, ardından aydınlanmacı dogmatizmle birlikte ağır bir kopuÅŸ yaÅŸadığı İslam, bilim, kültür ve teknoloji tarihiyle yeniden irtibatlandırmak için gayret gösteren Sezgin'in bunu da oryantalistlerin egzotizmiyle deÄŸil, tarihsel ve toplumsal gerçeklik baÄŸlamına oturtarak hayata geçirdiÄŸini anlattı.
"Küresel adalet sorunu yaşıyoruz"
Bugün, tüm dünyada "küresel adalet" sorunu yaÅŸandığını vurgulayan Altun, ÅŸunları kaydetti:
"Bir küresel adalet sorunu yaşıyoruz ve bu sorunla koÅŸup giden bir zulüm düzeninin içinde, böyle bir ekosistem içinde varlık gösteriyoruz. Bu durumun kaynağında da 19. yüzyıldan beri iÅŸletilen Batılı sömürge düzeni ve yine bunu destekleyen 'Batıcı bağımlılık sistemi' var. Bu somut durumun da üzerinde yükseldiÄŸi bir dizi ideolojik payanda var. Bana soracak olursanız bunların başında bir yandan 19. yüzyıldan sonra Batı dünyasının sahip olduÄŸu kibir, öz güven, etnosentrizm var. Bir diÄŸer yanda ise Müslüman dünyanın o dönemden bu döneme düçar olduÄŸu aÅŸağılık kompleksi ve yenilgi psikolojisi var. Bu asimetrik duygu durumu Müslüman dünya aleyhine iÅŸletilen sömürü iliÅŸkilerini meÅŸrulaÅŸtıran bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Fuat Sezgin Hoca'nın mücadelesi, ilim yolculuÄŸu, bu çarpık anlayışı, bu paradigmayı yapıbozuma tabi tutma mücadelesidir."
Altun, Sezgin'in bu uÄŸurda çok ciddi baÅŸarılar ortaya koyduÄŸunun altını çizerek, "Elbette o da 17-18. yüzyıldan itibaren İslam dünyasında yaratıcılık özelliÄŸinin kaybolduÄŸunu, askeri, siyasi, iktisadi, jeostratejik ÅŸartlar sebebiyle bir duraklama yaÅŸandığını kabul eder. Fakat bu durum İslam tarihindeki, İslam medeniyetindeki büyük bilimsel geliÅŸmelerin, baÅŸarıların görmezden gelinmesini, bu baÅŸarıların bugün sadece Yunan mirasını sözüm ona Yunan mucizesini tercüme yoluyla Batı'ya aktarmakla sınırlı görülmesini meÅŸrulaÅŸtırmaz. Aksine İslam bilim tarihindeki muazzam baÅŸarılar bütün insanlığın bilimsel birikiminin asli unsurlarından, baÅŸlıca maddi kaynaklarından biridir. Fuat Sezgin Hoca bu hakikati eserlerinde detaylarıyla, bütün detaylarıyla ortaya koymayı baÅŸarmıştır." ifadelerini kullandı.
"BatılılaÅŸma, modernleÅŸme tarihimizde 'İslam dünyası nasıl terakki eder?' diye sorular soran, reçeteler arayan elitlerimiz oldu" diyen Altun, "Bu elitlerimizin en önemli sorunlarından biri belki de İslam medeniyet birikimi içindeki bilimsel zenginliÄŸe mesafeli olmaları ve bu zenginliÄŸi tanımıyor olmaktan mütevellit ne yazık ki bir öz güven sorunu yaÅŸamalarıdır." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Altun, bu elitlerin "İslam terakkiye mani midir?" tartışmasına çok çekingen ve ürkek ÅŸekilde katıldıklarını bildirerek, "ModernleÅŸmeci-BatılılaÅŸmacı elitlerimiz öte yandan büyük bir gönül ferahlığıyla jakoben yol ve yöntemleri kullanmış, tepeden inmeci bir modernleÅŸme anlayışında çare aramışlar, bu eksende reçeteler yazmışlardır." dedi.
Bugün İslam dünyasının, karşısındaki adaletsizlikle mücadele edecekse öncelikle "aÅŸağılık kompleksi" ile mücadele etmesi ve kökleriyle sahih bir irtibat kurması gerektiÄŸini vurgulayan Altun, "İşte bu yolda Fuat Sezgin Hoca'nın varlığı ve çalışmaları yolumuzu aydınlatacak niteliktedir. Bütün bunların yanında ÅŸunu da vurgulamak isterim. Bugün dünyanın başına musallat olan en önemli ırkçılık türlerinden biri olan, adına 'İslamofobi' denilen ama 'İslam karşıtlığı' olarak tecessüm eden meseleyle uÄŸraşırken Fuat Sezgin Hoca'nın çalışmalarının çok hayati olduÄŸunu düÅŸünüyorum. İslam karşıtlığı, bütün dünyada giderek yükselen yeni bir ırkçılık türüdür. Bu yeni ırkçılık türünde Müslümanları, İslam'ı fanatizmle, tutuculukla, gericilikle eÅŸ tutan bir yaklaşım söz konusudur." ifadelerini kullandı.
Altun, Sezgin'in çalışmaları ve eserlerinin bu yaklaşımla öz güven içinde mücadele etmek için rehber niteliÄŸinde olduÄŸunu belirterek, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Ne yazık ki eski Türkiye, Fuat Sezgin Hoca'yı üzdü. Fakat hamdolsun ki CumhurbaÅŸkanımız Sayın Recep Tayyip ErdoÄŸan liderliÄŸinde kurumsallaÅŸan Yeni Türkiye, Fuat Sezgin Hoca'yı baÄŸrına bastı. Eski Türkiye, Fuat Sezgin Hoca'yı, böyle büyük bir beyni ne yazık ki 27 Mayıs İhtilali'nden sonra üniversiteden ihraç etti. Buna mukabil yeni Türkiye, Fuat Sezgin Hoca'nın bilimsel çalışmalarını daha iyi koÅŸullarda sürdürmesi için hayatının son döneminde ona zemin saÄŸladı, vefatının ardından da bilimsel mirasını yaÅŸatmaya, zenginleÅŸtirmeye çalıştı. CumhurbaÅŸkanımız, 2019 yılını 'Fuat Sezgin Yılı' olarak ilan etti."
Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Vakfının, Sezgin'in eserlerinin daha çok okunması, daha iyi anlaşılması için çaba sarf ettiÄŸini, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi baÅŸta olmak üzere birçok kuruluÅŸun da bu baÄŸlamda çalışmalar yaptığını dile getiren Altun, kendilerinin de bu doÄŸrultuda ellerinden gelen gayreti ortaya koymaya çalıştıklarını bildirdi.
Programa, Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi AraÅŸtırmaları Vakfı (İBTAV) Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal ErdoÄŸan, Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, İBTAV yöneticileri, akademisyenler, yazarlar ve düÅŸünce dünyasının temsilcileri de katıldı.
Açılış konuÅŸmasının ardından CumhurbaÅŸkanlığı ݱô±ð³Ù¾±ÅŸ¾±³¾ BaÅŸkanlığı tarafından hazırlanan "Medeniyetin Terekesi: İslam Bilim Tarihinden Örnekler" ve "İlme Adanmış Bir Ömür" sergilerini gezerek eserleri inceleyen Altun, daha sonra program kapsamında düzenlenen paneli takip etti.