365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Küresel kuraklık ve vahÅŸi sulama tatlı su kaplumbaÄŸalarının yaÅŸamını tehdit ediyor

23.05.2025
¶Ù¾±²â²¹°ù²ú²¹°ìı°ù

Uzmanlar, küresel kuraklık, yoÄŸun buharlaÅŸma ve vahÅŸi sulamanın tatlı su kaplumbaÄŸalarının yaÅŸadığı ekosistemi tehdit ederek, yaÅŸamsal risk oluÅŸturduÄŸu uyarısını yapıyor.


DoÄŸaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.


YaÄŸmur ve kar sularıyla beslenen tatlı su kaynakları insanlardan göçmen kuÅŸlara, balık türlerinden kaplumbaÄŸalara kadar canlılara hayat kaynağı oluÅŸturuyor.

Türkiye sınırları içerisindeki bu kaynaklarda çizgili kaplumbaÄŸa (Mauremys caspica) ve benekli kaplumbaÄŸa (Emys orbicularis) ile Fırat ve Dicle nehirlerinin kenarında yaÅŸayan Fırat kaplumbaÄŸası (rafetus euphraticus) türleri varlık gösteriyor.

Küresel iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve yağışların azalması nedeniyle oluÅŸan kuraklık, mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklara baÄŸlı olarak yoÄŸun buharlaÅŸma, bilinçsizce yapılan vahÅŸi (salma) sulamanın etkisiyle su kaynaklarında meydana gelen azalmanın tatlı sularda yaÅŸayan kaplumbaÄŸaların yaÅŸamını tehdit ettiÄŸi uyarısında bulunan uzmanlar, su kaynaklarının korunması ve suyun bilinçli kullanımı konusunda denetim yapılması gerektiÄŸini belirtiyor.

"Kaplumbağaları yaşadığı yerle birlikte korumamız gerekiyor"

Dicle Üniversitesi (DÜ) Veteriner Fakültesi Temel Bilimler Bölümü ÖÄŸretim Üyesi ve aynı zamanda Dicle Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Alaeddin Kaya, AA muhabirine, tatlı su kaplumbaÄŸalarının göl, gölet ve nehir sistemlerinde yaÅŸadığını, Türkiye'de tatlı su kaplumbaÄŸası olarak 3 tür bulunduÄŸunu söyledi.

Kaya, benekli su kaplumbaÄŸasının tür olarak daha fazla tehlikede olduÄŸunu ifade ederek, çünkü bu türün çok daha temiz sularda yaÅŸama imkanı bulabildiÄŸini, habitatlarının çok daha hassas olduÄŸunu belirtti.

Çizgili kaplumbaÄŸaların ise tür olarak biraz daha dirençli olduÄŸu bilgisini veren Kaya, bir de ülkede Fırat kaplumbaÄŸalarının olduÄŸunu söyledi.

"Maalesef yaÅŸam alanlarının tahribatından dolayı bunlar tehlikede. Benekli kaplumbaÄŸa için tehlike çanları çoktan çalıyor. KaplumbaÄŸaların yaÅŸadığı suların, göllerin çekilmesi, atık suların yaÅŸadıkları göllere, gölcüklere gelmesi maalesef habitatı bozar. Göllerdeki yaÅŸam alanları da kayboluyor." diyen Kaya, çizgili su kaplumbaÄŸalarının biraz daha dirençli olduÄŸunu ancak onların da bir su kaynağına, habitata ihtiyaç duyduÄŸunu ifade etti.

Bu türlerin "sucul" ekosistemde bulunduÄŸuna iÅŸaret eden Kaya, buralara gelen suların kesilmesi veya tarımda salma sulamada kullanılmasından dolayı çizgili su kaplumbaÄŸalarının da aynı tehlikeyi yaÅŸadığını kaydetti.

Kaya, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

"Özellikle yaz aylarında sıcaklar çok fazla ve aşırı buharlaÅŸmayla göl ya da göletlerin kaybolduÄŸunu görüyoruz. Fırat kaplumbaÄŸaları mevcut koÅŸulların yanı sıra kum ocaklarının yuvalarını tahrip etmesiyle de ikinci bir tehlike yaşıyor. Tatlı su ekosistemlerine gelen zararlardan dolayı benekli su kaplumbaÄŸası, çizgili su kaplumbaÄŸası ve Fırat kaplumbaÄŸası tehlike altında. Maalesef hocalarımızın kaynaklarında belirttiÄŸi lokasyonlarda artık bulunmuyorlar. Hatta o lokasyonlara gittiÄŸinizde bazı yerlerde o su kaynakları bile artık yok. Fırat kaplumbaÄŸası üst düzey bir koruma altında ama sadece hayvanı korumak yetmiyor. Bizim kaplumbaÄŸaları yaÅŸadığı yerle birlikte korumamız gerekiyor."

"Göç yolu bulamıyorlar"

DÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı BaÅŸkanı Prof. Dr. Ali Satar da sulak alanlarda birçok türden milyonlarca eklem bacaklının yaÅŸadığını ve eklem bacaklıların üst türlere besin kaynağı olduÄŸunu belirtti.

Satar, ÅŸunları söyledi:

"Küresel ısınma sonucu zaten tükenmekte olan tatlı su kaynaklarının bilinçsizce tarımsal sulamada kullanılması burada yaÅŸayan küçük canlılardan tutun da kaplumbaÄŸalara kadar çok sayıda canlı türüne zarar vermekte. Bilinçsizce yapılan sulamaların takip edilmesi, damlama sulama ve farklı yöntemlere geçilerek yapılması gerekir. Çünkü biz buradaki türleri kaybetmeye baÅŸladık."

Sulak alanların yok olmasıyla burada yaÅŸayan birçok türün ve bunlarla beslenen birçok omurgalı canlının zarar gördüÄŸünü dile getiren Satar, "Göletlerdeki su kaynaklarının tükenmesiyle burada yaÅŸayan canlıların göç etmesi olası deÄŸil. ÖrneÄŸin tatlı su kaplumbaÄŸalarının baÅŸka alana ulaÅŸma durumu söz konusu olmuyor. Göç yolu bulamayan ve sıcaktan telef olan birçok su kaplumbaÄŸasını görüyoruz. Dolayısıyla bu su kaynaklarının bilinçsizce tüketilmemesi, bunların denetlenmesi lazım." ifadelerini kullandı.

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR