365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Sürdürülebilir kafede yılda 20 ton organik atık komposta dönüÅŸtürüldü

16.06.2023
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

GiriÅŸimci Rabia Betül Gürel, sürdürülebilirlik konseptiyle kurduÄŸu kafede, tek kullanımlık plastikler yerine alternatif ürünler kullanarak atık miktarının azaltılmasına katkı sunarken bir yıl içinde 20 ton organik atığı da komposta dönüÅŸtürdü.

Gıda üretiminin doÄŸaya saygılı bir ÅŸekilde, sürdürülebilir yöntemlerle gerçekleÅŸtirilmesi ve kaynak israfının önlenmesi amacıyla BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) tarafından 2016’da alınan kararla 18 Haziran, "Dünya Sürdürülebilir Gastronomi Günü" olarak kabul edildi.

İklim krizine yönelik farkındalığın artmasıyla sürdürülebilir iÅŸletmelerin sayıları her geçen gün artarken, Annapurna Cheesecake adlı kafe, 2020 yılında bu iÅŸletmeler arasına katıldı.

Kadıköy'de hizmet veren kafenin kurucularından Gürel, AA muhabirine, kafeyi açmalarındaki temel motivasyonun farkındalık ve fark yaratmak, aynı zamanda doÄŸal ve temiz içerikli ürünler sunmak olduÄŸunu söyledi.

Ekolojik hassasiyetleri olan bir ailede ve çocukluÄŸunun bir kısmının geçtiÄŸi Kazakistan'da doÄŸaya saygı felsefesi içinde büyüdüÄŸünü anlatan Gürel, sürdürülebilir birçok uygulamayı hayata geçirdikleri kafeyi bir "sosyal permakültür" deneyi olarak nitelendirdi.

Kafedeki çevreci uygulamalardan bahseden Gürel ÅŸunları söyledi:

"Organik atıkları kompost yapıyoruz. Hatta geçen yıl, 20 ton organik atığı komposta dönüÅŸtürdük. Atık yaÄŸlardan kendi ana temizlik malzememiz olan arap sabununu üretiyoruz. Limon kabukları, portakal kabukları, narenciye kabuklarından temizlik sirkemizi aromatik bazı yaÄŸlarla karıştırarak yapıyoruz. Onun dışında ambalaj atığı çıkarmamaya çalışıyoruz. Yani yüzde 8-9'luk bir oran haricinde bazı ambalaj atıklarını mecburen biz de çıkarıyoruz ama bu konuda markalara baskı yapıyor, 'Åžunu ÅŸöyle paketleyebiliriz.' diye önerilerde bulunuyoruz. Alım yaptığımız yerlerin ambalajlarını topluyor, yeniden kullanılabilecekleri geri gönderiyoruz. Onlar tekrar kullanıyorlar ya da alamıyorlarsa biz onları tekrar deÄŸerlendirmenin yolunu bulmaya çalışıyoruz."

"Plastik pipet yerine buğday sapından pipet kullanıyoruz"

Tek kullanımlık plastik ÅŸiÅŸelerde su satmadıklarını ve müÅŸterilerine arıtılmış suyu ücretsiz bir ÅŸekilde sunduklarını aktaran Gürel, ambalaj atığının azaltılmasına teÅŸvik amacıyla al-götür sipariÅŸlerde kendi saklama kaplarıyla gelenlere indirim yaptıkları bilgisini paylaÅŸtı.

Kendi saklama kapları olmayanlara, sipariÅŸleri, mahalle sakinlerinden toplayıp sterilize ettikleri kaplarda teslim ettiklerini bildiren Gürel, "SoÄŸuk içecekleri cam kavanozlarda veriyoruz. İsterlerse geri getirirler, isterlerse getirmezler. 'Kahvem termosta' oluÅŸumunun bir parçasıyız. İnsanlar gelip termoslarıyla kahve alabiliyor. Aynı durum içeceklerde de geçerli. Plastik pipet yerine buÄŸday sapından pipet kullanıyoruz. Temizlikte kabak lifi kullanıyoruz, sirke, karbonat bizim için önemli ÅŸeyler." dedi.

Organik atıklardan kendi solucan gübrelerini yaptıklarını, bu ÅŸekilde topraktan gelen her ÅŸeyi topraÄŸa geri verdiklerini ifade eden Gürel, kafede müÅŸterilerine servis ettikleri lavanta, melisa, adaçayı gibi tıbbi aromatik bitkilerin bir bölümünü kendilerinin yetiÅŸtirdiÄŸini, talebi karşılayamama noktasında bu ürünleri yerel üreticilerden temin ettiklerini vurguladı.

Dijital ayak izini azaltmak amacıyla adisyon için üçüncü kalite kağıt kullanılıyor

Adisyonu elle yazdıklarını anlatan Gürel, "Çünkü o kağıtları komposta koyabiliyoruz ama bilgisayarlı bir sisteme geçtiÄŸimiz zaman hem enerji israfı olacak hem yeni bir cihazı dahil etmiÅŸ olacağız. Aslında bir dijital ayak izimiz de olacak. Üçüncü kalite kağıt adisyon tutuyoruz elde çünkü o, bizim kendi içimizde eritebileceÄŸimiz bir çıktı oluyor." diye konuÅŸtu.

Nesli tükenme tehlikesi altındaki bitkilerle ilgili projeler de gerçekleÅŸtirdiklerine deÄŸinen Gürel, salebin doÄŸadaki yayılımını hızlandırmak için yürüttükleri proje kapsamında salepli bir cheesecake yaparak iÅŸletmelerinde satışa sunduklarını bildirdi.

Bir iÅŸletmede bu düzeni kurmanın ilk baÅŸlarda kolay olmadığını fakat uzun vadede iÅŸletmeye kazanç saÄŸlayacağını dile getiren Gürel, iÅŸletmelerin konfor alanından çıkarak sürdürülebilir uygulamalar ile hem ekonomilerine hem de doÄŸaya katkı saÄŸlamalarının mümkün olduÄŸunun altını çizdi.

Gürel, sözlerini ÅŸöyle tamamladı:

"ÖrneÄŸin bizden atık yaÄŸ çıkmıyor ama atık yaÄŸlardan sabununuzu yapıp da bunu iÅŸletmenizin temizliÄŸinde bulaşıklarda kullandığınız zaman aslında ciddi bir deterjan masrafından kurtulmuÅŸ oluyorsunuz. Bir nebze de olsa sulara verdiÄŸiniz zarar azalmış oluyor. Bir kap atık yağın su kaynaklarına ulaÅŸması çok ciddi miktarda suyun kaybı demek. Baktığınız zaman sadece bu bile herhangi bir iÅŸletme için minimum 10- 15 bin liralık da bir tasarruf saÄŸlıyor."

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR