365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Marmara Denizi'ndeki müsilaj mercanların yaÅŸamını tehdit ediyor

28.02.2025
ݲõ³Ù²¹²Ô²ú³Ü±ô

Biyolog UlaÅŸcan KayataÅŸ, müsilajın TavÅŸan Adası’ndaki mercanların üzerine örtmeye baÅŸladığını ve bu müsilaj tabakasının mercanların yaÅŸamı için risk oluÅŸturduÄŸunu bildirdi.

Dünya genelinde okyanus ve deniz tabanının yüzde 0,0025'ini kaplayan mercanlar, bu küçük alanlarına karşın denizdeki canlı varlığının yüzde 25'ine ev sahipliÄŸi yapıyor. İklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle birlikte artan deniz suyu sıcaklıkları ve kirlilik mercan varlığını tehdit ederken, müsilaj da bu risk faktörlerinden biri olarak görülüyor.

Deniz YaÅŸamını Koruma DerneÄŸinden dalgıç ve biyolog UlaÅŸcan KayataÅŸ, yaban hayatı ekoloÄŸu Baran Aksel Keskin ve gönüllü dalgıç Yener KuÅŸculuoÄŸlu Marmara Denizi’ndeki tek deniz koruma alanı olan ve Türkiye’nin ilk ve tek mercan nakil projesine ev sahipliÄŸi yapan TavÅŸan Adası’nda dalış gerçekleÅŸtirdi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan KayataÅŸ, mercanların deniz canlılarının beslenme, barınma ve üreme alanı olması açısından önemli bir alan saÄŸlamasının yanı sıra iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle mücadeleye de katkı sunduÄŸunu anlattı.

KayataÅŸ, "Mercan kolonileri çok yüksek bir ÅŸekilde karbon depolama kapasitesine sahip. Bu da havadaki serbest karbonun deniz tabanında tutunması için son derece kıymetli. Özellikle günümüzde sera gazı etkisinden ve karbon emisyonu yükünden bahsediyoruz. Bu baÄŸlamda mercanlar da son derece kıymetli." dedi.

Marmara Denizi'ndeki müsilajın sebebi deniz dibindeki sıcaklık artışı olabilir

TavÅŸan Adası'ndaki mercanların saÄŸlığını kontrol etmek için 35 metre daldıklarını, 25 metreye kadar yoÄŸunluk gösteren müsilajın ağırlaÅŸtıkça dibe çöktüÄŸünü ve deniz tabanındaki canlılığı doÄŸrudan tehdit ettiÄŸini belirten KayataÅŸ, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

"Oraya ölçüm için gidiyoruz fakat o ölçümü yapamadık bile. YoÄŸun bir müsilajdan bahsediyoruz, su altında paletlerle bu mercanların üzerini temizlemek zorunda kaldık. Ne kadar uzun süre bu müsilaj mercanların üzerinde kalırsa mercanlar için o kadar ölüm riski artıyor. Çünkü mercan gruplarının dal yapısı var. Bu dalın içinde küçük küçük polipler var ve bu polipler onların tentakülleri var. Tentaküllerle organik materyal topluyorlar esasında. Yani bu tentaküllerin üzeri örtülürse, sindirim boÅŸlukları kapanırsa bu canlılar ölecek."

Ortalama derinliÄŸi 300 metre olarak bilinen Marmara Denizi'nin yaklaşık 25- 30 metresindeki yüzey suyunun Karadeniz'den, geri kalanının ise Akdeniz'den geldiÄŸini kaydeden KayataÅŸ, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinde seyretmesine raÄŸmen eylül ve ekim ayından itibaren müsilajın Marmara Denizi'nde gözlemlendiÄŸini, aralık ve ocak ayında zirve yaptığını ve artmaya devam edeceÄŸini söyledi.

KayataÅŸ ÅŸöyle devam etti:

"Bu enteresan bir veri çünkü hep atmosferik hava koÅŸullarının deÄŸiÅŸmesinden bahsediyorduk ama atmosferik hava koÅŸulları ÅŸu an mevsim normallerine yakın. Belki 1-2 derece fark ediyor. Geçen seneki gibi aşırı ekstrem koÅŸullar yok. Dalışımızdan elde ettiÄŸimiz çok kritik bir veri var. Normalde Akdeniz suyu yani Karadeniz'den aÅŸağıya geçtikten sonra deniz suyu sıcaklığı 14-15 derece bandında sabittir. Fakat biz 13 Åžubat'ta yaptığımız dalışta 34 metredeki su sıcaklığını 16 derece ölçtük. Bu da müsilaj ile alakalı bu sorunun Marmara Denizi'nin dibindeki sıcaklık artışından kaynaklanabileceÄŸini düÅŸündürttü bana çünkü hava koÅŸulları soÄŸuk, mevsim normallerinde hatta yer yer daha düÅŸük geçiyor."

Kayataş, Marmara Denizi'nin giderek oksijensizleştiğini, deniz dibindeki sıcaklık artışının da oksijensizleşme sorununu hızlı bir şekilde artırabileceğini dile getirdi.

"Marmara Denizi'nin organik atık girdisini azaltmak gerekiyor"

Marmara Denizi'nde bulunan yumuÅŸak mercan türlerinin turizm açısından deÄŸerlendirilebilecek bir potansiyeli olduÄŸunu ifade eden KayataÅŸ, "Balıkçılığı destekliyor fakat aynı zamanda mercanlar görsel açıdan estetik yapılar oluÅŸturdukları için turizm bazlı dalışları da yani ekoturizmi de destekliyor. Çünkü oluÅŸturdukları yapılar doÄŸal olarak biyolojik çeÅŸitliliÄŸi destekliyor ve etrafındaki canlılığı artırıyor ve bu ÅŸekilde siz orada ekolojik turizm adına bir potansiyel dalış noktası oluÅŸturmuÅŸ oluyorsunuz." sözlerini sarf etti.

Marmara Denizi'nin organik atık girdisini azaltmak hatta mümkünse tamamen kesmek gerektiÄŸinin altını çizen KayataÅŸ, bunun için bütün illerde ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulması önerisinde bulundu.

KayataÅŸ sözlerini ÅŸöyle tamamladı:

"Marmara Denizi olmaz ise Karadeniz de olmaz, Akdeniz de olmaz. Çünkü Marmara Denizi iki deniz için de geçiÅŸ bölgesi. Biliyorsunuz balıklar Akdeniz'den Karadeniz'e göç ediyor. Karadeniz'den hamsiler geliyor. Åžimdi Marmara Denizi ölürse oradan göçecek olan hayvanlar da ölecek. Çünkü müsilaj sadece oksijensizleÅŸtirmiyor, balıkların solungaçlarına takılarak onların soluk alıp vermesini, oksijen alımını engelliyor ve canlı yine ölüyor. Deniz tabanındaki canlılar ölürse onlarla beslenen canlılar da ölecek. Barbun çıkmayacak mesela, kırlangıç ve kalkan çıkmayacak. Zaten çok az olan bu balıklar iyice yok olacaklar."

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR