

22 Mayıs Dünya BiyoçeÅŸitlilik Günü'nde yayımlanan ve KuÅŸ Kolektifi kurucusu Yaz Güvendi'nin yürütücülüÄŸünde, Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı desteÄŸiyle hayata geçen "Miras" albümünde, Türkiye’deki beÅŸ farklı habitatta yaÅŸayan, nesli tehdit altındaki 31 kuÅŸ türünün sesi kullanıldı.
Albümde urkeklik, elmabaÅŸ patka ve dikkuyruk gibi türlerin sesleri, çeng, ruzba, kam davulu gibi geleneksel çalgılarla buluÅŸtu.
Albümün tanıtımı öncesinde AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Güvendi, KuÅŸ Kolektifi'nin nesli tehlike altındaki kuÅŸ seslerinden ilhamla müzik, gözlem ve umut temelli bir doÄŸa hareketi olduÄŸunu söyledi.
Hem müzik ve kuÅŸ araÅŸtırmacılarının hem de müzisyenlerin albümde bir arada çalıştıklarını belirten Güvendi, "Miras, aslında nesli tehlike altındaki kuÅŸlarımızın ve kaybolmaya yüz tutmuÅŸ çalgılarımızın seslerinden oluÅŸan bir müzik albümü." dedi.
Albümü bir doÄŸa yolculuÄŸu olarak kurguladıklarını ve her parçanın bir habitatı simgelediÄŸini anlatan Güvendi, ÅŸöyle devam etti:
"İlk parçamızın adı Patika mesela. Patika ve Orman Habitatı. İlk parçamızda ormana giriÅŸ yapıyoruz patika üzerinden ve ikinci parçamızda UrkekliÄŸin Yankısı ile beraber daÄŸ habitatına geçiyoruz. DaÄŸ habitatından sonra bozkıra, Bozkırın Kanatları parçasıyla bıldırcın sesleri arasında süzülüyoruz ve sonrasında sulak alan parçamıza, Elmabaşın Rüyası'na geçiyoruz. Elmabaşın Rüyası'ndan sonra da Yelkovanın Yolu ile aslında bir umut olduÄŸunu, deniz maceramızda gösteriyoruz."
Güvendi, albümün sadece bir iÅŸitsel deneyim deÄŸil aynı zamanda bir kültürel ve ekolojik hafıza çaÄŸrısı olduÄŸunu, albüm ile sanatçılara doÄŸa koruma farkındalığı kazandırmak, doÄŸa korumacılara ise sanatın aslında aktivizmlerinde kullanabilecekleri bir araç olduÄŸunu hatırlatmak istediklerini dile getirdi.
"5 farklı müzisyenin üretiminden oluÅŸuyor"
Müzik araÅŸtırmacısı Murat Küçükarslan ise albümde hangi çalgıların seçilebileceÄŸini, bunların günümüz koÅŸullarında nasıl icra edildiÄŸini, çalgılara nereden ulaşılabileceÄŸi konusunda araÅŸtırmalar ve çalışmalar yaptığını daha sonra bunu diÄŸer müzisyenlerle paylaÅŸarak üretim sürecini gerçekleÅŸtirdiklerini bildirdi.
Albümün 5 farklı müzisyenin üretiminden oluÅŸtuÄŸu bilgisini veren Küçükarslan, kuÅŸların müzikle yakın bir iliÅŸkisi olduÄŸunu, pek çok besteciyi ve bestecilerin çalım tekniklerini etkilediÄŸini, kuÅŸların seslerini taklit etmek üzere yeni motifler üretildiÄŸini ve bin yıllardır var olan bir iliÅŸkiyi bu albümle tekrar hatırlattıklarını söyledi.
Kaybolmaya yüz tutmuÅŸ yüzlerce çalgı olduÄŸunu, bu çalgılar arasından ÅŸarkıları seçerken geleneksel icraları hala yapılabilen enstrümanları belirlediklerini vurgulayan Küçükarslan, "Burada her besteci arkadaşımız kendince bir yaklaşım geliÅŸtirdi. Bazı bestelerde kuÅŸ seslerinin doÄŸrudan, herhangi bir müdahaleye maruz kalmadan kullanıldığını da görebiliyoruz. KuÅŸların zaten ötüÅŸlerinin içinde yer alan melodi ve ritmik yapıları kullanarak bunları müzikleÅŸtirdiÄŸi ve baÅŸka enstrümanlarla bu müziÄŸi desteklediÄŸi çalışmalar da var. Oldukça renkli, çeÅŸitli bir dinleme sunuyoruz." diye konuÅŸtu.
"Kuşların en tipik seslerini buldum"
KuÅŸ araÅŸtırmacısı ve uzman biyolog Kerem Ali Boyla da dünyada yaklaşık 11 bin tür olduÄŸunu ve bu türlerin yüzde 12'sinin tehlike altında bulunduÄŸunu hatırlattı.
Hangi kuÅŸ türlerinin seslerinin kullanılabileceÄŸi konusunda albüme destek verdiÄŸini belirten Boyla, "Amatör kuÅŸ gözlemcileri çok fazla kuÅŸ sesi kaydediyor ve bu sesleri de bazı açık platformlarda paylaşıyorlar. Ben müzisyen arkadaÅŸlara her bir kuÅŸun özellikle en tipik, en tanınır ve onu en iyi betimleyen kısa kayıtlarını tarayarak buldum, onları paylaÅŸtım. Çünkü onlarca, yüzlerce kayıt var ama mesela turnanın en güzel tipik sesi nedir deyince, onun en tipik sesini tanımlayarak onu paylaÅŸtım." diye konuÅŸtu.
Boyla, Miras albümünün amacının eski sesleri kayda almak, dinlemek, paylaÅŸmak ve kaybetmeye yüz tutan enstrümanlara ve canlılara dikkat çekmek olduÄŸunu, dolayısıyla ÅŸarkılarda kullanılan kuÅŸ seslerinin frekanslarının ÅŸarkılarda bozulmamasına özellikle dikkat ettiklerinin altını çizdi.
Albümün ikinci parçasında yer alan urkeklik ile ilgili yaptığı çalışmalardan örnek veren Boyla, ÅŸunları söyledi:
"Urkeklik, çoÄŸu insanın çok bilmediÄŸi, kekliÄŸin bir akrabası olan ama çok daha iri ve sadece çok yüksek daÄŸlarda, 3000 metrenin üzerinde bulunan bir kuÅŸ. Biz genelde onu görmek için AladaÄŸlar'a veya DoÄŸu Karadeniz DaÄŸları'na gidiyoruz. Benim 10-15 kere gittiÄŸim bir alan orası. Orada dolaşırken onun sesini duyarız ilk önce. Ben bu sesi duyunca zaten heyecanlanıyorum. Parçada o sesle baÅŸlayınca ben kendimi AladaÄŸlar'da hissediyorum."