365bet籭

Dolar
39.41
Euro
45.50
ı
3,433.40
ETH/USDT
2,529.50
BTC/USDT
105,549.00
BIST 100
9,311.88
üԻ

RTÜK ve CKD'den medyaya "kadına şiddet olaylarını reyting malzemesi yapmayın" uyarısı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD), medya kuruluşlarını kadına yönelik şiddetin ekranlarda normalleştirilmemesi konusunda uyardı.

Yasemin Kalyoncuoğlu  | 05.06.2025 - Güncelleme : 05.06.2025
RTÜK ve CKD'den medyaya "kadına şiddet olaylarını reyting malzemesi yapmayın" uyarısı

Ankara

RTÜK'ten yapılan açıklamaya göre, RTÜK ve CKD işbirliğiyle düzenlenen "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu Çalıştayı"nın sonuç raporu yayımlandı.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için
🔹 Anlık gelişmeler için

Raporda, televizyon ve dijital platformlara toplumsal sorumluluk çağrısı yapılırken, özellikle gündüz kuşağı programlarında kadınların yaşadığı mağduriyetlerin reyting uğruna istismar edilmemesi istendi.

Medya kuruluşlarının yayın politikalarının değerlendirilerek önemli tespitlere yer verilen raporda, reyting ve ticari kaygıların çoğu zaman kamu yararının önüne geçtiği, özellikle gündüz kuşağı programlarında şiddetin sıradanlaştırıldığı ve kadın mağduriyetinin reyting uğruna istismar edildiği vurgulandı.

Raporda en çarpıcı eleştiriler, gündüz kuşağı programlarına yönelik oldu.

Kadına yönelik şiddetin sabah programlarından akşam dizilerine kadar gün boyunca ekrana taşınmasının, "kırık cam teorisi" etkisi yaratarak şiddetin toplumda yeniden üretimine zemin hazırladığı belirtildi. Bu tür yapımların, çözüm üretmek yerine kışkırtıcı dille sunulduğu ve kamu kurumlarına olan güveni sarstığı ifade edildi.

Kadın mağduriyeti reyting uğruna metalaştırılıyor

Raporda, kadın bedeninin ve mağduriyetinin medya tarafından reyting uğruna metalaştırıldığına dikkat çekildi.

"Gerçekleri gösteriyoruz" iddiasıyla sunulan yapımların, kadına yönelik şiddeti normalleştirdiği ve toplumda kanıksanmasına neden olduğu kaydedildi. Kadınların yalnızca "kurban" ya da "suçlu" rollerinde ekrana yansıması, "güçlü", "üretken" ve "topluma katkı sunan" kadın profillerinin ise arka planda kalması eleştirildi.

Medyanın, Türk toplumunun tarihsel ve kültürel değerlerinden uzaklaştığı, Anadolu kadınının üretici ve dönüştürücü kimliğine yeteri kadar yer vermediği ifade edildi.

Cumhuriyet devrimi ile kamusal alanda güçlenen kadınların başarı öykülerinin görünmez kılınması, genç kuşakların kadın rol modellerinden yoksun bırakılması olarak değerlendirildi.

Dijital platformlara denetimler artırılmalı

Sosyal medya ve dijital platformlardaki denetimsizlik de raporda önemli başlık olarak yer aldı.

TikTok ve YouTube gibi mecralarda kontrolsüz yayılan içeriklerin, özellikle gençleri "ahlaki çöküşe" sürüklediği vurgulandı. RTÜK ile Bilgi Teknolojileri ve İپş Kurumunun (BTK) dijital mecralar üzerinde daha etkin düzenleme ve denetim mekanizması kurması gerektiği önerildi.

Raporda, medyada kadına yönelik şiddet haberlerinde kullanılan magazinsel dil, başlıkların sansasyonel olması ve mağdurların özel hayatının teşhir edilmesi eleştirildi.

Bu tür haberciliğin farkındalık yaratmak yerine şiddeti sıradanlaştırdığına dikkat çekildi. Medyaya, çözüm odaklı ve güçlendirici haber dili benimsemesi çağrısı yapıldı.

RTÜK'ün mevcut yaptırımlarının artırılması gerektiği ifade edilen raporda, medya kuruluşlarına yönelik kamuoyuna açık ve net cezaların uygulanması gerektiği vurgulandı.

Ayrıca, medya etiği, mağdur hakları ve toplumsal sorumluluk çerçevesinde bağlayıcı kuralların oluşturulması önerildi.

Raporda dikkat çeken öneriler de sıralandı

Raporda, mevcut yayın politikalarına yönelik eleştirilerin yanı sıra kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın daha bilinçli ve sorumlu rol üstlenebilmesi için çözüm önerilerine de yer verildi.

Dikkat çeken bazı öneriler, şu şekilde sıralandı:

"Kadına yönelik şiddet haberleri, şiddeti ortadan kaldırma amacına hizmet edecek şekilde daha duyarlı bir dil ve sembolik görsellerle, mağdurun güçlü çıktığı veya şiddeti önlemeye yönelik çözüm önerilerinin de yer aldığı bir anlayışla sunulmalıdır.

Şiddet haberlerinde kesin olmayan bilgilerin paylaşılması kesinlikle önlenmeli, cezasızlık algısı oluşturan ve gerçeği yansıtmayan içeriklerle etkin biçimde mücadele edilmelidir.

Başarılı kadınların (bilim insanı, siyasetçi, asker, sanatçı gibi) hayat hikayelerine ve topluma ilham veren kadın figürlerine medyada daha fazla yer verilmelidir.

Kadın hakları ve şiddetle mücadeleye dair farkındalık yaratan dizi, film ve belgesellere RTÜK, Kültür ve Turizm Bakanlığı ya da Sivil Toplum Kuruluşları tarafından 'Kadın-Erkek Eşitliği Ödülü' gibi teşvik edici ödüller verilmeli, kadın, çocuk ve aile dostu programlar vergi indirimi gibi desteklerle teşvik edilmelidir.

Kadın haklarına ilişkin kamu politikaları, 6284 sayılı yasa, Alo 183, Alo 112 ve KADES gibi şiddetle mücadele mekanizmalarına dair bilgilere sadece kamu spotlarında değil, dizi, film ve diğer yapımlarda da yer verilmelidir.

Gündüz kuşağı programlarında, kadına yönelik şiddeti irdeleyen ve çözüm yollarını ele alan, uzmanlar tarafından hazırlanmış içeriklere yer verilmelidir.

Magazin dili yerine çözüm odaklı, bilinçlendirici ve güçlendirici haber dili benimsenmelidir.

TikTok, YouTube gibi dijital platformlar, RTÜK ve BTK işbirliğiyle etkin şekilde düzenlenmeli ve denetlenmelidir.

Medya okuryazarlığı dersi, tüm eğitim kademelerinde zorunlu hale getirilerek müfredata dahil edilmelidir.

RTÜK bünyesinde yapımcı ve yayıncılara yönelik "yayın öncesi danışmanlık" hizmeti sunacak rehberlik birimi oluşturulmalıdır.

Medya kuruluşlarının hatalı yayınlar için kamuoyuna açık özür yayınlamaları ve gerektiğinde yaptırıma tabi tutulmaları zorunlu hale getirilmelidir.

2025'in 'Aile Yılı' ilan edilmesiyle aile yapısını ve kadını destekleyen medya içeriklerine öncelik verilmelidir."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.