365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

±·±ð³Ù-³§Ä±´Úı°ù

31.03.2022
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

Net-sıfır, temel olarak, küresel ısınmaya sebep olan sera gazlarının atmosferdeki artışını dengeleme ilkesine dayanıyor.

Atmosfere salınan sera gazı miktarı kadar sera gazını yok ettiÄŸimizde, net-sıfır hedefimize ulaÅŸmış oluyoruz. Salınan karbon miktarını nötrlemeye dayanmasından ötürü "karbon nötr" ÅŸeklinde de tanımlanıyor.

Net-sıfıra nasıl ulaşabiliriz?

Daha az sera gazı emisyonu yapmak nötrlemeyi de kolaylaÅŸtıracağından kiÅŸisel, toplumsal ve ulusal olarak daha az karbon salımı yapan alternatiflere yönelmek doÄŸru bir baÅŸlangıç olacaktır. Daha az emisyon yapma konusunda en büyük sorumluluk üretim, ulaşım ve besicilik sektörlerine düÅŸüyor ancak bireysel olarak da karbon emisyonumuzu ve karbon ayak izimizi azaltmak, ihtiyaçlarımız için düÅŸük karbonlu alternatiflere yönelmemiz mümkün.

Bununla birlikte günümüz ÅŸartlarında emisyonumuzu sıfıra indirgememiz çeÅŸitli nedenlerden ötürü zor olabilir ve zaman alabilir. Bu nedenle ürettiÄŸimiz emisyonu nötrlemeye yönelik adımlar atmamız gerekiyor. Endüstriyel süreçlerde yapılacak deÄŸiÅŸikliklerle büyük fark yaratılabilir.

AÄŸaç dikmek bu noktada atılabilecek en temel adım. AÄŸaçlar karbondioksiti hapsedebildiÄŸi için yok olan ormanların yerlerine yenilerinin konulması büyük önem taşıyor. Aynı ÅŸekilde, ormanların korunması, ormansızlaÅŸtırma ve yangınlarla mücadele edilmesi bu çabaların devamlılığı için son derece önemli.

Yeni teknolojiler de net-sıfır hedefine ulaÅŸmada alternatif çözümler sunuyor. Karbon yakalama diye bilinen bir teknolojik yöntem, açığa çıkarılan sera gazlarını atmosfere salmak yerine yakalamak, taşımak ve depolamak suretiyle salınımı azaltmayı mümkün kılıyor.

Net-sıfıra ulaÅŸmak neden önemli?

Günümüzde dünyadaki ortalama sıcaklık sanayi öncesi dönemdekinden ortalama 1°C derece daha yüksek. KulaÄŸa az gelse de bu artış son yıllarda dünya çapında yaÅŸanan birçok doÄŸal afete, binlerce ölüme ve büyük yıkımlara sebep olmuÅŸ durumda.

Dünya Meteoroloji Örgütü, net-sıfıra ulaÅŸma konusunda gerekli adımlar atılmaz ve önlemler alınmazsa, 2100 yılına kadar ortalama sıcaklıkların 3 ila 5°C derece artacağını tahmin ediyor. Böyle bir artış ise milyonlarca insanın hayatını tehlikeye atmakla kalmayıp aynı zamanda birçok hayvan ve bitki türünün de tahribatına, ciddi kuraklık ve açlık sorunlarına ve vahim su krizlerine yol açmak için yeterli.

DüÅŸünüldüÄŸünde 1,5 derecelik bir ısınma kulaÄŸa az gelebilir. Fakat küresel sıcaklık ortalaması baÄŸlamında bu çok ciddi bir artış. NetleÅŸtirmek için Buzul Çağı ve yaÅŸadığımız dönemin ortalama sıcaklıklarına göz atabiliriz.

ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesinin (NOAA) 2021 Yıllık Küresel İklim Raporu’na göre 20. yüzyılın ortalama sıcaklığı 13,9 dereceydi. 2020’deki ortalama sıcaklıklar ise bundan yaklaşık 1 derecelik bir farkla 12,9 hesaplandı.

Michigan Üniversitesi, Buzul Çağı'nda, dünyadaki buz tabakasının en geniÅŸ olduÄŸu Son Buzul Maksimum döneminde, küresel ortalama sıcaklıkların 7,7 derece olduÄŸunu belirtti.

Yani Buzul Çağı’nın doruk noktası, günümüzdeki küresel ortalama sıcaklıktan sadece 5,2 derece daha soÄŸuktu. Bu nedenle yalnızca 1,5 derece, hem insanlık hem de tüm dünya için çok ciddi sonuçlar doÄŸurabilir.

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR