

Avrupa Çevre Ajansı'nın verilerine göre tekstil sektörü, 2020'de su ve arazi kullanımının üçüncü büyük kaynağı olurken, aynı yıl 1 Avrupa BirliÄŸi (AB) vatandaşının giysi ve ayakkabı ihtiyacının saÄŸlanması için yaklaşık 9 metreküp su, 400 metrekare arazi ve 391 kilogram ham madde kullanıldı.
Sentetik ürünlerin yıkanması, her yıl yarım milyon tondan fazla mikroplastiÄŸin okyanuslarda birikmesine yol açarken tekstil sektörünün neden olduÄŸu çevresel etkilerin azaltılmasını ve harcanan suyun geri kazanılarak tekrar kullanılmasını saÄŸlayacak ileri teknolojik atık su arıtma yöntemlerinin önemi her geçen gün artıyor.
Bu alanda kullanılan yöntemlerden biri olan membran teknolojileri hakkında AA muhabirine bilgi veren ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü ve Prof. Dr. Dincer Topacık Ulusal Membran Teknolojileri AraÅŸtırma Merkezi (MEM-TEK) Müdürü Koyuncu, Türkiye'de kiÅŸi başına düÅŸen yıllık su tüketiminin yaklaşık 1350 metreküp seviyesinde bulunduÄŸunu ve bunun 1000 metreküpe düÅŸmesi halinde Türkiye'nin su fakiri bir ülke olacağını söyledi.
Sanayide tüketilen suyun yaklaşık yüzde 20'sinin tekstil sektöründen kaynaklandığını belirten Koyuncu, "Sektörde 2023'te yaklaşık 160 milyon metreküp su tüketilmiÅŸ. Bu da yaklaşık 160 milyon metreküp civarında atık su oluÅŸtu demektir. Son 5 yılda yaklaşık 800 milyon metreküp civarında su tüketimi ve atık su oluÅŸumunun söz konusu olduÄŸunu söyleyebiliriz. Ülkemizde tekstil sektörü en çok su tüketen ikinci endüstri konumunda." diye konuÅŸtu.
"Mikroplastikler biyolojik, konvansiyonel veya kimyasal arıtmada arıtılamıyor"
Suyun sürdürülebilirliÄŸi için yeni su kaynakları oluÅŸturulması gerektiÄŸini ve bu kaynakların deniz suyunun arıtılması ya da çok su harcanan endüstrilerde atık suların arıtılarak tekrar kullanılmasıyla elde edilebileceÄŸini vurgulayan Koyuncu, tekstil sektöründe suyun en çok harcandığı aÅŸamaları ÅŸöyle sıraladı:
"Tekstilde tabii boyama yapılıyor. Boyamadan sonra yıkama prosesleri var. Buralarda özellikle yıkama kısımlarında ciddi miktarda su tüketiliyor. Bir de esas atık su kirliliÄŸinin yüksek olduÄŸu ilk ön iÅŸlem dediÄŸimiz haşıllama prosesleri var. Yün veya iplik iyice yıkamadan geçiriliyor. Burada da yüksek miktarda su tüketiliyor. Aynı zamanda da çok yüksek kirlilikte bu, ön yıkama iÅŸlemlerinde oluÅŸabiliyor. Dolayısıyla haşıl boyama ve yıkama tekstilde suyun en çok tüketildiÄŸi ve atık su kirliliÄŸinin de en çok oluÅŸtuÄŸu prosesler."
Boyama veya yıkama aÅŸamasında sentetik kumaÅŸların içeriÄŸindeki 2 mikrondan küçük mikroplastik parçacıkların önce suya sonra da atık suya karıştığını anlatan Koyuncu, bu atık sudaki mikroplastiklerin biyolojik, konvansiyonel veya kimyasal arıtmada arıtılamadığına dikkati çekti.
Tekstil atık sularının genellikle renkli atık sular olarak çevreye bırakıldığının altını çizen Koyuncu, "Renkli suyu verdiÄŸinizde güneÅŸ ışığı suyun dip kısımlarına geçemiyor. GeçemediÄŸi durumlarda fotosentez gerçekleÅŸmiyor ve oksijen üretimi olmuyor. Bu durumda anaerobik havasız ÅŸartlar su kaynaklarının dip kısımlarında oluÅŸmaya baÅŸlıyor. Belli bir süre sonra artık siz o anaerobik ÅŸartlara maruz kalan su kaynaklarından dışarıya çıkan metan ve özellikle hidrojen sülfür gazını koklamaya, hissetmeye baÅŸlıyorsunuz ve su kaynaklarımız bu ÅŸekilde, kötü kokular yayarak aslında kirlenme belirtisi vermeye baÅŸlıyor." deÄŸerlendirmesini yaptı.
"Membran teknolojileriyle atık suların yüzde 100'ünü geri kullanabiliriz"
Sürdürülebilir tekstil için öncelikle su kaynaklarının verimli kullanılması gerektiÄŸini bildiren Koyuncu, "Tekstil sektörü için sürdürülebilir bir su kaynağı oluÅŸturabilmemiz gerekiyor ve bunun da yolu atık suları geri kazanmaktan geçiyor. Atık su geri kazanımı için de olmazsa olmaz teknoloji; ÅŸu anda membran teknolojileridir." dedi.
Membranın kimyasal bir bileÅŸik olan polimerik yapıda kağıt görünümünde bir malzeme olduÄŸunu ve yüzeyindeki gözeneklerin ancak elektron mikroskobuyla bakıldığında görülebildiÄŸini aktaran Koyuncu, son 7-8 yıldır atık su arıtımında kullanılan membranların yerli ve milli imkanlarla üretilmeye baÅŸlandığı bilgisini paylaÅŸtı.
Membran teknolojilerine entegre edilecek diÄŸer proseslerle birlikte atık suların yüzde 100'ünün geri kullanılabileceÄŸini iÅŸaret eden Koyuncu, maliyetlerin de önceki yıllara oranla azaldığına deÄŸindi.
Membran nasıl üretiliyor?
Membran teknolojisinin en önemli avantajlarını otomasyon içermesi, iÅŸletme kolaylığı saÄŸlaması ve az yer kaplaması ÅŸeklinde sıralayan Koyuncu, membranın üretim sürecini ÅŸöyle özetledi:
"Polimerler tabii sert malzemeler. Bunları solventle sıvı hale getiriyoruz. Normal viskozitesi artmış bir sıvı düÅŸünün. Bunu bir cam üzerine yayıyoruz ve kalınlığını ayarlayabileceÄŸimiz ÅŸekilde üzerinden bir bıçak geçiriyoruz. Standart kalınlıkta olacağını düÅŸünüyoruz. O camı alıp solvent veya su içeren bir banyonun içerisine atıyoruz. Yüksek viskoz olan o yapı suyun içerisine girdiÄŸinde o viskoz yapının içerisindeki solventler anlık olarak birden buharlaÅŸmaya baÅŸlıyor. O viskoz yapının içinden dışarıya çıkmaya çalışıyor. O solventler dışarı çıkarken gözenekleri oluÅŸturuyor ve bu ÅŸekilde membranların gözeneklerini oluÅŸturmuÅŸ oluyoruz. Burada suyun sıcaklığını, o viskoz yapı içerisindeki polimerin yoÄŸunluÄŸunu veya ilave ettiÄŸimiz diÄŸer kimyasallar ile gözenek yapısının büyüklüÄŸünü ayarlayabiliyoruz."
Tekstil fabrikalarında atık su arıtımında membranların iki farklı aşamaya yerleştirilebildiğinden bahseden Koyuncu, bunlardan birinin konvansiyonel bir arıtma tesisinin en sonuna ters ozmoz membranlar yerleştirilerek suyun renginin giderilip yeniden kullanılması olduğunu belirtti.
Koyuncu, diÄŸer uygulama hakkında, "KumaÅŸ boyadan çıktıktan sonra yıkama proseslerine giriyor. En çok suyun tüketildiÄŸi yer de o yıkama prosesidir. Yıkama prosesinden gelen suyu direkt membranlara vererek... Yıkama da aÅŸama aÅŸamadır. BeÅŸinci yıkamadan gelen suyu diyelim aldık, arıttık. Onu birinci yıkamada kullanabiliriz, yıkama prosesi başına vererek. Peki bunun faydası ne? En çok atık suyun oluÅŸtuÄŸu yıkama prosesinden siz atık suyu arıtma tesisine göndermemiÅŸ oluyorsunuz, kendi içerisinde suyu geri çevirmiÅŸ oluyorsunuz. Bu ÅŸekilde prosesin içerisinde de membranları kullanabilmek söz konusu." ifadelerini kullandı.