

Uzmanlar, beton yerine doÄŸal unsurlar kullanılarak altyapıları oluÅŸturulan sünger ÅŸehirlerin, birçok afeti önlemenin yanı sıra iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve kuraklıkla mücadelede de fayda saÄŸlayacağını belirtiyor.
YaÄŸmur suyunu absorbe eden, böylelikle sel ve taÅŸkınların oluÅŸmasını önlemeye ek olarak yağışların yer altı suları olarak nehir ve göllere kazandırılmasıyla kuraklıkla mücadeleye de katkı sunan "sünger ÅŸehir" kavramı, afet riskini önlemede son dönemde öne çıkan alternatiflerden biri.
Sünger ÅŸehir kavramının temeli, yoÄŸun yağışları ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin diÄŸer etkilerini yönetmek için bitkiler, aÄŸaçlar, yapraklar, göller ve göletler gibi doÄŸal altyapıyı kullanmaya dayanıyor.
Dünya Ekonomik Forumu'nun "2030'a kadar BioçeÅŸitli Kentler: Kentlerin DoÄŸa ile İliÅŸkisini DeÄŸiÅŸtirmek" adlı raporu, ÅŸehirlerde doÄŸal altyapıların kullanılmasının, sadece taÅŸkın yönetiminde etkili olmakla kalmayıp aynı zamanda insan yapımı alternatiflere göre ortalama yüzde 50 daha uygun maliyet ve yüzde 28 daha fazla katma deÄŸer saÄŸladığına dikkati çekiyor.
Asfalt ve beton yapılar sel, aşırı sıcaklar ve hava kirliliÄŸine yol açıyor
13 Ekim Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Günü dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik AraÅŸtırma Kurumu (TÜBİTAK) BaÅŸkan Danışmanı ve Hükümetlerarası İklim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Paneli (IPCC) BaÅŸyazarı Doç. Dr. Åžiir Kılkış, sünger ÅŸehirlerin doÄŸal yüzeyleri koruyan ve artıran özelliklere sahip olduÄŸunu belirterek, bu tür kentlerin yaÄŸmur suyunu emebilen, depolayan, temizleyen ve doÄŸal ortamlara yavaÅŸça aktarabilen kentsel yeÅŸil ve mavi altyapı tabanlı çözümleri kapsadığını kaydetti.
Sünger ÅŸehirlerin, kentsel alanların içerisine doÄŸanın getirilmesi, yeni doÄŸal ortamların ve kent ormanlarının oluÅŸturulması, doÄŸal alanların korunması, asfalt ve beton ile kaplı yüzeyin en aza indirilmesi ile oluÅŸturulduÄŸunu belirten Kılkış, "Türkiye'de sünger ÅŸehirler oluÅŸturmak kesinlikle mümkün ve gerekli." dedi.
Kentlerin ulaşım odaklı planlanması yerine insan ve çevre odaklı planlanmasının yeÅŸil ve mavi altyapıların artırılması açısından önem taşıdığını ifade eden Kılkış, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:
"Sünger ÅŸehirler esasen doÄŸa temelli çözümler kapsamında yer alan çeÅŸitli imkanlar demetini de temsil ediyor. Su geçirgen yüzeylerden oluÅŸan yaya yolları, kaldırımlar ve sokaklar mümkün olduÄŸu gibi ÅŸehir ortamında yetiÅŸen aÄŸaçların, parkların, ormanların, göletlerin, ırmak ve nehirlerin, kıyısal alanların ve hatta bitki örtülerinden oluÅŸan bina yüzeylerinin ve yeÅŸil çatıların kentsel alanlarda artırılması da bu çözüm demetinin parçasıdır."
Bu yıl yayımlanan Hükümetlerarası İklim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Paneli (IPCC) raporunda kentsel alanlardaki doÄŸa temelli çözümlerin önemine vurgu yaptıklarını aktaran Kılkış, Türkiye'de gerçekleÅŸtirilen İklim Åžurası tavsiye kararlarında da doÄŸa temelli çözümlerin öne çıktığını ve karbon yutak alanlarının önemine deÄŸinildiÄŸini hatırlattı.
Sünger ÅŸehirler birçok afeti önlüyor, enerji tasarrufu saÄŸlıyor
Sünger ÅŸehirlere yönelik çözümlerin çoklu faydalar saÄŸlamaya açık olduÄŸunu belirten Kılkış, "İklim deÄŸiÅŸikliÄŸi nedeniyle tüm dünyada sıklığı ve ÅŸiddeti artan aşırı yağışlar, seller ve aşırı sıcaklar ile kuraklık gibi birbirinden farklı durumlara karşı tüm ÅŸehirlerimizde sera gazı ²õ²¹±ôı³¾larının azaltılmasına ek olarak sünger ÅŸehir yaklaşımının dahil olduÄŸu doÄŸa temelli çözümlerin yaygınlaÅŸtırılması büyük önem taşıyor." görüÅŸünü paylaÅŸtı.
Kılkış, sözlerine ÅŸöyle devam etti:
"Sünger ÅŸehirler, kentsel alanları, doÄŸal su döngüsüne bir engel olmaktan çıkarıp bu alanların su döngüsünün uyumlu bir parçası olmasına hizmet ediyor. YaÄŸmur suyunun yönetilmesi için kullanılan beton tabanlı gri altyapılara olan ihtiyacı ve suyun merkezi bir biçimde arıtılması için harcanan enerjiyi de azaltıyor. Hasat edilebilen yaÄŸmur suyu, döngüsel olarak peyzaj sulama ve kentsel tarım için de kullanılarak daha kurak zamanlara yönelik su güvenliÄŸinin temin edilmesi için de yararlar saÄŸlayabiliyor."
Kentsel alanlarda yoÄŸunlaÅŸan ısıyı tutan betonlaÅŸma ve asfalt yolların, kırsal alanlara göre ortam sıcaklığının ortalama en az 1 derece daha yüksek olmasına yol açtığını vurgulayan Kılkış, sulak alanların, yaygın bitki örtülerinin ve yetiÅŸkin aÄŸaçların kentsel alanlarda doÄŸal serinleme saÄŸladığının, kentsel ormanların ise karbon yutağı iÅŸlevi gördüÄŸünün altını çizdi.
Çin'deki sünger ÅŸehir örneÄŸi
Dünyada sünger ÅŸehirlerin, sürdürülebilir kentsel su yönetimi için daha esnek ve maliyet etkin çözümler olarak hızla yaygınlaÅŸtığı bilgisini paylaÅŸan Kılkış, Çin'in, sünger ÅŸehirler giriÅŸimi kapsamında, kentsel alanların yüzde 80'lik bölümünde yaÄŸmur suyunun yüzde 70 oranında emilmesini veya geri kullanımını hedeflediÄŸini bildirdi.
Ekolojik ÅŸehir olmayı hedefleyen Çin'in Åžian kenti yakınındaki bir yerleÅŸim alanından örnek veren Kılkış, burada yapılan çalışmalar hakkında ÅŸunları anlattı:
"İnsan ve çevre odaklı kentsel planlama yaklaşımının benimsendiÄŸi ilk 7 yılda, kiÅŸi başına 21 metrekare yeÅŸil alan olmak üzere toplamda 2,4 milyon metrekare alandan fazla ekolojik alan, 50 kilometre uzunluÄŸunda geçirgen yüzeyli sünger yollar ve 1,4 milyon metrekare yeÅŸil park alanı oluÅŸturuldu. Kentsel alanın yüzde 50'sinin doÄŸal yüzeyler ile kaplanması saÄŸlandı. Sonuç olarak kentsel ısı adasının ortalamada 1 derece düÅŸürülmesi ve su güvenliÄŸi açısından su kıtlığına karşı yer altı su seviyesinin yaklaşık 3,4 metre yükselmesi mümkün hale geldi."
"Yeşil ve mavi altyapı teşvik edilmeli"
Åžehirlerin seller ve kuraklıkla baÅŸ etme konusundaki doÄŸal yeteneklerini artırıcı çözümler üzerine çalışan küresel mühendislik ve danışmanlık ÅŸirketi Arup'un iklim ve sürdürülebilirlik lideri Özgür Can Çelebi ise iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin etkilerini yönetmek için toprak, geçirgen yüzeyler, bitkiler, aÄŸaçlar, yapraklar, göller ve göletler gibi doÄŸal yeÅŸil ve mavi altyapı kullanımının teÅŸvik edilmesi gerektiÄŸini kaydetti.
Çelebi, "Betonun ötesine geçmek, geçirgen yüzeyleri artırıp yeÅŸil ve mavi altyapıları inÅŸa etmek; ÅŸehirlerin, yoÄŸun yağışları ve aşırı sıcaklık olayları gibi iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi kaynaklı etkileri yönetme becerisinin anahtarıdır." yorumunda bulundu.
Kent merkezlerindeki bitkiler ve aÄŸaçlardan oluÅŸan yeÅŸil, nehirler ve göllerden oluÅŸan mavi ve binalarla sert yüzeylerden oluÅŸan gri miktarları ölçmenin mümkün olduÄŸunu anlatan Çelebi, ÅŸehirlerdeki mavi-yeÅŸil altyapısını geliÅŸtirmek ve artırmak için planlar oluÅŸturmanın önemine dikkati çekti.
Türkiye'de sünger ÅŸehirler oluÅŸturmanın kesinlikle mümkün olduÄŸunu belirten Çelebi, "Çalışmalarımızın, ülkemizde de daha fazla ÅŸehrin kendi mevcut durumlarını deÄŸerlendirmeye ve yaÄŸmur suyunu absorbe etmeye yönelik doÄŸal çözüm yollarını aramaya teÅŸvik edeceÄŸini düÅŸünüyoruz." dedi.
DoÄŸaya dair çözümlerin her ÅŸehirde farklılık gösterdiÄŸine vurgu yapan Çelebi, dünyadaki sünger ÅŸehirlerden örnekler vererek "Åžangay, ÅŸehir içinde entegre bir su döngüsü için yenilikçi bir mavi, yeÅŸil ve gri yaklaşımı izlemektedir. Arnavutluk'un Tiran kenti, ÅŸehrin kentsel çevresine ormanlar, çalılar, tarım arazileri ve rekreasyon alanlarından oluÅŸan alanlar inÅŸa etmeyi önermiÅŸtir." diye konuÅŸtu.
Çelebi, "Åžehirlerin, doÄŸayla çatışan beton ormanlar haline gelmeye devam etmeleri mümkün deÄŸil. Topraklarımızı, bitkilerimizi, aÄŸaçlarımızı, yapraklarımızı, göllerimizi ve göletlerimizi birer varlık olarak görmeli ve diÄŸer hayati kaynaklara davrandığımız gibi onları ölçmeli, deÄŸer vermeli ve kullanmalıyız." diyerek sözlerini tamamladı.