Filistinli şair, bağımsızlık mücadelesini geleceğe taşımada dizelerin gücüne inanıyor
İbrahim Nasrallah, "Eğer bir toplumun şairleri, yazarları yoksa o toplum devam etmiyor demektir. Bu açıdan ş, Filistinlilerin varoluşunun göstergesi." dedi.

Sakarya
Filistinli şair ve yazar İbrahim Nasrallah, bağımsızlık mücadelesini dünyaya anlatma ve geleceğe taşımada şin rolünün önemini vurgulayarak, "Gelecek nesillere yazmadığınız, bırakmadığınız şeyler, unutulup gidecektir, sizin mülkünüz olmayacaktır. Anlatmadığımız hikayeler düşmanlarımızın mülkü olacaktır." dedi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için
🔹 Anlık gelişmeler için
Sakarya'da düzenlenen "24. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları" programına konuk olan Arap dünyasının önde gelen şair ve yazarlarından Nasrallah, edebiyat ve şin insanları daha ince, merhametli ve duyarlı yapma etkisinin bulunduğunu söyledi.
Nasrallah, edebiyatçıların metin ve sözlerle insana etki etmek istediğini dile getirerek, "Ama en büyük problemlerden biri savaşı arzulayan zalim yöneticilerin hiçbirinin ş okumaması. Şiir okusalar dünya çok daha farklı olur çünkü ş, edebiyat, insanlara çok olumlu, rafine, ince ve merhametli olmaları yönünde büyük tesir yapıyor." diye konuştu.
"Edebiyat ve ş tüm mücadelelerde özgürlüğün yol arkadaşıdır"
Edebiyat ve şin Filistinlilerin tüm mücadelelerinde "özgürlüğün yol arkadaşı" olduğunu ifade eden Nasrallah, şin tüm zorlu zamanlarda Filistin halkı için hakikatin sesi olduğunu vurguladı.
Nasrallah, İngiliz manda yönetimi dönemlerinde ve İsrail'in kuruluş yıllarında internet ve televizyonlarının olmaması dolayısıyla şin direnişin en önemli sembolü olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"1960'larda başlayan direniş edebiyatının köklerini 1948 öncesi İngiliz işgali döneminde aramamız lazım. Özellikle 1960'lardan itibaren büyük oranda direniş edebiyatı başladı. Gassan Fayiz Kenefani ve Mahmud Derviş gibi çok önemli isimler var. Onlar önemli bir direniş edebiyatı oluşturdu ve Arap edebiyatının önemli parçası oldu. Bugün de gelişerek devam etmekte ve direnişin en önemli ayaklarından birini oluşturmakta."
Toplumların ve medeniyetlerin devamı için bütün sanatların gerekli olduğunun altını çizen Nasrallah, "Toplumlar, Allah'ın bize bahşettiği dünyadaki güzelliğin yansıması olarak yazarlar ve sanatçılar tarafından anlatılıyor. Toplumların ve medeniyetlerin devamı için bu gerekli. Eğer bir toplumun şairleri, yazarları yoksa aslında o toplum devam etmiyor demektir. Dolayısıyla Filistin'de işgale rağmen edebiyatın, sanatın ve şin çokça canlı olması, Filistin halkının Allah'ın kendine bahşettiği güzelliği ortaya koyduğunu, dünya edebiyatı ve sanatına katkıda bulunduğunu gösteriyor. Bu açıdan ş, Filistinlilerin varoluşunun göstergesi." değerlendirmesinde bulundu.
Nasrallah, toplumların mesajlarını diğer toplumlara edebiyat, sanat ve ş yoluyla ilettiklerinden bahsederek, aralarında anlaşmazlık yaşanan toplumların birbirini tanıması ve yanlış anlaşılmaların giderilmesi açısından edebiyat, sanat ve kültürün çok önemli olduğunu kaydetti.
Doğudan batıya, güneyden kuzeye kadar toplumların birbirlerinin nasıl yaşadığını, kültürlerini, nelere duygulandıklarını, edebiyat, ş ve sanat vasıtasıyla öğrendiklerini anlatan Nasrallah, 50 yıldan fazladır dünyanın pek çok ülkesinde karşılaştığı olumlu tepkilerin, edebiyatın, sanatın ve şin gücünü gösterdiğini dile getirdi.
"İslam ve Arap dünyası, Filistin konusunda olumlu imtihan veremedi"
Nasrallah, Gazze'deki son gelişmelere ilişkin, İslam ve Arap dünyasının genel olarak Filistin'de yaşananlarda çok olumlu imtihan veremediğini, gayrimüslimlerin daha fazla duyarlılık gösterdiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Bunun için cezalara, işten atılma, hapse girme ve polis tarafından coplanma gibi çeşitli durumlara maruz kaldılar. Tabii bu manada İslam ve Arap dünyası sınıfta kaldık. Bizim ecnebi ve yabancı dediklerimiz daha iyi imtihan verdi. Bu mücadeleyi sadece Filistinli olduğumuz için yapmıyoruz, vicdan meselesi. Bugün 'gayrimüslim' dediğimiz insanlar vicdan konusunda daha duyarlı yaklaşım gösterdi. Aslında Filistin meselesi, insanlığın vicdanını oluşturuyor ve buradaki tutumumuz da insanlık vicdanı açısından bizim durumumuzu gösteriyor."
Gençlerin, kadınların ve şairlerin Filistin hakkında önemli görevleri bulunduğunu vurgulayan Nasrallah, "Önemli görevimiz yazmak ve çizmek çünkü edebiyat, sanat, ş ve romanlar, kameraların görmediğini yazar, insanların içlerindeki dahili fikirlerini, düşlerini, tasavvurlarını yansıtır. Dolayısıyla onlar kameraya yansımayan şeyleri geleceğe bırakır. Gelecek nesillere yazmadığınız, bırakmadığınız şeyler unutulup gidecektir, sizin mülkünüz olmayacaktır. Türkçeye çevrilen ve yakında yayımlanacak 'Gazze Düğünleri' romanımdan da bahsettim. Anlatmadığımız hikayeler düşmanlarımızın mülkü olacaktır." ifadelerini kullandı.
Nasrallah, Arapça olarak 18. baskısını yapan, İspanyolca, İtalyanca, İngilizce, Fransızca ve Türkçeye çevrilen "Gazzeli Meryem" kitabının Filistinlilerin yaşadıklarını, düşlerinin, hayallerinin, gündelik hayatlarının nasıl işgalle, bombalarla, ölümler ve yaralanmalarla dolu olduğunu, düğünlerin cenaze törenlerine karıştığı yaşam tarzını anlattığını belirtti.
Kitabının, Arap dünyasında ve uluslararası arenada birçok ödüle layık görülmesinin kendisini mutlu ettiğini dile getiren Nasrallah, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesince 2 yıl önce düzenlenen İstanbul Edebiyat Festivali'nde "Roman Büyük Ödülü", 2 ay önce "Gazzeli Meryem" kitabıyla Kahramanmaraş 5. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri'nde ş dalında ödül aldığını, birkaç gün önce de Oklahoma Üniversitesi ve World of Literature dergisince verilen "Neustadt Uluslararası Edebiyat Ödülü"ne aday gösterildiğini söyledi.
Nasrallah'ın şlerinin yer aldığı "Gazzeli Meryem" ve romanı "Gazze Düğünleri" kitaplarını çeviren Prof. Dr. Cengiz Tomar da ş tercümesinin duyguyu verme açısından zor olduğuna değinerek, "O duyguya bürünmeniz gerekiyor, çoğu zaman gözlerim yaşardı çünkü Gazze'deki durumu anlatan, oradaki şehitler için yazılmış 20 civarında şden oluşuyor. Gerçekten kendinizi orada hissediyorsunuz." diye konuştu.
Herkesin farklı mücadele yöntemleri olduğunu dile getiren Tomar, yazarların, ilim adamlarının ve mütercimlerin de bu şekilde Gazze ile Filistin mücadelesine katkı sunduklarını ifade etti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.