

Anadolu Ajansı (AA) Akademi koordinasyonunda, AA Görsel Haberler Direktörü Fırat ÇaÄŸlayan Yurdakul moderatörlüÄŸünde düzenlenen etkinliÄŸe, AA Genel Müdür Yardımcısı OÄŸuz Enis Peru, AA Akademi ve Yayın Koordinatörü Yahya Bostan, su altı görüntü yönetmeni ve belgesel yapımcısı Tahsin Ceylan, AA personeli ve davetliler katıldı.
Moderatör Fırat ÇaÄŸlayan Yurdakul, Türkiye'de ilk çevre haberleri editörlüÄŸünün AA'da kurulduÄŸunu belirterek, AA'nın dünyada da çevre haberlerini iÅŸleyen en güçlü haber ajanslarından birisi olduÄŸunu söyledi.
Dünyanın en önemli fotoÄŸraf yarışmalarından İstanbul Photo Awards'ta da çevre kategorisi olduÄŸunu anımsatan Yurdakul, AA'nın yaptığı iÅŸlerde çevre duyarlılığını ortaya koymaya çalıştığını ve bu konuda çok önemli isimlerle ortaklık yaptığını kaydetti.
Su altı görüntü yönetmeni ve belgesel yapımcısı Tahsin Ceylan da dünyanın yüzde 70'inin sularla kaplı olduÄŸuna dikkati çekti.
Türkiye'nin de 3 tarafının denizlerle çevrili olduÄŸunu hatırlatan Ceylan, "Ama denizler konusunda çok fazla bilgili olmadığımız da doÄŸru. Yani aslında bir çeliÅŸki yaşıyoruz ülkemizde. Hem denizden besin alıyoruz, diÄŸer taraftan pisliklerimizi de denize bırakıyoruz. Bu çok da doÄŸru, kabul edilebilir bir ÅŸey deÄŸil." dedi.
135 milyon yıl önce Laurasia ve Gondwana kıtaları ayrıldığında Tetis Denizi'nin ortaya çıktığını ve bu denizin Anadolu'yu kapladığını ifade eden Ceylan, denizin fosillerinin Diyarbakır, KahramanmaraÅŸ ve AÄŸrı Dağı gibi yerlerde bulunduÄŸunu anlattı.
Yurdakul'un "Daldığınız en tehlikeli yer neresiydi?" sorusuna Ceylan, ÅŸöyle cevap verdi:
"Ben tehlikeyi seviyorum. Güney Afrika'da daldığımda adam dedi ki 'Bu maÄŸarada köpek balığı var.' Endonezya'da daldığımda 'Köpek balığı var, ben girmeyeyim.' dedi rehber, o girmedi ama ben girdim. Dolayısıyla köpek balığıyla karşılıklı olmak benim için daha evladır diyeyim. YaÅŸadığım bir tehlike derseniz çok fazla var. İşte Kızıldeniz'de köpek balıkları 17 kiÅŸiyi öldürdü. Haberlerde 'Öldürdüler' dediler. Ben de o köpek balıklarının çekimini yaptım. Sonra çıktım dedim ki bunlar bir insana saldırmazlar. Aslında saldırıyorlar yani ama köpek balıklarının çoÄŸu insan etini sevdiÄŸinden deÄŸil, ısırıyor, bu yenilebilir mi deÄŸil mi diye. Yenilmez diyor ama o anda sen kan kaybından gidiyorsun."
"Dünyada tanımlanmış 26 bin fitoplankton türü var"
Havanın içindeki oksijenin yüzde 70'inin denizden geldiÄŸini anlatan Ceylan, "Bunun yüzde 50'sini biz tek hücreli bir canlı olan fitoplanktonlara borçluyuz. Fitoplanktonlar göllerde, denizlerde, tatlı sularda daha fazla ve zaten dünyada tanımlanmış 26 bin fitoplankton türü var. Bunlar fotosentezi yapıyorlar ve fotosentez yaptığı zaman potansiyel güneÅŸ enerjisini kimyasal enerjiye çeviriyorlar. Oksijeni biyosfere veriyorlar. Karbonu ortamda tutuyorlar." dedi.
Deniz çayırları için en önemli tehdit çapa
Ceylan, pandemi döneminde insanların evde uzun süre zaman geçirmeleri sonucu bulaşık yıkamaları gibi nedenlerle besin tuzlarının denize fazlaca aktığını belirterek, organik madde çoÄŸalmasına baÄŸlı olarak müsilajın denizlerde arttığını aktardı.
İnsanların soludukları havanın yüzde 20'sini deniz çayırlarına borçlu olduÄŸunu dile getiren Ceylan, "Bütün dünya deniz çayırlarını yeni keÅŸfettiÄŸi gibi herkes her yerden haber yapmaya çalışıyor. Korunmalarına katkı saÄŸlamak için çalışıyor. Müsilaj bir de onların üzerini kapattığı zaman onlarla güneÅŸin temasını kesti ve fotosentez yapamadıkları için içindeki canlıların da bir kısmı öldü." ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki denizlerde en önemli tehdit sorusuna iliÅŸkin Ceylan, deniz çayırları için çapanın büyük tehdit oluÅŸturduÄŸunu söyledi.
Ceylan, Çevre, Åžehircilik ve İklim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Bakanlığı ile çapanın deniz çayırları üzerine zararlarına iliÅŸkin kamu spotu yaptıklarını belirterek, "Bakanlık bu konuda çalışma yaptı. Tonoz atılacak 5 bin 200 nokta belirlendi. Åžu anda da çalışma devam ediyor ama denizde hız anlamında sıkıntı var." dedi.
Ceylan, "Mesela Alanya'da hava kötü olduÄŸunda kale arkasına kimse geçmiyor. Deniz çayırlarının yoÄŸun olarak bölündüÄŸü tersanenin önüne bütün tekneler gidiyor, çapayı atıyor ve aÅŸağıda deniz çayırı olduÄŸunu bildikleri için de kalafatı da uzun tutuyorlar tekne sallanmasın diye. Tabii bunların hepsi pek çok canlı türü de etkiliyor. Deniz çayırları sadece bizim oksijen kaynağımız deÄŸil. Birçok türdeki deniz canlısı üreme alanı, yaÅŸam alanı olarak kullanıyor. Dolayısıyla aslında ÅŸu anda inanın dünyadaki çevre hareketlerinin yüzde 99'unun gündeminde sadece deniz çayırı var." diye konuÅŸtu.
Aslan balığı avcılarının nesli tehlike altında
Ceylan, Kızıldeniz'den Türkiye'deki denizlere gelen deniz canlılarına ve bu canlıları avlayanlara iliÅŸkin verilen teÅŸviklerle ilgili soruya karşılık, teÅŸviklerin sonuç getirmeyeceÄŸi deÄŸerlendirmesinde bulundu.
İstilacı türlerin çok arttığını vurgulayan Ceylan, SüveyÅŸ Kanalı ve Cebelitarık'tan sıklıkla dünyaya yayıldığını, bu konuda Türkiye'de yeterince bilinçli davranılmadığını ifade etti.
Aslan balığının suyun altında istenilse bile tutulmasının imkansız olduÄŸuna dikkati çeken Ceylan, bu balığı avlayan yırtıcıların olmaması nedeniyle Akdeniz'de yayıldığını belirterek, "Kızıldeniz'de aslan balığını resif köpek balığı yiyor, lahos yiyor, orfoz yiyor. Bu üçünün de nesli tehlike altında. Åžimdi böyle olunca aslan balığını kim yesin?" diye konuÅŸtu.
Kedi balıklarının da çok zehirli olduÄŸunu aktaran Ceylan, bu balıkların henüz SamandaÄŸ taraflarında olduklarını ama hızlı çoÄŸalabilmelerinden dolayı denizlerde yaygınlaÅŸabileceÄŸini söyledi.
Ceylan, "Akdeniz hızla tropikleÅŸiyor. Yerli türlerimiz azalıyor. İstilacı türler artıyor." ifadesini kullandı.
KonuÅŸmaların ardından AA Akademi ve Yayın Koordinatörü Yahya Bostan, Ceylan'a hediye takdim etti. Katılımcılarla hatıra fotoÄŸrafı çektirildi.