365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

DoÄŸayla iç içe büyüyen Gamze öÄŸretmen öÄŸrencilerine de doÄŸa sevgisi aşılıyor

23.11.2024
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

Okul öncesi öÄŸretmeni Emel Gamze Ergiçay, matematikten müziÄŸe, tarımdan tasarıma kadar birçok konudaki eÄŸitimi dört duvar arasından okul bahçesine taşıyarak öÄŸrencilerine doÄŸa sevgisi aşılamayı amaçlıyor.

AA muhabirine konuÅŸan Ergiçay, Burdur'un Bucak ilçesinde esnaf bir ailenin çocuÄŸu olarak dünyaya geldiÄŸini, tarım ve hayvancılıkla uÄŸraÅŸan anneannesi ve dedesinin yaÅŸadığı köyde büyüdüÄŸünü anlattı.

Lisede öÄŸretmen olmaya karar verdikten sonra Ege Üniversitesi Okul Öncesi ÖÄŸretmenliÄŸi Bölümü'nü kazandığını ve mezun olarak öÄŸretmenliÄŸe baÅŸladığını belirten Ergiçay, kendi çocukluÄŸunun doÄŸayla iç içe geçmesinden kaynaklı, görev yaptığı Avcılar'daki Türkiye'nin Işığı Anaokulu'nda eÄŸitim gören 3-6 yaÅŸ aralığındaki öÄŸrencilerinin doÄŸayı gözlemleyerek büyümelerinin öneminin farkında olduÄŸunu söyledi.

Ergiçay, ÅŸöyle devam etti:

"ÇocukluÄŸumda dedem bana bir elma aÄŸacı hediye etti. Bakıp büyüttüÄŸüm o aÄŸaç halen yaşıyor. AÄŸacın bir dalı benim kitap okuma köÅŸemdi. Okuma yazma bilmiyorken bile elimde bulduÄŸum dergi, kitap gibi malzemeleri dalında okuyordum, okuduÄŸumu düÅŸünüyordum. Yani hayaller kuruyordum aslında. Aynı zamanda dedem diÄŸer aÄŸaçlara ne yapıyor diye bakıyordum. Aynısını ben de kendi aÄŸacıma yapmaya çalışıyordum. DoÄŸayla iç içe büyüdüm, bu yüzden hala o çocuk içimde yaşıyor ve burada öÄŸrencilerime baktığımda da içlerinde bir aÄŸaca, doÄŸaya karşı böyle sevgi büyütmelerini çok istiyorum, buna yönelik çalışmalar yapıyorum."

Sıcak, soÄŸuk demeden her gün 40 dakika bahçe etkinliÄŸi

Çocukların doÄŸada deneyimleyerek, keÅŸfederek öÄŸrenmelerinin kazanımlarını daha kalıcı hale getirdiÄŸini ifade eden Ergiçay, doÄŸayla çocukları bu denli bütünleÅŸtirebiliyor olmanın kendisini çok mutlu ettiÄŸini, öÄŸrencilerine baktığında kendi çocukluÄŸunu anımsadığını aktardı.

Ergiçay, eÄŸitim ve öÄŸretim sürecinin bir kısmını doÄŸada geçirme fikrinin nasıl ortaya çıktığını ÅŸöyle anlattı:

"Bir gün canlılar konusunu iÅŸliyordum ve bir öÄŸrencim domatesin aÄŸaçta yetiÅŸtiÄŸini düÅŸünüyordu. Çünkü çocuk görmemiÅŸ. Ya markette ya pazarda görmüÅŸ domatesi, haliyle bilmiyor nerede yetiÅŸtiÄŸini. Hayatında hiç tavuk görmemiÅŸ öÄŸrencilerim de vardı ve bunu benim aklım almıyordu. Bunları görünce 'Evet Gamze, artık bu konuda bir ÅŸeyler yapabilirsin, yapmalısın.' dedim. Domatesin aÄŸaçta yetiÅŸtiÄŸini düÅŸünen öÄŸrencimle domates tohumunu diktik, filizlendirdik. Sonra o filizi alıp daha büyük bir alana diktik. Çocuk hasat etti, yedi. Daha sonra tohumluk ayırdık. Tohumlarını ayıkladık. Yani bütün süreci çocuk kendisi yaptı, kendisi deneyimledi. Ben sadece rehberlik yaptım. Havanın sıcak ya da soÄŸuk olmasına bakmadan her gün mutlaka 40 dakika bahçede etkinlikler yapıyoruz. DoÄŸaya çıktıklarında öÄŸretmen olarak sadece çocukların keÅŸfetme sürecine eÅŸlik ediyorum çünkü doÄŸa en büyük öÄŸretmendir."

Okul bahçesinde matematik merkezi, sanat ve tasarım merkezi, kitap merkezi, oyun merkezleri, tiyatro, müzik duvarı ve çocukların küçük kas becerilerini geliÅŸtirebilecekleri alanlar olduÄŸu bilgisini veren Ergiçay, bu alanlarda kullandıkları tüm materyallerin doÄŸal malzemelerden yapıldığını vurguladı.

Her günün son ders saatini kitap okuma etkinliÄŸine ayırdıklarından bahseden Ergiçay, bu etkinlikleri mutlaka bütünleÅŸtirilmiÅŸ etkinlik olarak yaptıklarını, örneÄŸin yapraklarla ilgili bir kitap okunduÄŸunda mutlaka yapraklarla ilgili bir sanat etkinliÄŸi de yaparak konuyu pekiÅŸtirdiklerini kaydetti.

DoÄŸanın sınırı yok, çocukların da hayal gücünün sınırı yok

Ergiçay, "ÇocuÄŸa verdiÄŸimiz plastik bir araba kaç para olursa olsun, ne kadar pahalı olursa olsun, sadece bir arabadır. Ama çocuÄŸun ormanda kendi bulduÄŸu bir kozalak, onun için yeri geliyor araba oluyor, yeri geliyor telefon oluyor, yeri geliyor uçak oluyor. Yani çocuk bunu deÄŸiÅŸtirebiliyor. Haliyle ne oluyor? Sosyal, duyusal, bilimsel, psikomotor anlamda yani bütün geliÅŸim alanlarında çocuk geliÅŸmiÅŸ oluyor, yaratıcılığını kullanmış oluyor, hayal gücünü kullanıyor. DoÄŸanın sınırı yok, çocukların da hayal gücünün sınırı yok." diye konuÅŸtu.

Çocuklara doÄŸa farkındalığı kazandırmanın öÄŸretmenlerin branÅŸlarıyla ilgili olmadığı, öÄŸretmenlerin, içselleÅŸtirdikleri deÄŸerleri çocuklara aktarmalarının, bilgi aktarmalarından çok daha kolay olduÄŸu deÄŸerlendirmesinde bulunan Ergiçay, sözlerini ÅŸöyle tamamladı:

"ÖÄŸrencilere çevre ve doÄŸa bilincini aşılamak sadece fen ve biyoloji öÄŸretmenlerinin görevi deÄŸil. Biz okul öncesi dönemde bu konuyu rahatlıkla yapabiliyoruz çünkü bizim bütün derslerimiz doÄŸayla bütünleÅŸtirilebilir ÅŸekilde, programımız da çok esnek. Ama örnek vereyim bir matematik öÄŸretmeni sınıfta kesirleri anlatmak yerine doÄŸaya çıkıp, doÄŸadaki bulduÄŸu bir malzemeyi bölerek rahatlıkla konuyu anlatabilir ya da bir Türkçe öÄŸretmeni doÄŸaya çıkıp çocuklara bir aÄŸaca bakarak ÅŸiir yazdırabilir."

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR