365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Müsilajla mücadelede ileri biyolojik arıtma büyük önem taşıyor

07.02.2025
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

Prof. Dr. Azize Ayol, atık suyun kalitesinin en iyi seviyeye getirilmesi için ileri biyolojik arıtma sistemlerinin kullanılması gerektiÄŸini, Marmara Denizi'ndeki kirliliÄŸin ve müsilajın önlenmesi için bunun ÅŸart olduÄŸunu söyledi.

Evsel ve endüstriyel atık suların doÄŸru yönetilmemesi ve atık suların tam arıtılmadan denize deÅŸarj edilmesi denizlerdeki azot, fosfor yükünü artırarak kirliliÄŸe ve müsilaj oluÅŸumuna neden olurken bu durum deniz ekosistemlerine ciddi zararlar verebiliyor.

Birincil, ikincil ve üçüncül olarak sınıflandırılan atık su arıtma tesislerinde, birincil sınıfta fiziki arıtma veya diÄŸer adıyla ön arıtma yapılarak atık sudaki büyük parçalar, yaÄŸlar, kum, küçük tekstil parçaları, atık kağıtlar, plastik gibi maddeler ayrılıyor. Biyolojik ya da kimyasal ya da her ikisinin birlikte kullanıldığı sistemler ise ikincil arıtma olarak sınıflandırılıyor. Bu sınıfta evsel ve kentsel atık sularda biyolojik, endüstriyel sularda ise kimyasal iÅŸlem uygulanıyor. Üçüncül olarak sıralanan ileri biyolojik atık su arıtma tesisleri ise atık suyu, arıtmada en iyi seviyeye getirmek için kullanılıyor.

Bunların dışında kalan ve sıfır atık mantığı ile çalışan modern arıtma tesisleri ise suyu temizleyen sistemler olmaktan öteye giderek atıkları geri kazanan ve enerji üreten tesisler olarak çalışıyor.

Atık su arıtmadaki farklı yöntemler ve ileri biyolojik arıtmanın ekosistem üzerindeki önemine iliÅŸkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Çevre MühendisliÄŸi Bölümü Çevre Teknolojileri Ana Bilim Dalı ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Azize Ayol, sisteme gelen atık suyun evsel, kentsel, endüstriyel olma özelliÄŸine baÄŸlı olarak arıtma yöntemlerinin farklılaÅŸtığını kaydetti.

"Arıtma iÅŸlemi hangi süreçlerden geçiyor"

İleri arıtma sistemlerinin biyolojik, kimyasal, adsorpsiyon prosesleri veya membran sistemleri ÅŸeklinde olabileceÄŸini ve bu süreçlerin atık suyun kalitesini en yüksek seviyeye getirmek için kullanıldığını aktaran Ayol, arıtma sürecini ÅŸöyle özetledi:

"Kentsel, evsel atık su kaynağını önce fiziksel arıtmadan geçiriyoruz, ızgaralarda bu katı iri partikülleri tutuyoruz. Sonrasında içindeki kumu tutuyoruz ve biyolojik arıtmaya alıyoruz. İşte burada azotu, fosforu giderecek ileri arıtma yöntemlerini uygulamamız gerekiyor ya da membran biyoreaktörler gibi daha ileri biyolojik arıtma sistemleriyle suyu çok iyi kalitede arıtmamız gerekiyor. Ondan sonra suyu eÄŸer kriterleri saÄŸlıyorsa tarımsal sulamada, park ve bahçe sulamada ya da farklı amaçla kullanmamız mümkün oluyor, yani istersek suyun içerisindeki bütün kirleticileri arıtabiliriz."

Biyolojik atık su arıtma sistemlerini, atık sulardaki organik maddeleri ve nutrientleri (besin maddelerini) mikroorganizmalar vasıtasıyla giderme ÅŸeklinde tanımlayan Ayol, "Oksijenli ortamda yaÅŸayan mikroorganizmalar tarafından arıtım saÄŸlandığında aerobik biyolojik arıtma, oksijensiz ortamda yaÅŸayabilen mikroorganizmalar tarafından yapıldığında anaerobik arıtma, hem oksijenli hem de oksijensiz ortamda yaÅŸayabilen mikroorganizmalar tarafından yapıldığında ise anoksik arıtma olarak adlandırılabilir. İleri biyolojik arıtma sistemleri, farklı konfigürasyonlarda tasarlanmakta ve iÅŸletilmektedir." dedi.

"Endüstriyel atık sular arıtılarak tekrar fabrika içinde kullanılabilir"

Endüstriyel atık sularda ön arıtma iÅŸlemlerinin mutlaka uygulanması gerektiÄŸini, atık suyun durumuna göre yaÄŸ tutucu eklenebileceÄŸini ve düÅŸük pH seviyeleri için nötralizasyon iÅŸlemi yapılabileceÄŸini belirten Ayol, bu iÅŸlemlerin ardından suyun kimyasal veya biyolojik arıtma süreçlerinden geçirilerek filtrasyon mekanizmalarıyla güçlendirilmiÅŸ ileri arıtma sistemleri sayesinde tekrar fabrika içinde kullanılabileceÄŸinin altını çizdi.

Kentin içinde yer alan endüstriyle tesislerin atık sularının da, tam arıtma ya da kanalizasyona deÅŸarj standartlarını saÄŸlayacak bir ön arıtmadan geçmesi gerektiÄŸini vurgulayan Ayol, sınır deÄŸerleri saÄŸlayacak ÅŸekilde arıttıktan sonra suyun kanalizasyon ÅŸebekesine verilebileceÄŸini anlattı.

Deniz kıyısında bulunan tesislerde, atık suyun denize bırakılmadan önce ileri arıtma iÅŸlemlerinden geçirilmesi gerektiÄŸine iÅŸaret eden Ayol, "Çok iyi arıtılmış su, derin deniz deÅŸarjında, özel difüzör sistemleriyle belirli bir derinlik ve mesafeye taşınarak deniz ekosistemine minimum zarar verecek ÅŸekilde bırakılmalıdır. Böylece arıtılmış su, derin denizde daha fazla seyrelebilir. Buna karşılık yüzeysel deÅŸarjın kesinlikle yapılmaması gerekiyor çünkü su yüzeyde yeterince seyrelemez." diye konuÅŸtu.

Tarımda aşırı gübre kullanımı sonucu toprak ve su kaynaklarının azot ve fosfor kirliliÄŸine maruz kaldığından bahseden Ayol, ileri biyolojik arıtma yöntemleriyle tarımdan dönen suların içeriÄŸinin kontrol edilebileceÄŸini ve su kaynaklarına karışmadan önce güvenli hale getirilebileceÄŸini ifade etti.

"Denize bırakılan azot ve fosfor müsilaj oluÅŸumunu tetikliyor"

Azot ve fosforun arıtılmadan denize bırakılmasının müsilaj oluÅŸumunu tetiklediÄŸi uyarısında bulunan Ayol, "Azot ve fosfor deniz ekosisteminde aşırı plankton artışına neden olan besin maddeleridir. Plankton hem bunları tüketerek çoÄŸalır hem de çoÄŸaldıkça oksijen tüketimi artar ve sudaki oksijeni tüketir, sucul yaÅŸamı tehdit eder. Marmara Denizi'ndeki kirliliÄŸin, müsilajın önlenmesi için ileri biyolojik arıtma sistemlerinin yaygınlaÅŸtırılması, azot ve fosforun sudan tamamen uzaklaÅŸtırılması gerekir." deÄŸerlendirmesini paylaÅŸtı.

Evsel ve endüstriyel atık suların azot ve fosfor açısından büyük bir kaynak olduÄŸuna deÄŸinen Ayol, ticari gübreler, hayvansal atıklar ve arıtma çamurlarının önemli azot ve fosfor kaynağı olarak deÄŸerlendirilip geri kazanılmasının büyük bir fırsat sunduÄŸuna, ayrıca arıtma çamurlarından enerji üretimi saÄŸlanabileceÄŸine dikkati çekti.

Ayol, sözlerini ÅŸöyle tamamladı:

"Atık su arıtma tesisleri artık sadece su arıtan sistemler deÄŸil, sıfır atık mantığıyla çalışan yapılar olarak görülmelidir. Sıfır atık ve sıfır deÅŸarj konsepti doÄŸrultusunda çalışan modern tesislerde, atık sudan azot ve fosfor geri kazanılarak tarımsal gübre üretiminde kullanılabilir, arıtma çamurlarından enerji elde edilebilir ve su tekrar proseslerde kullanılabilir hale getirilebilir. Bu tesisler sayesinde arıtma süreçleri çevresel yük olmaktan çıkıp ekonomik ve sürdürülebilir çözümler sunan sistemlere dönüÅŸür."

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR