

AA'nın iklim krizinin önüne geçmede önem taşıyan karbon ayak izini azaltacak konulara odaklandığı "sürdürülebilir yaÅŸam" dosyasının ilk haberinde çevre dostu yeÅŸil binalar ele alındı.
BirleÅŸmiÅŸ Milletler Çevre Örgütü (UNEP) tarafından geçen yıl yayımlanan "Yapıların ve İnÅŸaatın Küresel Durumu" baÅŸlıklı rapora göre, inÅŸaat sektöründeki doÄŸrudan karbon emisyonu, tüm sektörlerin toplam karbon emisyonunun yüzde 6'sını oluÅŸturuyor. Bununla birlikte, sektörün, inÅŸa faaliyetleri sırasında kullandığı elektrik ve ısıtma gibi enerji kaynaklı karbon salımı eklendiÄŸinde bu oran yüzde 17'ye, inÅŸası biten bir binada ikamet eden veya çalışan insanların, binanın ömrü boyunca neden oldukları doÄŸrudan veya dolaylı karbon salımları da hesaba katıldığında ise yüzde 37'ye çıkıyor.
Sektörün ciddi miktarda atık oluÅŸturduÄŸuna da deÄŸinilen rapora göre binaların inÅŸası, iyileÅŸtirilmesi ve yıkım çalışmaları sonucu yılda yaklaşık ortalama 100 milyar ton atık çıkıyor ve bu atığın yüzde 35’i çöp sahalarına gönderiliyor.
Raporda, son birkaç yılda bina enerji mevzuatlarının takip edilmesi sonucu az da olsa bir ilerleme yaÅŸandığı, 2021'de 196 ülkeden 76’sının, yapıların enerji verimliliÄŸi için, binaların bir kısmında, zorunlu ya da gönüllü olarak çeÅŸitli uygulamaları hayata geçirdiÄŸi bilgisine yer verildi. Bu sayı, dünya ülkelerinin yüzde 40’ına denk gelirken, yapıların tamamında enerji verimliliÄŸine yönelik uygulamalar hayata geçiren ülkelerin oranı yüzde 26'da kaldı.
Enerji verimli binalar için 2021'de yapılan yatırımlar bir önceki yıla göre yüzde 16 artarak toplamda yaklaşık 237 milyar dolara ulaşırken bu yatırımlar daha çok AB ülkeleri, ABD, Kanada ve Japonya’da yapıldı.
Raporda, dünya genelinde 2020 ve 2021 arasındaki bir yıllık süreçte yeÅŸil bina sertifikalarının sayısının yüzde 19 arttığı ve bu oranın beklenmedik seviyede iyi olduÄŸu belirtildi. Bununla birlikte eÄŸilimin bu ÅŸekilde sürmesi halinde dahi Paris İklim AnlaÅŸması’nda 2050 için belirlenen karbon nötr hedefine ulaÅŸmanın oldukça zor olduÄŸu vurgulanan raporda inÅŸaat sektörünün tüm paydaÅŸlarının ortak bir ÅŸekilde daha sürdürülebilir yapılar için çalışmalar yürütmesi gerektiÄŸinin altı çizildi.
"YeÅŸil binaların çoÄŸunu ticari binalar oluÅŸturuyor"
Çevre Dostu YeÅŸil Binalar DerneÄŸi (ÇEDBİK) BaÅŸkanı Mehmet Sami Kılıç, iklim dostu yeÅŸil binaların çevre açısından önemine iliÅŸkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Sürdürülebilir kriterlerle tasarlanmış, inÅŸa edilmiÅŸ ve iÅŸletmesine devam edilmiÅŸ binaların yeÅŸil bina olarak kabul edildiÄŸini belirten Kılıç, "Bu binalar, enerji, su, iç hava kalitesi, atık yönetimi ve bulunduÄŸu parselin konumu dahil olmak üzere bütüncül bir yaklaşımla, çevreye minimum zararla inÅŸa edilen projelerdir." dedi.
YeÅŸil binaların karbon emisyonlarının normal binalara oranla çok daha az olduÄŸunu kaydeden Kılıç, bunun temel sebeplerinin, bu binalardaki yenilenebilir enerji kullanımının yüksekliÄŸi, yaÄŸmur suyunun binanın çeÅŸitli yerlerinde deÄŸerlendirilebilmesi, yeni teknolojilerle iç hava kalitesinin yükseltilmesi gibi faktörler olduÄŸunu anlattı.
Kılıç, Eylül 2023 verilerine göre, Türkiye’de aktif yeÅŸil bina sertifikasına sahip bina sayısının 611 olduÄŸunu ve bunların çoÄŸunu ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô, Ankara ve İzmir gibi büyük ÅŸehirlerdeki ticari binaların oluÅŸturduÄŸunu söyledi.
Ofis binalarında yeÅŸil bina talebinin yoÄŸun olduÄŸu, konut noktasında ise henüz bu farkındalığın oluÅŸmadığı deÄŸerlendirmesini yapan Kılıç, "Sektör içerisinde en yavaÅŸ ilerleyen alan olsa da, yavaÅŸ yavaÅŸ oraya doÄŸru gidiyoruz. Evi alan kiÅŸi 'bu kriterleri istiyorum' diye zorladığı zaman konut sektöründe de daha hızlı ilerleme olacağını düÅŸünüyorum." diye konuÅŸtu.
"Uzun vadede yeÅŸil bina olmayan projelerin deÄŸeri düÅŸecek"
Kullanıcıların inÅŸaat maliyetleri noktasında yeÅŸil binalara mesafeli durduÄŸunu, öte yandan inÅŸaat sektörüne gelen düzenlemelerle birlikte yeÅŸil bina faaliyetleriyle normal bina faaliyetleri arasında eskisi gibi ciddi farklar kalmadığı görüÅŸünü paylaÅŸan Kılıç, enerji ve su verimliliÄŸinin, faturaların yükünü azaltması sonucu uzun vadede yeÅŸil binaların daha bütçe dostu olacağını dile getirdi.
YeÅŸil binaların finansal anlamda giderek deÄŸer kazandığını ifade eden Kılıç, "Yaklaşık bir 10 sene sonra herkes yeÅŸil binayı tercih ettiÄŸinde, yeÅŸil bina olmayan projelerin deÄŸeri düÅŸmüÅŸ olacak." deÄŸerlendirmesini yaptı.
Avrupa BirliÄŸi’nin (AB) 2019'da duyurduÄŸu, kapsamlı bir sürdürülebilirlik ve çevre politika inisiyatifi ve eylem planı olarak nitelendirilen Avrupa YeÅŸil Mutabakatı sonrası yeÅŸil binaların öneminin arttığının altını çizen Kılıç, sözlerini ÅŸöyle tamamladı:
"Eskiden yeÅŸil binalar 'olsa iyi olur' mantığıyla ilerliyordu. YeÅŸil Mutabakat ile bu artık hayatımıza bir anayasa gibi girdi. YeÅŸil Mutabakat ile birlikte ihraç edilen ürünler belli bir kimlikle AB ülkelerine gidecek. Yani bu malzemelerin imalat sürecinde çevreye ne kadar zarar verdiÄŸi ölçülecek. Ona göre de ekstra vergi ödenecek. Dolayısıyla bunu yapan firmaların vergi oranı daha düÅŸük olurken yapmayanların pazardaki payı ciddi ÅŸekilde düÅŸecek. Çevre, Åžehircilik ve İklim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Bakanlığı da bu kriterlere paralel belirli hedefler koydu. Amaç 2050'de karbonsuzlaÅŸmak."