

Tarım ve Orman Bakanlığınca yayımlanan Türk Tarım ve Orman dergisinde yer alan bilgilere göre Türkiye'de tarım için yılda ortalama 6 milyon ton kimyasal gübre kullanılıyor. Kısa vadede etkili sonuçlar getirse de uzun vadede toprağın yapısını bozan kimyasal gübreler, biyoçeÅŸitliliÄŸi azaltıyor ve doÄŸal kaynakları kirleterek çevreye zarar veriyor.
Kimyasal gübre kullanımını azaltmak için ise topraÄŸa ve bitkiye faydalı mikroorganizmalar içeren mikrobiyal yani biyolojik gübreler alternatif oluyor.
SoilBiom, TÜBİTAK Bireysel Genç GiriÅŸim (BİGG) desteÄŸiyle bu yılın Eylül ayında mikrobiyal gübre geliÅŸtirme amacıyla kuruldu.
AR-GE çalışmalarını; Ankara Üniversitesi Teknokent’in yürütücülüÄŸünü yaptığı AgriGenomik Hub-Hayvan ve Bitki Genomik AraÅŸtırma İnovasyon Merkezi, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü, Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü ve Recep Tayyip ErdoÄŸan Üniversitesi Ziraat Fakültesi laboratuvarlarında gerçekleÅŸtiren ekip, Atakan Yıldız, Deniz Sapaz, Umut Ferhat BaÅŸpınar, Osman Peker ve Atakan Pipilos’tan oluÅŸuyor.
Yaklaşık iki yıl sürmesi planlanan AR-GE çalışmalarının ardından ilk ürünün 2 yıl içinde ortaya çıkması bekleniyor.
Bitkinin ihtiyaçlarına özel gübre tasarımı
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan SoilBiom kurucu ortağı Atakan Yıldız, TEMA Vakfı projelerinin kendilerine esin kaynağı olduÄŸunu belirterek projenin ortaya çıkış hikayesini ÅŸöyle anlattı:
"(Lisans yıllarımda) Ankara Üniversitesinde Genç Tema BaÅŸkanlığı yaptığım için oradaki TEMA Vakfı'nın projeleriyle çok içli dışlıydım. Kurucu ortağım Atakan Pipilos ile birlikte bu projeleri nasıl geliÅŸtirebiliriz diye oturup konuÅŸtuÄŸumuzda biyoteknolojik yöntemleri kullanırsak çok basit zirai uygulamalarla birlikte yeni nesil teknolojilerle daha verimli, daha kaliteli, daha temiz, çevre dostu ürünler üretebileceÄŸimizi fark ettik ve bunun üstüne araÅŸtırmalar baÅŸladı."
Her bitkinin farklı ihtiyaçları bulunduÄŸunu, kendilerinin de bu ihtiyaçları tespit edip çözüme yönelik ve bitkiye özel mikrobiyal gübreler tasarladıklarını kaydeden Yıldız, "Kimyasal gübre kullanımını azaltacak, aynı zamanda onların neden olduÄŸu toprak kirliliÄŸi, denizlerin kirlenmesi, biyoçeÅŸitlilik kaybı gibi problemleri de minimize edecek bir mikrobiyal gübre üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz." dedi.
¶Ù¾±ÄŸ±ð°ù mikrobiyal gübrelerden farklı
Mikrobiyal gübre çalışmalarına ilk olarak Türkiye'de her sofrada bulunan ve spesifik bir bölgede yetiÅŸtirilen çay ile baÅŸladıklarını bildiren Yıldız, geliÅŸtirdikleri metotla, ilerleyen dönemde fındık, tütün, antep fıstığı ve zeytin gibi yerel ürünler üzerinde de çalışmayı planladıklarına deÄŸindi.
Yıldız, geliÅŸtirdikleri mikrobiyal gübrenin piyasadaki diÄŸer gübrelerden farkına iliÅŸkin ÅŸunları söyledi:
"Piyasadaki bulunan mikrobiyal gübreler daha çok direkt topraktan örnekler alıp onun üzerinde ilerlerken, rizosferik dediÄŸimiz yani direkt kökte bulunan bakterilerden ilerlerken biz hem kökten hem de bitkinin kendi içerisinde bulunan bakteriler, yani endofitik bakteriler üzerinden ilerliyoruz. Bu sayede hem bitkiyi hem de toprağı tarayıp ihtiyaç nedir, içerisinde ne var ne yok analiz edip, buna yönelik içerikler üretiyoruz."
Türkiye ve dünyada büyük bir kimyasal gübre pazarı olduÄŸunu fakat ilerleyen zamanlarda mikrobiyal gübreye olan talebin artacağı görüÅŸünü paylaÅŸan Yıldız, "2030'a kadar kimyasal gübre kullanımının azalacağı, 2050 yılında kimyasal ve mikrobiyal gübre kullanımının eÅŸitleneceÄŸi, 2070'ten sonra ise mikrobiyal gübre kullanımının daha fazla olacağına yönelik çalışmalar mevcut." diye konuÅŸtu.
eDNA metabarkodlama teknolojisi
SoilBiom Kurucu Ortağı Atakan Pipilos ise bitkiden ve topraktan alınan küçük bir örnekle, içerisindeki bütün biyoçeÅŸitliliÄŸin tür düzeyinde tespit edilmesini saÄŸlayan eDNA metabarkodlama teknolojisi kullanımının ve sadece kökün dışındaki bakterileri deÄŸil bitkinin içinde bulunan mikroorganizmaların da hedef alınmasının, projelerinin iki yenilikçi yönü olduÄŸunu kaydetti.
Pipilos, çalışmalarının aÅŸamaları hakkında ÅŸu detayları verdi:
"İlk olarak üzerinde çalışacağımız bitkinin verimli olanlarını tespit ediyoruz daha sonra bu bitkilerin yaprak, sap, kök ve toprak gibi çeÅŸitli dokularından örnekler alıyoruz. Aldığımız bu dokulardan eDNA metabarkodlama yöntemini kullanarak bakteri ve biyoçeÅŸitliliÄŸi tespit ediyoruz. Bu bakterilerden faydalı olanları tespit ettikten sonra belli bakteri kültürü yöntemleriyle bir mikrobiyal gübre tasarlıyoruz.”
Pipilos, üzerinde çalıştıkları mikrobiyal gübreyle bitki canlılığını yüzde 50 artırmayı hedeflediklerini, bitki veriminde ise yüzde 30 artış beklediklerini dile getirdi.