365betÌåÓýÔÚÏßÊÀ½ç±­

Türkiye-Slovenya ortaklığıyla yürütülen projede küresel ısınmanın bal arıları üzerindeki etkisi araÅŸtırılıyor

13.05.2025
Düzce

Düzce Üniversitesi ve Slovenya Maribor Üniversitesinden akademisyenlerin yürüttüÄŸü projede ultraviyole ışınlarına maruz kalan arıların davranışları üzerindeki etkilerin ortaya konulması ve küresel ısınmaya dayanıklı ırkların belirlenmesi amaçlanıyor.


DoÄŸaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.


İki üniversite ortaklığında geliÅŸtirilen TÜBİTAK destekli "1071- UV-B Radyasyonunun Farklı Bal Arısı (Apis mellifera L.) Alt Türlerinin Davranışı ve Fizyolojisi Üzerindeki Etkileri " adlı proje, Türkiye'den Düzce Üniversitesi (DÜ) Arıcılık AraÅŸtırma GeliÅŸtirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) Müdürü Prof. Dr. Meral KekeçoÄŸlu ve Slovenya'dan Prof. Dr. Ales Gregorc ile ekipleri tarafından yürütülüyor.

Küresel ısınmaya baÄŸlı ozon tabakasının zarar görerek ultraviyole ışınlarının yeryüzüne ulaÅŸmasının canlandırıldığı laboratuvar ortamındaki bilimsel senaryoda, yapay zeka destekli görüntüleme sistemiyle iÅŸlenen çıktılarla ışınlara maruz kalan arı ırklarının davranışları, genetik yapıları ve antioksidan özellikleri üzerindeki etkiler inceleniyor.

Projede Türkiye'de bulunan beÅŸ ayrı ırkın ve Slovenya arı ırkının küresel ısınma karşısında sergileyeceÄŸi farklılık belirlenmesi ve hangi ırkın daha dayanıklı olduÄŸunun ortaya konması hedefleniyor.

Prof. Dr. KekeçoÄŸlu, AA muhabirine, Türkiye ve dünya aracılığının yaÅŸadığı sorunları çözmeye yönelik projeler geliÅŸtirdiklerini, son günlerde arıcıların en büyük kaygısının yaz mevsiminde yaÅŸanabilecek aşırı sıcaklar olduÄŸunu anlattı.

Küresel ısınma ve iklim deÄŸiÅŸiminin sadece Türkiye'nin deÄŸil dünyanın problemi haline geldiÄŸini belirten KekeçoÄŸlu, "Dolayısıyla sadece Türkiye'de deÄŸil dünyada araÅŸtırmacılar, küresel ısınma ve iklim deÄŸiÅŸiminin etkilerine yönelik araÅŸtırmalar yapmaya baÅŸladı. Biz de bu baÄŸlamda uluslararası düzeyde iÅŸbirliÄŸi yaparak çözümler üretmeye çalışıyoruz." dedi.

"Arıcılarımıza ısrarla kendi ırk ve eko tiplerimizi koruyalım diyoruz"

KekeçoÄŸlu, Slovenya-Türkiye iÅŸbirliÄŸiyle TÜBİTAK destekli projeyi hayata geçirdiklerini anlatarak, ÅŸöyle devam etti:

"İkili iÅŸbirliÄŸi projesindeki amacımız, küresel ısınmanın arılar üzerindeki etkisini ortaya koymak ve tabii alınabilirse önlemler almak, bu konuda arıcılara uyarılarda bulunmaktır. İki ülke arasında proje kapsamında çalışmamıza baÅŸladık. Çalışmamızda bir modelleme yaptık. Bu modellemeye göre Küresel ısınma olduÄŸunda ozon tabakası zarar görecek ve UVB ışınları çoÄŸunlukla yeryüzüne ulaÅŸmaya baÅŸlayacak. Bunun arılar üzerindeki etkisini görmek için laboratuvar ortamında model oluÅŸturduk ve bu modeli de yapay zeka temelli görüntüleme sistemiyle iÅŸledik."

İlk olarak Türkiye'deki arı ırkları üzerinde çalışıldığını aktaran KekeçoÄŸlu, "Arı ırklarının UVB ışığına karşı nasıl davranış gösteriyor, kaçıyor mu, yoksa oraya doÄŸru mu yönleniyor? Yapay zeka temelli görüntüleme sistemiyle takip ettik. Sonunda da genetik yapılarını ve stres parametreleri ve direnç genlerini nasıl etkiliyor, oksidatif stres oluÅŸuyor mu, ona karşı bir mekanizma geliÅŸtiriyorlar mı? Bunları inceledik. İki farklı dalga boyunda, 400 ve 800 nanometre dalga boyunda ultraviyole ışınlarının etkilerini inceledik. İlginç sonuçlarla karşı karşıya kaldık. Arılar da öncelikli kaçma davranışı oluyor, daha sonra da adaptasyon davranışı geliÅŸiyor ve ultraviyole ışınlarından kaçmıyorlar." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

KekeçoÄŸlu, küresel ısınmaya arıların adaptasyon davranışının geliÅŸmesini de farklı ÅŸekillerde yorumlayabileceklerine dikkati çekerek, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:

"EÄŸer adaptasyon geliÅŸirse ve kaçmazsa kötü ÅŸartlardan, kötü hava koÅŸullarından oksidatif stres oluÅŸuyor. Stresin oluÅŸması da aslında arıları olumsuz etkiliyor. Yani her türlü davranış problemi veya farklılaÅŸma söz konusu. EÄŸer kaçarsa ne olacak, kaçmazsa ne olacak? EÄŸer kaçarsa bu sefer biyoçeÅŸitlilik deÄŸiÅŸecek, yani bugün ülkemizde var olan arı çeÅŸitliliÄŸin büyük çoÄŸunluÄŸunun farklılaÅŸmasını bekliyoruz. Yani arı ırklarından dayanıklı olan kalacak, dayanıklı olmayan yok olacak. Bu yüzden biz arıcılarımıza ısrarla kendi ırk ve eko tiplerimizi koruyalım diyoruz."

Projenin ilk etap çalışmaları tamamlandı

Projenin ilk etap çalışmalarının tamamlandığından bahseden KekeçoÄŸlu, yerli arı ırkı Anadolu bal arısının üzerindeki etkilerin ortaya konulduÄŸunu anlattı.

KekeçoÄŸlu, ÅŸimdiye kadarki süreçte Anadolu arı ırkının (A.m. anatoliaca) kısa vadede ultraviyole ışınlarına karşı adaptasyon saÄŸladığını ve zarar görmediÄŸini bildirerek, "Bu belki de Türkiye’nin yerli ırkına özgü bir özellik. Sonraki süreçte bunu göreceÄŸiz. Bundan sonraki süreçte farklı arı ırkları üzerindeki etkiler ve aynı zamanda arı hastalık ve zararlıları üzerindeki etkiler de ortaya konacak. Arı ırklarına etkisi Türkiye’de, arı hastalıkları üzerindeki etkisi Slovenya’da çalışılacak." ifadelerini kullandı.

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR