365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Mersin Körfezi'ndeki köpüklenme için "müsilajdan beter" yorumu

13.08.2024
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

Orta DoÄŸu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış SalihoÄŸlu, Mersin Körfezi'nde kirlilik seviyesinin artması nedeniyle meydana gelen köpüklenme için "müsilajdan beter" yorumunda bulundu.

Mersin Körfezi'nde 1 aydır kıyıya yakın bölgelerde deniz yüzeyinde köpüklenme görülürken suda görüÅŸ mesafesinde de azalma yaÅŸanıyor.

YeniÅŸehir sahili boyunca görülen köpüklenme hakkında AA muhabirine konuÅŸan SalihoÄŸlu, Mersin Körfezi'ni DoÄŸu Akdeniz'de kirliliÄŸin en yoÄŸun görüldüÄŸü bölgelerden biri olarak nitelendirdi.

Körfezin kıyılarında ÅŸu anda gözle görülür bir kirlilik olduÄŸunu ve buradaki durumun neredeyse Marmara Denizi ile eÅŸ deÄŸer hale geldiÄŸini aktaran SalihoÄŸlu, "Åžu anda Mersin Körfezi'nde denize baktığınızda ancak 1,5 metreyi görebiliyorsunuz. Işık geçirgenliÄŸi oldukça düÅŸmüÅŸ, çok kirli bir suyla karşı karşıyayız ve bu kirlilik oksijen seviyelerini de düÅŸürüyor. Deniz yüzeyinde köpüklü yapılar, yoÄŸun alg patlamaları var. Åžu anda içine girdiÄŸimiz deniz saÄŸlıklı ve keyif veren bir deniz deÄŸil. Kirli ve bulanık bir denizle karşı karşıyayız." diye konuÅŸtu.

Özellikle belli türdeki alglerin yoÄŸun üremesi sonrası, fiziksel olarak akıntı ve rüzgarla bu köpüklenmenin oluÅŸtuÄŸunu anlatan SalihoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:

"Buradaki durum müsilajdan beter çünkü gerçekten inanılmaz bir kirlilik yükü var, ÅŸehir kirliliÄŸi çok yüksek. Yaz döneminde nüfus artışıyla birlikte evsel atıklar çok yükselmiÅŸ durumda. Büyük nehirlerden, örneÄŸin Seyhan Nehri'nden, çok ciddi bir kirlilik girdisi var. Tarımsal ve endüstriyel kökenli kirlilik de çok yüksek."

KirliliÄŸin ana kaynağının karasal girdiler olduÄŸunu, ÅŸehir deÅŸarjları ile etkisiz veya yetersiz çalışan arıtma tesislerinin de önemli bir rol oynadığını kaydeden SalihoÄŸlu, nehirlerden gelen yayılı kaynaklı kirlilik yükünün de yüksek seviyede ve tarımsal ve endüstriyel uygulamalardan kaynaklandığını bildirdi.

Mersin Körfezi'ndeki durumun ürkütücü boyutlara ulaÅŸtığını ifade eden SalihoÄŸlu, denizin durumuyla ilgili kullanılan kriterlere göre buranın çok kötü veya aşırı kötü seviyelerde olduÄŸu tespitini paylaÅŸtı.

SalihoÄŸlu, suyun geçirgenliÄŸinin yani insanların suyu görme kapasitesinin çok düÅŸük, azot ve fosfor yüklerinin ise çok yüksek olduÄŸunu, bu durumun fitoplanktonu aşırı seviyede artırdığını vurguladı.

"Hiç görülmemiÅŸ seviyelerde bir kirlilikle denizlere yükleniyoruz"

Açık bir deniz olan Akdeniz'deki akıntı sisteminin ÅŸu anda bu körfezleri temizleyebilecek durumda olmadığı deÄŸerlendirmesinde bulunan SalihoÄŸlu, ÅŸunları söyledi:

"Gerçekten durum çok ciddi. Deniz sistemlerini ortadan kaldırıyoruz, tabiri caizse denizleri komaya sokuyoruz. Sıcaklıklar da çok artmış durumda. Yaptığımız ölçümlerde, Mersin ÅŸehri kıyılarında deniz suyu sıcaklıkları 34 dereceleri gösteriyor. İklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin ve sıcaklıkların baskısı çok yüksek ve hiç görülmemiÅŸ seviyelerde bir kirlilikle denizlere yükleniyoruz. Aynı zamanda balıkçılık faaliyetleri de hiçbir ÅŸekilde sürdürülebilir deÄŸil."

Enstitü olarak Mersin BüyükÅŸehir Belediyesi ile "Temiz Akdeniz İçin Ekosistem Tabanlı İzleme ve Yönetim Planı Projesi" yürüttükleri bilgisini veren SalihoÄŸlu, farkındalık oluÅŸturmaya çalıştıkları bu çalışmada belli bir seviyeye geldiklerini ancak bunun yeterli olmadığını, durumun ciddiyetinin artık herkes tarafından anlaşılması gerektiÄŸini dile getirdi.

"Seferberlik yaklaşımıyla denizlerin üstüne düÅŸmemiz gerekiyor"

Akdeniz'in temiz ve parlak deniziyle ünlendiÄŸini ancak Mersin sahillerinin bu standartlardan uzak olduÄŸunu ifade eden SalihoÄŸlu, kirliliÄŸin dış etkenlerden deÄŸil insan davranışlarından kaynaklandığını belirtti.

Bölgedeki nüfus artışının altını çizen SalihoÄŸlu, turizmin yoÄŸun olduÄŸu her bölgede insan kullanımından dolayı ortaya büyük bir atık yükü çıktığından ve bu atıkların doÄŸru yönetilmesi gerektiÄŸinden bahsetti.

SalihoÄŸlu, ÅŸu tavsiyelerde bulundu:

"KirliliÄŸin geniÅŸ bir alanı kaplaması söz konusu. Åžu anda çoÄŸu atık, basit bir ön arıtmadan sonra tüm azot ve fosfor yüküyle birlikte denize ulaÅŸmakta. Bunların önüne geçmemiz, bir seferberlik yaklaşımıyla denizlerin üstüne düÅŸmemiz, denizlere daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor. Bir an önce denizlere olan kirliliÄŸi azaltmak için bir araya gelmemiz, koruma alanları ilan etmemiz lazım. İyi tarım uygulamalarına geçilmesi ve daha iyi planlama yapılması, endüstriyel atıkların mutlaka arıtılarak nehirlere verilmesi ÅŸart. Aksi halde, sosyal, ekonomik ve ekolojik kayıplarımız çok fazla olacak."

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR