Kabe'nin 200 yıllık tasviri Topkapı Sarayı'ndan gün yüzüne çıktı
Müslümanların kıblesi olan Kabe'nin 19. yüzyıla ait görüntüsünü yansıtan "Mescid-i Haram" tablosu gün yüzüne çıkarıldı.

İٲԲܱ
Türkiye'nin en zengin tablo koleksiyonuna sahip Milli Saraylar Başkanlığı'na bağlı konservasyon ve restorasyon atölyelerinde, Mescid-i Haram'ı ayrıntılarıyla resmeden 200 yıllık nadide bir tablo üzerinde çalışılıyor.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için
🔹 Anlık gelişmeler için
Restorasyon uygulamalarının gelecek ay tamamlanması planlanan bu özel tablo, Kabe'nin yalnızca bir ibadet merkezi değil, aynı zamanda hatırlanmak, korunmak ve gelecek nesillere aktarılmak istenen bir kültürel hafıza mekanı olduğunu belgeliyor.
"Kabe-i Muazzama ve buradaki ibadet şekilleri resmedilmiş"
Milli Saraylar Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Abdülhamit Tüfekçioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Topkapı Sarayı'ndaki tekstil atölyesinde yapılan restorasyon çalışmalarına ilişkin bilgiler verdi.
Osmanlı sanatında 17. ve 18. yüzyılda Kabe-i Muazzama ile ilgili sanat çalışmalarında bir takım yeni uygulamalar görüldüğünü belirten Tüfekçioğlu, "Bunlardan bir tanesi Kabe tasvirli çiniler, levha uygulamaları, Kabe-i Muazzama, Medine-i Münevvere, Haremeyn bölgesi dediğimiz bu bölgenin resmedilmesi. Bunlar Peygamber Efendimizin özellikle fiziki durumunu ifade eden Hilye-i Saadet (Resulullahın görünüşü) dediğimiz bu levhalarda özellikle alın tepelik kısımlarında Medine-i Münevvere'nin, Kabe-i Muazzama'nın tasvir edildiği levhalar. Bunların kimi zaman böyle küçük, kimi zaman bağımsız levhalar şeklinde resmedildiğini görüyoruz. 18. yüzyıla doğru arttığını da görmekteyiz." dedi.
Topkapı Sarayı Harem Dairesi'nde Kara Ağalar Taşlığı denilen bir kısım bulunduğunu, buradaki ağaların Kabe-i Muazzama ve Haremeyn bölgesiyle ilgili yapılacak her tür faaliyetten sorumlu olduklarını anlatan Tüfekçioğlu, şunları kaydetti:
"Surre Alayı, padişah adına yıl boyunca hac vakti gidecek hediyelik eşyaları ve ibadetle ilgili yapılacak hazırlıkları yürütmekte. Hükümdar adına hac emiri tayin edildiği zaman hac mevsimden önce yola çıkıyorlar ve bu alana varıyorlar. Yine hükümdar adına hac emiri Arafat'ta vakfe görevini ifade ediyor. Hükümdar adına oradaki her türlü işlerden o sorumlu. Bu Kabe-i Muazzama'nın levhasında da insanların, figürlerin bazılarının yüz hatları Anadolu insanı şeklinde, bazılarında da özellikle Afrika, Habeş, Somali bölgesinin insan yüzlerini resmetmişler. Yani Kara Ağalar Taşlığı, adından da anlaşılacağı gibi bu bölgenin insanları. Burada biz her iki insan yüz hatlarını da görmekteyiz. Özellikle Kabe'nin etrafında elbiseleriyle, kuşaklarıyla, ibadetle ilgili işleri takip eden insanlar var. Bir de devlet adına görev yürüten, fesleriyle devlet resmi tarafını ifade eden insan tasvirleri var. Bunlar bize hem oradaki tarihlendirmeye yardımcı olmakta hem de saray ehliyle buradaki vazifenin sürecini anlamamıza imkan tanımaktadır. Mesela üniformalı olan tasvirlerde fesin kullanımı var."
"Bütün işlemler bittikten sonra ziyarete açılacak"
Tüfekçioğlu, ayrıca Topkapı Sarayı'nın depolarında çeşitli tabloların bulunduğunu, Milli Sarayların bir takım mimari mekanları restore edip, depolarda bu zamana kadar muhafaza edilmiş levhaları halkla buluşturduğuna işaret ederek, "Tabii ki vitrine eserler taşınırken bunların elden geçirilmesi, en azından restorasyona uygun yapılması gerekenler varsa onlar yapılıyor. Bu levha da onlardan bir tanesi. Belki bir ya da bir buçuk ay sonra bütün işlemler bittikten sonra ziyarete açılacak." diye konuştu.
Tablodaki 19. yüzyıla ait tasvirlere ve geçmişte arife günlerinde Topkapı Sarayı'nın Hırka-ı Saadet Dairesindeki uygulamalara ilişkin bilgiler veren Prof. Dr. Abdülhamit Tüfekçioğlu, şunları anlattı:
"Hırka-ı Saadet Dairesi'nde Kur'an-ı Kerim okuyan hafızın bulunduğu bir yükselti ve zeminde kıble istikametini gösteren bir taş var. Hükümdar da hacılar Arafat'ta vakfeye durduğu zaman duaya buradan katılmış oluyordu. Yani o da aynı heyecanı duymuş oluyordu. Gerek hükümdar, gerek harem ehli yani Valide Sultanlar, diğer insanlar oraya duydukları özlemi bunlarla anlamaya çalışıyorlar. Kabe-i Muazzama nasıl bir mimari? İbadet şekilleri nasıl? İnsanlar nasıl davranıyorlar? Bugün nasıl merak edip de (Kabe'den) fotoğraf görmek istiyorsak o zaman da giden gelenlerin çizmiş olduğu bu minyatürlerden ya da çini üzerine resmedilmiş tasvirlerden anlamak istiyorlardı. Bir de 'Delail-ül Hayrat kitapları var. Hem ibadetin nasıl yapılacağı hakkında önceden bilgi edinmek hem de o tarafa doğru bir ilgi ve inancı gereği, özellikle Peygamber Efendimize salavat-ı şerife getirmeye vesile olsun diye bunları yapmış oluyorlar."
Eserde henüz bir sanatkar imzası tespit edilmediğini aktaran Tüfekçioğlu, "Tabii ki araştırma devam ediyor. Nasıl bu duvarlarda mimari restorasyon yapılırken raspa sıva altından bazen bir yazıya, imzaya, tarih bilgisine rastlanıyorsa, bu levhalar üzerinde de mor ötesi ışık gibi bazı detay incelemelerde kayıp imza veya bilgiye rastlanabiliyor." dedi.
Kabe'nin 200 yıllık tasviri ilk kez gün yüzüne çıkıyor
Bugüne dek sergilenmeyen ve 19. yüzyılın başlarında yapıldığı düşünülen tablonun ressamı bilinmese de tabloda resmedilen Osmanlı askerlerinin üniformaları, eserin Sultan Abdülmecid dönemine ait olduğuna işaret ediyor.
Çerçevesiyle birlikte 103 santimetreye 133 santimetre ebadındaki eser, dönemin kutsal topraklara dair gözlem ve betimlemelerini gösteren sahneleriyle hem tarihi hem de kültürel katmanlar barındıran özgün bir kaynak niteliği taşıyor.
Klasik Türk sanatlarından minyatür temelli tabloda, Kabe'yi tavaf edenler, ihramlı erkekler, kadın figürleri, zemzem kuyuları ve testilerinin yanı sıra üniformalı Osmanlı askerleri, Makam-ı İbrahim, Hicr-i İsmail ve Mimar Sinan'ın imzasını taşıyan revaklar gibi kutsal yapılar da yer alıyor.
Bazı yapıların bugün varlığını yitirmiş olması, esere tarihsel bir derinlik katarken, çizimlerdeki titizlik, dönemin mimari ve sosyal yapısına dair ayrıntılı bilgi sunuyor.
Çerçevesi de tablo gibi sanat eseri olma özelliği taşıyor
Eserin kendisi kadar dikkat çekici olan, çiçek motifleriyle üç boyutlu olarak dekore edilmiş, sekiz paftaya ayrılan ahşap çerçevede, metal tellere ipek iplik sarılarak yapılmış çiçek sapları, kağıt ve kumaştan hazırlanmış çiçek başlıklarına monte edilmiş şekilde bulunuyor.
Çıtaların üzerine macun uygulanarak kabartı verilmiş, ardından kırmızı kadife kaplanarak altın yaldızlı bordürlerle bezenmiş çerçevede metal pençelerle sabitlenen bu alanlar, el dövmesi çivilerle monte edilmiş.
Zamanla oksitlenen metal parçalar ve paslanmış çiviler, çerçevenin yaşını ve sanatkarane işçiliğini gözler önüne seriyor.
Detaylı bir restorasyon planı hazırlandı
Farklı yapım tekniklerini ve sanat alanlarını bir araya toplayan tablo ile ilgili detaylı bir restorasyon planı hazırlandı. Plan çerçevesinde belgeleme işlemleri tamamlanarak mikroskobik ve infrared incelemeler yapıldı.
Ön ve arka yüzey temizliği, sağlamlaştırma, koruma ve bakım gibi işlemlerden geçirilen eserin çerçevesindeki çiçekli alanların restorasyonuna devam ediliyor.
Restorasyonun ardında bugüne kadar hiç sergilenmemiş olan bu eser ilk kez sanatseverlerle buluşturulacak.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.