

Cumhuriyet'in 100'üncü yılında gerçekleÅŸtirilecek uzay yolculuÄŸunda, uzay yolcusu, üniversite ve araÅŸtırma kurumları tarafından hazırlanan 13 farklı deney gerçekleÅŸtirecek.
Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ve TÜBİTAK Uzay Teknolojileri AraÅŸtırma Enstitüsü tarafından belirlenen deneylerden biri de "Mikro Yer Çekimi Altında Bitkilerde CRISPR Gen Düzenleme VerimliliÄŸinin AraÅŸtırılması" baÅŸlıklı çalışma olacak.
Proje ile moleküler biyolojinin modern gen düzenleme tekniklerinden biri olan CRISPR tekniÄŸinin mikro yer çekimi ortamında bitkiler üzerindeki etkinliÄŸinin araÅŸtırılması, gen aktarımı ve genetik müdahalenin uzayda yapılıp yapılamayacağının test edilmesi amaçlanıyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü doktora öÄŸrencisi TuÄŸçe Celayir'in yürütücülüÄŸünü üstlendiÄŸi projede aynı bölümden Doktor ÖÄŸretim Üyesi Åženay Vural Korkut ile lisans öÄŸrencisi Sıla Yigit ve Dünyadaki Mars Projesi (Mars on Earth Project (MoEP) kurucularından Ruha Uslu yer alıyor.
Laboratuvar çalışmalarına bu yılın mart ayında baÅŸlanan projenin bir sonraki safhasında, ilk Türk uzay yolcusu ile yer çekimsiz ortamdaki deneyler hayata geçirilecek.
AA muhabirine projenin detaylarını anlatan Celayir, proje kapsamında uzay koÅŸullarında bitkilerin üzerinde genetik müdahaleyi ve bu müdahalenin verimini araÅŸtırdıklarını söyledi.
Önceliklerinin uzay platformunda gerçekleÅŸecek deneylerin moleküler seviyedeki analizlerinin gerçekleÅŸtirilmesi, proje kapsamında gönderilecek tüm materyallerin hazırlanması ve optimizasyonların gerçekleÅŸtirilmesi olduÄŸunu belirten Celayir, "Projemizde bitkilere yapacağımız genetik müdahale ile saÄŸlığını iyileÅŸtirmeye yönelik ileride yapılacak çalışmaları da destekleyecek ÅŸekilde ilk defa bir analizin yapılmasına odaklanıyoruz. Mikro yer çekiminde bu analiz yapılabilir mi? Bu uygulama yapılabilir mi? Aslında bu soruların cevaplarını arıyoruz." dedi.
"Bitkiler, yapay bir ekosistemde oksijen kaynağı sağlaması amacıyla kullanılabilir"
Projede kullandıkları model organizmanın "Arabidopsis thaliana" bitkisi olduÄŸunu ve bu bitkiyi geniÅŸ kapsamlı kullanımı ve kısa çimlenme süresi nedeniyle seçtiklerini vurgulayan Celayir, bitki üzerinde planladıkları genetik müdahalenin daha önce hiç yapılmadığını, bu açıdan araÅŸtırmanın çığır açıcı olacağını ifade etti.
Celayir, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Bu çalışma sonrası gelecekte gıda kaynağı olabilecek bitkiler, yapay bir ekosistem oluÅŸturulması ve bu ekosistem içinde oksijen kaynağı saÄŸlaması amacıyla da kullanılabilir. GeleceÄŸin Mars kolonilerinin konuÅŸulduÄŸu günümüzde özellikle uzun süreli uzay görevlerinde hem astronotları destekleyecek bir ekosistem oluÅŸturabilmek hem de oluÅŸturulacak ekosistemde bu bitkilerin saÄŸlığı için çalışmamız büyük önem taşıyor. Uzun süreli uzay görevlerinde karşılaÅŸtığımız en büyük problem, mikro yer çekimi ortamı ve yüksek dozda radyasyon maruziyeti. Bu nasıl astronotları olumsuz etkiliyorsa, uzay aracındaki bütün canlıları da etkiliyor. Böylesi uzun süreli uzay görevlerinde yaÅŸamı devam ettirebilmek adına yapay bir ekosistem kurmamız gerekiyor. Bu ekosistem içinde kilit rol oynayan ÅŸey bitkiler çünkü fotosentez sayesinde oksijen üretebilir, gıda kaynağı olarak kullanılabilirler. Bu nedenle uzun süreli uzay görevlerinde bitkilerin saÄŸlığı büyük önem taşıyor."
Bitkilerin yer çekimini algılaması
Bitkilerin bütün çevresel faktörleri algıladıkları gibi yer çekimini de algıladıklarını kaydeden Celayir, "Mikro yer çekiminde bugüne kadar yapılan diÄŸer çalışmalara bakıldığında bitki kökleri farklılıklar gösteriyor, farklı yönlere saçılarak büyüme eÄŸilimi gösteriyor. Ayrıca uzay deneylerinde topraklı kültürler yerine özel besi yerlerinin kullanıldığı görüyoruz. Bizimkinde de özel besi yeri üzerinde, bir nevi petri kaplarında bitkilerimiz büyümekte." diye konuÅŸtu.
Celayir, "Fırlatma tarihi henüz kesin deÄŸil ama 2023 yılının son çeyreÄŸinde gerçekleÅŸmesi planlanıyor. Daha sonra dünyaya geri gelen örneklerde analizlerimiz devam edecek ve projemiz tamamlanacak." ifadesini kullandı.